Yine Aspen'in arkasında oturmuş dört nala at sürüyordu Orenda. Ama bu sefer elleri bağlıydı. Hatta kendini attan aşağı atmasın için belinden de ata bağlanmıştı. Onu bağlarlarken ititraz etmemişti. Zaten olacak olan belliydi. Kendini de atacağı yoktu hem. Bu şartlar altında olmasını tercih etmese bile annesi görmek istiyordu. Son kez dahi olsa.
Aspen üzerinden kalkıp odadan çoktı içinde bir şeyler eksilmiş gibi hissetti. Değerli bir şeyini kaybetmişti sanki. Ruhu çekilmiş boş bir kabuk gibi kalkıp üstünü düzeltmişti. Sonra da gelip onu almalarını beklemek için pencerenini kenarında ayakta dikildi. Yatağa oturmak bir yana odadan çıkana kadar oraya bakmadı bile. Aynı anda hem kendini camdan atmak hem yatağı ateşe verip kendisini de onunla beraber yakmak hem de Aspen'i bıcakla doğramak istiyordu. Ama bunların hiçbirini yapmadı. Gücü olmadığı için değil. Ölümden korkuyordu evet ama tüm bu yaşadıklarından sonra gözüne o kadar da korkutucu gelmemeye başladı ölüm. Belki de sonunda dinlenmek için güzel bir fırsat olurdu. Kendini öldürmememsinin tek sebebi Aspen'e o zevki yaşatmamamktı. Hayır, kendine bu pislikleri yapan adamın hanesine bir sayı daha ekletmeyecekti ölümüyle. Bunlar yüzünden ölümü hak eden birisi varsa o da Aspen'di. Ve Orenda pna hak ettiğini verecekti. Ne kadar zaman geçerse geçsin. Orenda sabretmeyi iyi bilirdi.
Annesinin nerede olduğunu hiç direnmeden söyledi Orenda. Bir söz vermişti. Arkadaşlarının karşılığında annesi. Annesinin kendini koruyabilecek olmasını umdu Orenda. Elinden başka bir şey gelmiyordu. Eğer annesinin yerini söylemezse Aspen'in arkadaşlarını tekrar bulup bu sefer öldüreceğinden korkuyordu. Şansını annesi ile denemeye karar verdi. Hem ölücek olursa da annesinin hak etmediğini söyleyemezdi. O da Aspen'in ebeveynlerini öldürmüştü. Tabi buna karar vermek için hikayeyi bir de annesinden dinlemek istiyordu. Aspen annesinin bunu güç içi yaptığını iddia etmişti ama ona inanmıyordu. Annesi gücü böyle zorla alan bir kadın değildi. O akıllı ve kurnazdı. Eğer yeri onların ayaklarının altından kaydırmak isterse kendilerini yerde bulana kadar kimsenin ruhu duymazdı.
O kadar hızlı yol almışlardı ki bir buçuk gün sürecek yolu daha yarım gün olmadan yarılamışlardı. Yanlarına sadece Muray'ı almışlardı. Aspen diğerlerinin hazırlanmasını bekleyememişti bile. Bu işi bir an önce bitirmek istiyordu. Bu yüzden akşam olduğunda bile yol almaya devam ettiler. Denizin yansıttığı ay ışığının aydınlattığı sahilden başa bir şey görünmüyordu. Ancak sahil bitip de ağaçlar ay ışığını engelleyince durmak zorunda kaldılar. Vakit çoktan gece yarısını geçmişti. Atları bir ağaca bağlayıp yatmak için yere bir parça örtü attılar o kadar. Ateş bile yakmadılar. Hava aydınlanır aydınlanmaz tekrar yola çıkacaklardı.
Durdukları zaman Aspen Orenda'yı attan indirmişti ama ellerini çözmedi. Zorla azına birkaç parça yemek ve su tıkıştırdıktan sonra kolundan tutup yatacakları yere götürdü. Tek kelime bile konuşmadılar. Aspen onun canını ne kadar acıtsa da onurunu zedelese de Orenda bir şey demedi. Yüzüne bile bakmadı onun. Eğer ona bakarsa kendini tutamayıp tırnaklarını yüzüne geçireceğinden korkuyordu.
Aspen onu örtünün üzerine oturttuktan sonra kendine de yanına oturdu.
"Yat." diye emretti ona.
Orenda inatla durmaya devam edince saçlarına yapıştı.
"Yat dedim."
"Cehenneme git."
"Tabi. Ama önce bayanlar."
Onu zorla yanna yatırıp kendine çekti.
"Eğer gece diğer tarafına dönmek için bile olsa kıpırdarsan seni ata bağlarım ve gecenin kalanını orada geçirirsin anladın mı?"
"Öyle bir seçeneğim mi var? O zaman baştan söyleseydin."
Orenda ellerini Aspen'in göğsüne koyup kendini istemeye çalıştı ama Aspen buna izin vermedi.
"Atın sırtında yatmayı yanımda yatmaya tercih mi edeceksin?"
"Ahırda bile yatarım."
Aspen yine o sırıtışını yaptı.
"O zaman fikrimi değiştirdim. Eğer kaçmaya çalışırsan yeni yakalar ve burada soyarım. Yatakta bitiremediğim şeyi burada yaparım. Kimin bizi gördüğü umrumda bile olmaz. Şimdi hala atla beraber yatmak istiyor musun?"
"..."
"Ben de öyle düşünmüştüm."
Uyarı olarak elini Orenda'nın kalçasına götürdü ve kendine bastırdı.
"Umarım kaçmaya çalışırsın Orenda." dedi dudaklarına doğru. "Ben de seni avlarım."
Orenda bulanan midesini bastırmaya çalışarak dudaklarını sıktı. İçinden yemin etti kendine, bunu onun yanına bırkmayacaktı. Defalarca kez tekrarladı yeminini. Taki güneş doğana kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANARYA
Fantasia"Kanaryam" diyordu bana. Beni bir kafese kapatmıştı. Gerçek, parmaklıklardan duvarları olan bir kafese. Ve benden şarkı söylememi istiyordu. Halkımın katili olan bu adama nasıl şarkı söyleyebilirim ki?