Yeşil Kapı ve Ardındakiler

455 77 71
                                    

Seungmin söylediklerini sanki Chan'ı sinirlendirmek istercesine hafifçe sırıtarak ve çok sakin bir sesle söylemişti. Chan da duydukları ile bütün vücudunun kasıldığını hissetmişti.

Böyle bir şeyin düşüncesi bile içini ürpertiyordu.

Şimdi Seungmin'in söyledikleri gerçek mi yoksa kendi teorisi mi?

"Haksız mıyım?"

"Seungmin-"

"Beni bir kez daha susturmaya çalışma Chan. O gece duyduklarıma bakılırsa olaylar böyle. Neden susuyorsun? Bir şey söylesene!"

"Söylemeyeceğim. Çünkü öyle bir şey yok."

"Olayın üstünü kapatmaya çalışıyorsun."

"Öyle bir şey neden yapayım? İşime yaramayacak bir şeyi neden yapayım ya da gizleyeyim? Aynı konuyu Hyunjin'e de danışabilirsin. Sana öyle bir şey olmadığını söylecektir fakat inanmak istediğin hikaye buysa buyur, Seungmin."

"Ne oldu o zaman?! Balkonda konuştuklarınız neydi? Hyunjin, Olivia'yı nereden tanıyor? Baban nasıl onları kurtardı?"

"Galiba uykulu olduğun için bazı yerleri karıştırdın. Hyunjin ve Olivia okulların tatil olduğu zaman yaz kampında tanışmışlardı aslında ama okul açılınca Olivia, Hyunjin'i hatırlamadığı için okulda tanıştılar sanıyor. Ondan bahsediyorduk. Kurtarma meselesi de şu; hani bir kere Olivia yanımızdayken göreve gitmek zorunda kalmıştık. Olivia, Hyunjin ve Felix ile beraberdi ve az kalsın görevi tamamlayamıyorlardı. Babamın o an görev yerine gelmesiyle kurtulmuşlardı. Başka ne duydun bilmiyorum ama o gece normal bir şekilde sohbet ediyorduk."

Seungmin şimdi kendi hafızasını zorluyor ve düşüncelerini gözden geçiriyordu. Belki de cidden uyku sersemi olduğu için yanlış hatırlıyordu bazı şeyleri. Bundan emin olamadığı için buna sesini çıkartamadı.

Manüpile edilen insanları görmek artık bizde bir duygu uyandırmıyor çünkü önceki hayatımızda buna yeterince şahit olduk. Belki siz de olmuşsunuzdur, bilemeyiz.

Yanlış anlamayın, burada Seungmin'in manüpile edildiğini falan kastetmiyoruz. Sadece aklımıza geldi ve size söylemek istedik. Siz de istediğinizde söyleyin bazı şeyleri, olur mu?

"Ama ben sandım-"

"İşte, bu yüzden birbirimize güvenmemiz gerektiğini söylüyorum. Bunu isteyerek yapmadığını biliyorum Seungmin. Fakat şunu unutma, size asla yalan söylemem."

Yaşadığı utanç ve yüzüne çarpan gerçeklik fazla gelince Seungmin'in gözleri dolmuştu. Ağlamaklı bir sesle konuşuyordu şimdi.

"Ben... Özür dilerim. Sadece aklımda kalanlar bunla-"

Chan, Seungmin'i göğsüne çekip sarılmıştı; cümlesi ondan yarım kalmıştı. Chan, bir yandan da onun saçlarını okşuyordu hafifçe.

"Tamam, geçti. Sorun değil, neden öyle düşündüğünü biliyorum ama için rahat olsun, tamam mı?"

Seungmin sakinleştiğini hissediyordu.

-

Hyunjin telefonu kapattıktan sonra derin bir üzüntü hissetti. Zaten onlardan bir şey sakladığı için rahatsız hissederken bir de üstüne farklı yalanlar söylemek cidden yüreğine ağır geliyordu. Felix'e söylediği sözlerin her birini nefret ederek söylemişti. Felix'in masumca inanması daha da kahretmişti onu.

Bir gün bu olay ortaya çıktığında-ki eninde sonunda çıkacaktı- hepsinin, ona olan güveni sarsılacaktı. Belki de bir daha onun sözüne güvenmeyeceklerdi. Hyunjin'in asıl korktuğu buydu.

Secret.(Place+Plans)=?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin