Eninde Sonunda Bir Gün

467 85 107
                                    

Bir görev de böyle tamamlanmıştı işte.

Tesise geldiklerinde hep olduğu gibi odalarına çekilmişlerdi. Görevden çok görevden sonra yaşananlar akıllarını meşgul ediyordu ve Felix bu gece düşünceleri ile baş başaydı yine.

Üstüne rahat pijamalarını giydikten sonra yatağının tam ortasına oturmuştu ve yaşadığı bu geceyi sorguluyordu. Ekrandan izlediği o görüntüler, gözünün önünde tekrar tekrar oynatılıyordu. Özellikle de kadının Hyunjin'e temas ettiği anlar.

Bugüne kadar hiç böyle düşünmemişti. Evet, herkesten sakladıkları bir hayatları olabilirdi ama bu ne zamana kadar devam edebilirdi ki? Eninde sonunda hayatlarına bazı insanlar girecek ve onlara karşı duygular hissedeceklerdi elbette. Fakat Felix hiç bunu kendi veya diğerleri için düşünmemişti.

Buna ihtiyaç duymamıştı çünkü. Ne de olsa şuan bir ilişkileri olması onları tehlikeye sokardı, bu yüzden de hiçbiri hayattan öyle bir şey beklemiyordu zaten. Peki sonsuza kadar böyle mi gidecekti bu? Hayatlarının sonuna kadar böyle kötü adamlar peşinde koşup duracaklar mıydı? Duygularına ne zaman vakit ayıracaklardı?

Felix, bu gece yaşananlardan sonra bunu fark etmişti; bir gün Hyunjin birine aşık olacak ve artık hep onun yanında olacak. Bu zamana kadar her anında Felix'e destek olmuş olabilir ama illaki hayatına biri girdiğinde bu durum değişirdi. Mesela bileğini tutup öpemezdi, parfüm sıkamazdı, markete gittiğinde onun sevdiği jelibondan alamazdı, Hyunjin o flörtleşme şakalarını yapamazdı. Ayrıca doğru olan da buydu. İlişkisi olan biri için bunlar etik kaçmazdı.

Tek tesellisi Hyunjin'in, o kadına bakarken gözlerinde bir ışıltı görmemesiydi.

Bir de kadın tuttuğunda sol bileğini çekmesi.

Tekrardan aynı duyguları yaşamanın etkisiyle yine gözleri doldu ve bu sefer odada açıklama yapması gereken kimse olmadığı için rahatça ağlamaya başladı. O bile neden ağladığını bilmiyordu. Galiba sadece korktuğu şeyler olmadığı için rahatlamak amaçlı içini döküyordu ağlayarak.

Ya da sadece ağlamak istiyordur belki de? Ağlamak için bir sebebe ihtiyacımız mı var? Bu normal bir şey değil mi? Sadece çocuklar mı ağlar sanıyorsunuz?

Gözyaşı dökmek asla cinsiyete, yaşa, duygulara bakmadı aslında bu zamana kadar. Fakat çevrenizdeki kişiler sizi buna inandırdı.
"Sen çocuk musun da ağlıyorsun?" "Erkekler ağlamaz."
"Bunun için de ağlamamalısın ama."
"Her şeye ağlıyorsun." gibi daha bir sürü basmakalıp.

Evet; herkes ağlayabilir, bunun için de ağlanır, her şeye ağlanabilir eğer sizi ağlatıyorsa.

Ayrıca gariptir ki, ağlamanın sadece onlara özgü olduğu sanılan bebeklerin vücut gelişimleri daha tamamlanamadığı için ilk aylarında gözyaşı dökemezler bile.

O yüzden diyoruz ki, ağlayın ve kalbinizin şelalesinin akmasına izin verin. Sizi ağladığınız için yargılayan bir insan varsa, duygularını ifade edemeyip onları hissedemediği için ona merhamet edin.

Felix de bizi dinliyordu işte.
Felix'i de Chan.

Konuşmak için Felix'in odasına gelmişti ve kapıyı çalmadan önce biraz beklediğinde Felix'in iç çekme seslerini duymuştu. Biraz daha bekledi ve sonrasında kapıyı çaldı.

Felix hızlıca kollarının üstüne kapattığı kafasını kaldırıp kapıya baktı. Hızlıca elleri ile gözlerini ovuşturdu ve derin bir nefes aldı. Yataktan kalkıp kapıyı açtı ve karşısında Chan'ı görünce ağladığını asla saklayamacağını anladı.

"İstersen sonra gelebilirim." dedi Chan yumuşak bir şekilde.

"Hayır, hayır. Gel içeri." dedi Felix de.

Secret.(Place+Plans)=?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin