8B+1O=9KÇ

542 97 85
                                    

Saat gece ikiyi vurmuştu. Bizimkiler hala dans edip eğleniyorlardı. En son Minho ve Jisung bir şarkının sözlerine göre canlandırma yapıyorlardı ve oldukça eğlenceli gözüküyordu. Felix o kadar dans edip yorulduğu için kendini koltuğa atmıştı ve Minho ile Jisung ikilisinin sergilediği küçük dramaya gülüyordu. Changbin de bu anları videoya çekiyordu. Bir süre sonra Hyunjin, Felix'in oturduğunu gördü ve onun yanına gitti.

"İyi misin?" diye sordu yanına oturduğunda.

"İyiyim, iyiyim. Sadece biraz dinleneyim dedim."

"Hm, anladım."

"Sen neden oturdun?"

"Senin oturduğunu gördüğüm için."

"Neden ki?"

"Bir şey olduğunu ya da kötü hissettiğini düşünmüştüm."

Hiçbiri alkol almamıştı ama Felix öyle bir mahmurlukla konuşuyordu ki sanki bu hafif tonda söylediği şeyler sarhoşken bilinçsizce ağzından çıkıyor gibiydi. Öyle yavaş ve hafifçe gülümseyerek konuşuyordu. Göz kapakları ağırlaşmıştı.

"Eğlenmene bak sen. Her zaman yanımda olamazsın ki sonuçta. Kötü hissetsem bile kendi başıma olmayı öğrenmem gerekmiyor mu? Belki de gün gelecek ve birbirimizi bir daha hiç göremeyeceğiz."

"Hey, neden böyle konuşuyorsun birden bire? Öyle bir şey olmayacak."

"Olmayacağını ben de biliyorum. Sadece çok küçük bir ihtimal."

"O zaman ben de durumların altını üstüne getiririm ve o bütün küçük ihtimalleri yok ederim. Sadece yanında olabilmek için..."

"Bazen seni fazla sıktığımı düşünmüyor musun?"

"Felix, tabii ki hayır! Kim soktu bunları senin aklına? Biri bir şey mi dedi?"

"Hayır, biri deseydi daha da suçlu hissederdim. Sadece biraz düşünme fırsatım oldu da, benim yüzümden her şeye sen katlanıyorsun. Adaletli değil böylesi."

Hyunjin daha fazla böyle şeyler söylemesin, sussun diye sırtını koltuğa iyice yaslamış olan Felix'i tutup kendi göğsüne çekti. Başını göğsüne yatırdı ve saçlarının üstüne yanağını yasladı.

"Sen kendinde değilsin, garip şeyler söylüyorsun."

"Hayır, alkol almadık ki."

"Olsun yine de mantıklı şeyler söylemiyorsun."

"Peki, sustum o zaman." dedi yine hafifçe gülümserken.

Bir süre öyle kaldılar. Hyunjin de oturana kadar yorulduğunu fark etmemişti ama şimdi göğsünde bu sarışın çocuk yatıyorken dinleniyordu. Onun gözünün önünde olması, yanında olduğunu bilmesi kendini iyi hissetmesini sağlıyordu.

Aradan on dakika geçtiğinde Hyunjin, Felix'in onun karnına sarılarak durduğunu ve düzenli nefeslerini hissetti. Fazla kıpırdamamaya çalışarak eğildi ve yüzüne baktığında onun uyuduğunu gördü. Kendini gülümsemekten alamadı. Saçını yavaşça okşayıp:

"İyi geceler Felix." dedi kısıkça.

Bir süre sonra diğerleri de tek tek bir yerlere oturmuşlardı. Hepsi çok fazla hareket etmiş, çok eğlenmiş ve haliyle çok yorulmuşlardı. Belki de en iyi kafa dağıtma yöntemlerinden birini yapmışlardı. Onları bekleyen herhangi bir şeylerden önce enerji toplamışlardı.

O gece hepsi Hyunjin'de kalacaktı. Ortak kararla yatakları salona açtılar. Böylece beraber uyuyacaklardı ve bu da eğlenceli olacaktı. İki tane çekyat vardı salonda, dört kişi orada ve diğer dört kişi de halının üstüne yaptıkları yer yatağında yatacaktı. Biraz yer kavgası yaptılar ve en sonunda Felix ve Jeongin bir çekyatta, Jisung ve Seungmin diğer çekyatta yatıyordu; Chan, Changbin, Minho ve Hyunjin de yerde yatacaktı.

Secret.(Place+Plans)=?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin