Felix sonunda bir süre sonra rahatça nefes alabilmişti. Şimdi saatlerce Hyunjin'e ne olacağını düşünmek zorunda değildi, kabuslar görmeyecekti. Hyunjin onunlaydı ve Felix gerçekten ruhunun tekrardan iyileştiğini hissediyordu.
Odada Hyunjin'in yanına iyice yerleşmiş ve şimdi de o yatakta beraber, yan yana yatıyorlardı. Hyunjin'in sol koluna yatmıştı Felix ve Hyunjin de ona sarılmıştı. Konuşamadıkları o saatleri telafi etmek adına hoş bir sohbet ediyorlardı.
"Sen hastaneden çıkınca bir yerlere gitmeliyiz." dedi Felix.
"Öyle mi? Nereye gitmek istersin?"
"Asıl sen nereye gitmek istersin? Senin iyileşmeni kutlayacaksak yeri sen seçmelisin."
"Ben karar veremem ki. Sen seç, kesin beğenirim."
"Hwang Hyunjin yine formunda."
"Her zaman."
Beraber gülüştükten sonra aklına gelen düşünce ve sorularla Felix'in gülüşü yavaşça söndü. Aslında bu konulara girip moral bozmak istemiyordu ama Hyunjin'den çekinmesine gerek olmadığını da biliyordu. Bir yandan da bu soruları sormadan duramazdı.
"Hyunjin..?"
"Efendim Felix?"
Felix, yüzüne bakacak şekilde kafasını yukarı kaldırdı.
"Konusunu açmak istemiyorum ama yine de-"
Hyunjin de kafasını aşağı eğip Felix'in yüzüne baktı ve cümlesini tamamlamasını engellemek için çenesini tuttu hafifçe.
"Hayır Felix, hiçbir şeyden pişman değilim. O bıçağın sana gelmemesi yeterli benim için, diğer hiçbir şeyi önemsemiyorum. Sen de kafana takıp üzme kendini."
Hyunjin tek bakışından Felix'in ne düşündüğünü anlardı.
Felix bu dokunaklı detaydan sonra gülümsedi ve kafasını tekrar eğip Hyunjin'in boyun boşluğuna yerleştirdi başını.
O sırada aniden odanın kapısı açıldı ve içeri Jisung girdi.
"Felix kaç saattir odada- Ay! Özür dilerim! Bölmek istemedim!" demişti gözlerini eli ile kapattıktan sonra.
Jisung odaya girer girmez Felix'in hemen doğrulmuştu. Fakat Jisung saniyelik de olsa görmüştü.
Peki görse ne olurdu ki? Saklamaları gereken şey neydi?
"Ya Jisung! Kapıyı çalsana oğlum!" dedi Hyunjin de yatakta hafifçe doğrulmaya çalışırken.
"Ya ben nereden bileyim? Sarılıp ağlıyorsunuz sanıyordum."
"Ağlasak da kapıyı çalman lazım zaten! Ayrıca aç şu gözlerini. Ne yapıyoruz sanki?"
"Bilemem artık ne yapı-"
"Han Jisung!"
"Tamam be. Bakın açıyorum gözlerimi. Ona göre."
"Jisung sus ve aç artık gözlerini." dedi Felix de.
Jisung yavaşça elini gözlerinden çekti.
"Tamam ya, Hyunjin iyileşmiş. Gideyim de haber vereyim bizimkilere." dedi Jisung ve tepki vereceklerini bildiğinden cevaplarını beklemeden çıktı odadan.
Felix hemen yataktan kalktı ve yan tarafta odaya özel olan lavaboya girdi yüzünü yıkamak için. Hyunjin onun bu telaşına güldü ve:
"Felix ya! Ne oldu ki?"
"Ya gülme! Çok kötü bir andı."
"Bence komikti."
"Evet, evet. Baya komikti, evet."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret.(Place+Plans)=?
FanfictionGizli yer + gizli planlar. Garip geliyor kulağa. Bizim de bir şeyden haberimiz yok. Sadece 8 çocuk bir araya gelmiş ve birilerinin peşinde koşturuyorlar. Hepsinin iki farklı kişiliği var. Kimseye belli etmemeliler ve görevlerini tamamlamalılar. Peki...