Felix?!

624 103 72
                                    

Ertesi sabah olduğunda Felix ve Hyunjin ikilisi hala sarılmış bir şekilde uyuyorlardı. Hyunjin hala ona sıkı sıkıya sarılıyordu ve Felix'in de yüzü onun boyun boşluğundaydı.

Belki size yakınlıkları garip gelmiştir ama onlar bu tesise ilk geldiklerinden beri Hyunjin, hep Felix'i kollardı. Bir nevi bu şekilde "büyümüşlerdi." Hyunjin; Felix'in neyi sevip sevmediğini, hangi durumda nasıl hissedeceğini, korktuğu şeyleri vs. hepsini bilirdi. Felix de Hyunjin hakkında her şeyi bilirdi. Birbirlerinin zor anlarında birbirlerine koşarlardı.

Bu sekiz çocuk birbirinin sığınağıydı. Sadece Hyunjin, Felix'in üstüne başından beri fazla düşüyordu ve gözü hep onun üstündeydi.

Gözlerini ilk aralayan Hyunjin oldu. Kafasını hafifçe eğdiğinde yanağı Felix'in saçlarına değince hafifçe gülümsedi. Tüm gece boyunca sarıldıklarının farkındaydı.

Hyunjin uyanmasına rağmen Felix'in yanından kalkmadı. Çünkü Felix'in sabah uyanınca onu yanında göremeyince korkacağını ve bundan hiç hoşlanmadığını biliyordu. Bir gün yine beraber sohbet edip uyudukları bir gecenin sabahında Hyunjin, Chan'ın çağırması üzerine Felix uyanmadan odadan çıkmıştı. Felix de uyandığında Hyunjin'i yanında göremeyince fazlasıyla endişelenmişti. O günden beri Hyunjin o uyanmadan yanından gitmiyordu.

Hyunjin de öylece uzanmış bir şekilde Felix'in saçları arasında parmaklarını gezdiriyordu. O sırada Hyunjin'in komodinin üstündeki telefonu çaldı. Felix'i rahatsız etmemeye çalışarak hafifçe arkaya dönüp kolunu uzattı komodinin üstüne. Telefonu eline alıp baktığında Changbin'in aradığını gördü. Telefonu açıp kulağına götürdü.

"Alo? Efendim Changbin."

"Uyuyor musun hala ya?"

"Ben uyumuyorum, Felix uyuyor."

"Sen nerden biliyor- Lan yanında mısın?"

"Tebrikler Changbin, aklın bastı buna."

"Of, tamam be. Kahvaltıya inmeyecek misiniz?"

"Bilmiyorum, Felix uyanmadan bir şey diyemem."

O sırada Felix uykulu sesi ile daha gözlerini bile açmadan konuştu Hyunjin'in telefonu tuttuğu kolunun üstüne elini koyarken:

"O kim?"

"Changbin. Kahvaltıya inmeyince merak edip aramış."

"İneriz birazdan."

"İstiyorsan uyu biraz daha. Odaya söyleriz olmazsa."

"Yok yok, kalkacağım şimdi."

"Aferin Changbin, çocuğu uyandırdın." dedi Hyunjin telefondaki Changbin'e.

"Lan ben ne yaptım? Sabah sabah hiç konuşulmuyor senle de."

"Akşam yemeğinde patates kızartmalarını çalacağım, görürsün sen."

"Bak ne yapıyorsan yap ama yemeğime dokunma Hwang Hyunjin!"

"Peki Changbin, tamam. Hadi, geliyoruz, kapat artık."

"Ya ben bu çocuğu döveceğim he." dedi Changbin. Yanında Minho vardı ve ona ithafen söylemişti.

"Yardım ederim ben de Changbin." demişti Minho da.

"Öyle olsun. Çok kırıld-"

Hyunjin cümlesini tamamlayamadan Felix onun kulağındaki telefonu alıp kapattı ve hafifçe arkasına dönüp yatağın üstüne bıraktı telefonu. Sonra da geri kolunu Hyunjin'in boynuna attı.

"Kalkarız birazdan ya. Ne olacak sanki?" dedi yine uykulu bir sesle.

Hyunjin ondan böyle bir hareket beklemiyordu.

Secret.(Place+Plans)=?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin