Rosé... Hm... Yeni bir karakterimiz var anlaşılan.
"Rosé?!"
Şaşkınlıktan başka bir şey diyemeden öylece kalmıştı sadece.
"Efendim Hyunjin?" dedi Rosé de ona inat sakin bir sesle.
"Ne oluyor burada ya?"
"Ben açıklayayım sana Hyunjin. Bazen araya gizli şeyler de sıkıştırmalısın ki gizli olan asıl şeyler ortaya çıktığında yine de gizli kalan şeyler olsun." dedi Chan.
"Ne? Gizliden sonrasını anlamadım."
"Yani asıl ajanlarımızın kimlikleri olur da ortaya çıkarsa, normal bir çalışan olarak gözüken kişilerin arasındaki ajanlar kimlikleri ortaya çıkmayacağı için devreye girebilir. Anladın mı?"
"Evet, tamam şimdi anladım. Fakat hala Rosé olmasına şaşkınım. Geçen sefer geldiğimde..."
"Ah, sen geçen sefer de geldin değil mi?"
"Chan sen biliyor muydun?"
"ilk başlarda hayır ama güya arkadaşlarınla kafeye gittiğin günden birkaç gün sonra tecrübelerim sonucu anladım. Babama sorunca da haklı olduğumu gördüm."
"Ben artık neye ne tepki vereceğimi şaşırdım. Her adım attığım yerde bir şey öğreniyorum, doğru bildiğim yanlış çıkıyor."
Chan yanına gelip Hyunjin'in omzuna bir elini koyup sıktı.
"Bu tesis böyle sırlarla dolu. Bu sırlar olmazsa bizi biz yapan ne kalır ki elimizde? Biliyorum, gerçekler ağır oluyor fakat bu, hafif yalan ve yalancılardan iyidir."
Hyunjin, Chan'ın dedikleri ile ona hak vermişti ve biraz iyi hissetmişti. Asıl Chan'ın buradaki hikayesi daha da eski olmasına rağmen bu kadar güçlü olması Hyunjin'e de güç vermişti. Bir an kendini onun yerine koymuştu, Chan'ın yanında bunlar hafif kalıyordu belki de.
Ama Hyunjin'in öğrendikleri şeyler gerçekten de bünyesine ağır geliyordu. Chan da bunun farkındaydı ve ona yardımcı olmaya çalışıyordu.
Hyunjin'in şaşkınlığı biraz hafiflemişti ki Rosé masanın başına geçerken de onlar da masa önündeki koltuklara oturdular.
"Rosé, yanına ne için geldiğimizi tahmin etmişsindir." dedi Ha-Joon.
"O şerefsiz yapmış bunları, değil mi?"
"Sen de mi fark ettin?"
"Şuanda aktif bir rakibimiz yok ve sizin odanızdaki izler sadece bunu işaret ediyor Ha-Joonssi."
"Doğru..."
"Jisung'un kamerasında bir şeylere rastlamışsınız sanırım."
"Evet, sana kamera kaydını da getirdik, güzelce inceleyin diye. 3S ekibi döndü mü?"
"Gelmek üzereler."
"3S mi? Onlar kim ya?" dedi Hyunjin.
Sonrasında açılan kapı ile yüzünü o tarafa doğru çevirdi ve "3S'nin" kim olduğunu anlamış oldu.
İçeri Soojin, Seo-jeong ve Soyeon girdi.
Soojin
Seo-jeong
SoyeonHyunjin şaşkınlıkla içeri giren üç kadına bakıyordu. Aralarında lacivert saçlı olanı tanımıştı. Seo-jeong'u. Kadının yüz ifadesine bakılırsa o da Hyunjin'i burada gördüğüne sevinmişti. Saniyeler sonra diğerlerinin de yüzüne bakınca hatırladı ki, diğer iki kadın da buraya ilk geldiğinde gördüğü iskambil kağıtlarıyla oynayan topluluğun içindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret.(Place+Plans)=?
FanfictionGizli yer + gizli planlar. Garip geliyor kulağa. Bizim de bir şeyden haberimiz yok. Sadece 8 çocuk bir araya gelmiş ve birilerinin peşinde koşturuyorlar. Hepsinin iki farklı kişiliği var. Kimseye belli etmemeliler ve görevlerini tamamlamalılar. Peki...