Her şeyleri olay olduğu gibi bu geceki planları da iddialıydı.
Ama ne yapalım, onların oynama tarzı böyleydi.
Chan görevi tam olarak anlattıktan sonra hepsi toplantı odasından çıkmak için ayaklandılar. Hyunjin adımlarına bakarak odadan çıkıp yürümeye başladığında kolunda bir el hissetti.
Felix.
"Hyunjin, iyi misin?" sesindeki hafif endişe tınısını saklayamıyordu.
Hyunjin hemen kafasını kaldırıp onun yüzüne baktı.
"Ah... İyiyim, iyiyim. Neden ki?"
"Biraz moralin bozuk gibi hissettim. Her şey yolunda mı?"
"Evet. Plan biraz şaşırttı beni açıkçası, ondandır belki." derken tekrar kafasını aşağı eğdi.
"İstersen Chan'a söyleyelim ve biriyle görev değiştir."
"Chan'ın buna izin vereceğini sanmıyorum."
"Ben konuşup ikna ederim, senin görevini ben alabilirim."
Hyunjin hızlıca Felix'e döndü tekrar.
"Olmaz."
"Neden ki? Ben senin için demişt-"
"Kadın ya içeride sana zarar verirse? Odasında silah olup olmadığını bile bilmiyoruz. Kim olduğunu bilmediğimiz biriyle aynı odada tek başına olmana izin veremem." ister istemez kızgınmış gibi konuşuyordu.
Hyunjin, Felix ile başka birinin yakın oluşunu izlemek istemiyordu, buna katlanamazdı ki. Ya kadın ona bir şey yaparsa? Bunu düşünmek bile sinirlerini bozuyordu.
"Ah, şey... Pekala. Sen nasıl istersen. Sadece sen de dikkat et kendine. Sana da zarar verebilir." Felix aldığı bu cevapla şaşırmıştı.
Hyunjin derin bir iç çekti ve sonrasında daha sakinleşmiş bir ses ile:
"Teşekkür ederim."
"Rica ederim." dedi Felix de ve en içten gülümsemelerinden birini sundu Hyunjin'e.
-
İşte görev zamanıydı.
Hyunjin gibi diğerleri de çok heyecanlıydı. Son günlerde birçok duyguyu üst üste yaşadığı için o da ne yapması gerektiğini, ne hissetmesi gerektiğini bilmiyordu. Bu gece için tek dileği görevi sorunsuzca tamamlamaktı.
Otel, biraz uzaktaydı ve yol uzun sürüyordu. Bu, Hyunjin'i daha çok strese sokuyordu çünkü bu yıl devam ettikçe stresi de artıyordu. Bu yolun hemen bitmesini, görevin hemen bitmesini ve hatta bu gecenin hemen bitmesini diliyordu.
Zaten tüm bunlar hakkında endişelenirken yabancı numaradan ses çıkmıyor oluşu bu endişesini ikiye katlıyordu. Bu teklif karşısında o kişinin istediklerini yapması gerekiyordu ama ne isteyebilirdi ki bu kişi? Ailesinden ne isteyebilirdi? Onlara neden zarar vermek istiyordu? Ya bir şekilde onlara ulaşırsa? İşte boş yolu izlerken aklından geçenler bunlardı.
O kadar düşüncelere dalmıştı ki geldiklerini fark etmemişti bile. Araba sert bir frenle durduğunda irkildi ve düşüncelerinden ancak o zaman kopabildi. Sonrasında ellerini yüzünden geçirip hızlıca arabadan indi. Hepsinin inmesini beklerken Changbin yanına geldi ve elini onun omzuna koyup konuşmaya başladı:
"Gergin görünüyorsun."
"Öyleyim zaten."
"En iyi şekilde rolünü yapacağına eminim. Çok uzun sürmeyecektir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret.(Place+Plans)=?
FanfictionGizli yer + gizli planlar. Garip geliyor kulağa. Bizim de bir şeyden haberimiz yok. Sadece 8 çocuk bir araya gelmiş ve birilerinin peşinde koşturuyorlar. Hepsinin iki farklı kişiliği var. Kimseye belli etmemeliler ve görevlerini tamamlamalılar. Peki...