BEN YAKARIM

37 1 0
                                    

Burası güzeldi. Serin, beyaz, huzurlu, sessiz... Dertlerin giremediği bir yerdi. Onca maceranın ardından burası Orenda'ya çok iyi gelmişti. Sonunda kafasını toplayabileceği, gönlünü iyileştirebileceği bir yer bulmuştu. Buraya gelene kadar buna ihtiyacı olduğunu bilmiyordu ama çok yorulmuştu. Anca yirmi yaşındaydı ama sanki iki katı yaşamıştı. Ne kadar süredir orada olduğun bilmiyordu. Belki birkaç gün belki aylar... Niye ve nasıl oraya geldiğini de hatırlamıyordu. Bazen önemli bir şeyleri unutmuş gibi hissediyordu ama  üzerinde çok düşünmüyordu. Çünkü ne zaman düşünecek olsa göğsünde bir yer acıyordu. O da zamanını yatarak, şarkı söyleyerek bazen koşarak geçirdi. Tabi bir de babası vardı. Onu asıl dinlendiren de oydu. Onu çok özlemişti. Bu hissin nereden geldiğini bilmiyordu. Hep beraberlerdi zaten ama ayrılacaklar diye de ödü kopuyordu. Çok uzun bir süren bir ayrılıktan sonra tekrar bir araya gelmiş gibiydiler. Orenda ise hiç ayrılmamışlar gibi hissediyordu. Bazen bu huzursuz hissi duyumsayınca onu unutmak için elinden geleni yapır, başka şeylerle uğraşıyordu. Buda o unuttuğu şeylerle alakalı olduğunu tahmin ediyordu ama hatırlamaya çalışmadı. Orada göreceklerinden korkuyordu.

Orenda her zamanki söğüt ağacının altına oturmuş sık yaprakları arasında saklanarak şarkı söylüyordu. Etrafını kaplayan papatyalar hakkında bir şarkıydı.

Kendi ruhuna bir pencere aç
Orada papatyalar göreceksin
Saf,taze, beyaz ve büyüleyici
Ne olursan ol
Onlar kadar gerçek ol
Başına her şeyin gelmesine izin ver
GÜzellik ve dehşet
Sadece gitmeye devam et
Hiçbir duygu
Nİhai neğildir.

Şarkı söyledikçe içinde bir şeyleri unuttuğuna dair his güçleniyordu. Yakında onu görmezden gelmek oldukça zor olacaktı.

Bir el ağacın uzun yapraklarını ayırarak Orenda'nın saklandığı yeri gözler önüne serdi.
"İşte buradasın!"
Ağacın onlar için hazırladığı küçük odaya girip dalları bırakınca tekrar görünmez oldular.
"Demek benden saklanıyordun?"
"Senden saklanmam baba."
Adam ORenda'nın yanına oturdu.
"Zaten saklanamzsın da. SEni neree olursan ol bulurum. İster cehennemin dibinde, istersen de göklerin tepesinde."
"Cehennem iyi bir fikir değil sanki?"
Adam kolunu Orenda'nın boynuna atıp kendine çekti ve alnına bir öpücük kondurdu.
"Zaten oraya gitmeyeceksin. Endişelenmemize gerek yok."
ORenda gülümseyerek ona baktı. Ne zaman ona baksa kalbi sevgi ile dolup taşıyordu Aynı zamanda ağlamak istiyordu. Neden böyle hissttiğini çözememişti. Babası duygularını gözlerinden okumasın için bakışlarını kaçırdı. Ama babasının onu anlaması için gözlerine bakmasına gerek yoktu.
"Bir şey mi oldu?"
"Hayır, iyiyim ben."
"Emin misin? Üzgün gibisin."
Orenda cevap vermeden önce derin bir ih çekti.
"Bazen bir şeyler yanlış gibbi hissediyorum. Burada olmamam lazım gibi. Bir şeyleri unutmuşum gibi. Bu histen kurtulamıyorum. Ama senin yanından başka nerede olabilirim ki? Bilmiyorum işte. Kafam karışık biraz."
CEvap gelmeyince ORenda babasına baktı. Dümdüz önüne bakmış bir şeyler düşünüyordu.
"Baba?"
Adam rüyadan uyanır gibi irkildi ve yüzüne bir gülümseme yerleştirerek kızına döndü.
"Ne düşünüyordun?"
Doran cevap verip vermemekte tereddüt etti. Ama eninde sonunda bunun geleceğini biliyordu zaten.
"Seninle bu kadar çabuk ayrılmayız diye ummuştum ama... Sanırım seni geri verme vakti gelmiş."
"Geri vermek mi? Kime?"
"Ait olduğun yere."
Orenda telaşlandı.
"Baba ait olduğum yer burası zaten. Beni kime vereceksin?"
Doran ORenda'yı iki omzundan tutup hafifçe sıktı. ORenda biraz sakinleşmiş olsa da hala korkuyordu.
"Annene Orenda. O da seni bekliyor ve çok özlemiş."
"Annem?"
ORenda bir anda tüm vücuduna şimşek çarpmış gibi hissetti. Her şeyi hatırlamıştı.
"Annem..."
Kamp, kafes, arkadaşları, komutan, yolculuk, savaş, acı, dehşet.... Hepsi teker teker geri geldi. Şimdi neden bir şeyleri unutmuş gibi hissettiğini yada yanında olduğu halde babasını özlediğini biliyordu. Başını iki yana sallayarak babasının göğsüne gömüldü.
"Hayır baba, beni verme, lütfen. Gitmek istemiyorum. Gitmek istemiyorum!"
Doran kızmadı ve endişelenmedi. Son anlarında olmanın bilinciyle kızının saçlarını okşadı. Saçlarını ve inadını annesinden almıştı. Bİr de sesini. Burnu ve gözleri ise kendisine benziyordu. Yıllar yılı onu izlerken sadece bununla yetinmek zorunda kalmıştı. Şimdi ise ona okunabiliyor, sevebiliyordu. Saçlarının tepesine öpücük kondurdu. Kızı çok zor şeyler yaşamış ve atlatlatmıştı. Onunla gurur duyuyordu. VE hiç ummadığı bir şekilde birbirleri ile böyle zaman geçirme şansları olmuştu. Bu bir hediyeydi. Ama nankör olmaya gerek yoktu. Tamamen kavuşmalarına daha zaman vardı ve Doran kızının bu şansını elinden almayacaktı. Hala onu seven bekleyenleri vardı. Onun için biraz daha bekleyebilirdi.

Orenda sakinleşince Doran onu nazikçe kaldırıp gözlerindeki yaşları sildi. Babasına sitemle bakıyordu karamel gözleri. Bu bakışlara karşı gelmek zordu.
"Kocaman bir kız oldun Orenda. Seni büyürken izlemek çok güzeldi."
"Baba..."
Gözyaşları tekrar akmaya başlamıştı.
"Şşşş... ağlama kızım. Biz ayrılmayacağız ki. Ben hep senin yanında olacağım."
"Ama sana sarılamayacağım ki. Yada konuşamayacağım. Kucağına yatıp bana masal anlatmanı dinleyemeyeceğim."
"Sen yaşayacaksın Orenda. Daha da büyüyecek, muhteşem bir insan olacaksın. Ve sonra, zamanı gelince, biz tekrar buluşacağız. Bu sefer hiçbir şeyden korkmadan. Tamam mı? O zamana kadar bana dediğin her şeyi duyacağım ve sana hep yardım edeceğim. Bazen rüyalarına geleceğim ve orada sana masallar anlatacağım. Beni göremeyeceksin Orenda ama her zaman hissedeceksin. Senin beklediğin gibi ben de seni bekleyeceğim."
Orenda başıyla onayladı.
"Şimdi sil şu gözyaşlarını bakalım. Artık gülümek zamanı."
Doran Orenda'nın iki  gözünü de silip saçlarını kulaklarının arkasına sıkıştırdı. Güçlü durmaya çalışıyordu ama o da ağlamak üzereydi. Ayrılmayı daha fazla geciktiremezdi, zamanı gelmişti.
"Orenda, bana şarkı söyler misin?"
Orenda hala ağlamak istiyordu ama boğazındaki yumruyu yutup başını salladı. Babasının son isteğini de yerine getirecekti.

Bütün mümkünlerin kıyısında
Sadece bir insan olduğunu hatırla
Tüm karanlıklarda ışığı arıyorsan
Dön bak kendi dünyana
Hatıralar asla ölmez
Ruhla tesadüfen buluşmaz
Sen benim, Ben de senin
Başka yüzleriyiz birbirimizin
Sen ben de eksiksin
Bana ait olan beni bulacak
Beklesem de kıyamete kadar
Hiçbir şey yaşandığı gibi değil
Hatırlandığı gibi
Şimdi sadece bir anıyız
Zifrin bile örtemediği
Söyle bana
Bu sadece bir ilüzyon
Açtığımda gözlerimi
Duracaksın yanımda
Bir çiçek, tebessüm ve şarkıyla
Bu bir veda değil
Uzun sürecek bir uyku aslında
Kavuşma günü gelene kadar
Elveda...

Orenda'nın yaşları gözleriyle gördüğü tek şey babasının da ağlayan gözleriydi.

KANARYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin