Hyunjin... Nasıl hissettiğini nasıl anlatsak size, nasıl aktarsak? O kadar süre ayrı kaldığı biricik sevgilisine hiç beklemediği bir yerde hiç beklemediği bir zaman diliminde rastlamıştı. Fakat en kötüsü de bu kadar yakınındayken yanına gidemiyordu, koşup da sarılamıyordu, kolları arasına alıp onu hissedemiyordu. Babasının da yanında olduğu görmüştü ve Felix'in dolu gözlerle kafasını hafifçe sağa sola sallamasından yanına yaklaşamayacağını anlamıştı.
O kadar kötü hissetmişti ki... Düşünsenize, koşup sarılmak varken yerinizden hareket edemiyorsunuz, öylece olduğunuz yerde kalmaya mecbursunuz. Eliniz kolunuz bağlı. Küçük bir çocuğun önüne şeker koyup onu almasına izin verilmemesi gibi, susuzluktan ölmek üzere olan birine zehir uzatılması gibi. Karanlık ahşap bir eve girecekseniz, elinizde meşale varmış gibi: Meşaleyi bırakırsanız evde kaybolursunuz ama meşale ile girerseniz yanarsınız. Bir cambaz bir ipte yürüyor ama eğer düşerse hiçbir önlem alınmamış ve bütün seyirciler sirki terk edecek.
Hyunjin ayağa kalkacak gibi oldu. Fakat Ha-Joon'un kolunu tutmasıyla bunu yapamadı. Şuan ayakları her an yerden kesilip koşmaya başlayabilirdi. Fakat onu durduran sevgilisine bir şey olma ihtimaliydi.
"Hyunjin... Sabırlı ol."
"Ha-Joon amca... Ne kadar zayıflamış öyle..?"
"Az daha dayan. Onu kurtaracağız onların elinden."
"Çabuk olalım... Lütfen..."
Ağlamak üzereydi. Ki ağladı da. Kimseye belli etmemeye çalışarak bunu yapmak biraz olmuştu. Oturup kafasını aşağı eğdi ve öylece durup ağladı. Dakikalarca ağladı.
Kafanız karışmışsa anlatalım size:
Hani 3S grubumuz bir ara Young-chul'un şirketine sızmışlardı, hatta Hyunjin'in onlarla ilk tanıştığı zamandı. İşte, onlar Young-chul'un moda şirketine normal insanlarmış gibi sızmışlardı çünkü bu üç kız gerçek hayatlarında moda tasarımcılarıydı. Bu yüzden şirkete sızabilecek en iyi grup onlardı. Sızdıklarında da normal marka elçileri gibi gözüküp bağlantı sağlamak adına işbirliği yapmışlardı.
Young-chul'un ne dediğini hatırlıyor musunuz?"Ayrıca bizim işbirliği yaptığımız bir marka aynı zamanda onunla da işbirliği yapıyor. Bu sebeple gitmemiz gerçekten avantajlı olacak. O şirketin mankenleri yürüyecek defilede."
İşte bu bahsettiği bizim 3S'ti. Arkadaşı da bizim kızların işbirliği içinde olduğu şirketlerden birinin sahibiydi ve bu defileye de onlar çıkmıştı. Bizimkiler de kızları desteklemek amacıyla gelmişlerdi. Fakat yine de Felix'in orada olacağını bilmiyordu hiçbiri.
Soyeon, Soojin ve Seo-jeong podyumda beraber yürüyordu ve bir anda podyumun tam karşısında olan onların oturduğu VIP yere baktıklarında büyük bir şok geçirmişlerdi. Buna rağmen hepsi profesyonelce yürümeye devam etmişti. Kulise geçince hemen üstlerini değiştirip bizimkilerin yanına geldiler ve onlara da haber verdiler. Onlar da hayatlarının şokunu yaşamışlardı. Yıllarca arayıp, hiçbir yerde bulamadıkları çocuğu Amerika'nın en kalabalık ve gözde şehirlerinden birinde ünlü bir tasarımcının defilesinde bulmaları inandırıcı değildi elbette fakat kızların işaret ettikleri yere baktıklarında öylece kaldılar. Ne tepki verebilirlerdi ki? Bütün hücreleri şaşkınlıkla donarken o ortamda ne yapabilirlerdi?
Siz ne tepki verirdiniz? Bu gerçekliği algılamanız çok zaman alırdı, değil mi?Ha-Joon hiçbir atakta bulunmamalarını söylemişti çünkü Felix'in beline silah dayandığını fark etmişti. Ayrıca Felixlerin oturduğu yer diğer oturanlardan çok ayrıydı ve podyumun tamamen önünde duruyordu. O yüzden kızlar podyuma çıktıklarında hemen fark etmişlerdi Felix'i. Bir de oturdukları yerin önünde geniş ama alçak bir masa ve masanın üstünde de çeşitli ikramlar vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret.(Place+Plans)=?
FanfictionGizli yer + gizli planlar. Garip geliyor kulağa. Bizim de bir şeyden haberimiz yok. Sadece 8 çocuk bir araya gelmiş ve birilerinin peşinde koşturuyorlar. Hepsinin iki farklı kişiliği var. Kimseye belli etmemeliler ve görevlerini tamamlamalılar. Peki...