Hyunjin çalıştığı tesis ve hayat biçiminden dolayı bir sürü değişik insan, yer, mekan görmüştü ve bir sürü ilginç senaryoya dahil olmuştu. Fakat daha ilginçlerini görmesine rağmen şuan olduğu bu yer ona daha farklı bir şeyler hissettirmişti. Daha değişik duygular yaşamasına sebep olmuştu ve bunun nedenini de bilmiyordu. Belki de sebebi; daha önceki yerlere kendi isteği üzerine, hakkında birtakım bilgilere sahip olarak gitmesiydi.
Kadının meydan okurcasına söylediği cümle ile Hyunjin'in kafası daha da karışmıştı. Burada kesinlikle çok başka şeyler dönüyordu. Mesela kafenin sahibinin buradaki dünyadan haberi var mıydı?
Ya zaten burası da kafenin sahibine ait ise Hyunjin?
"Hiçbir zaman böyle bir beklentim olmadı hayattan." diye cevapladı kadını.
"Doğrudur, eminim. Sadece ilk izlenimimi belirtmek istedim."
"Ben de sizin yüzünüzü görsem izlenim yapacağım da saklanmayı seviyorsunuz galiba. Bir özgüven eksikliği söz konusu sanıyorum ki."
Kadın küçük bir kahkaha attı ama bir o kadar da sakindi bunu yaparken. Hyunjin onun gülüşünü çizgi filmlerdeki kötü karakterlerin gülüşüne benzetti. Gerçekten etkileyici bir sesi vardı. Bunun için özellikle böyle bir kadının seçildiğini anlamıştı Hyunjin. Bunun arkasında her kim veya kimler varsa psikolojik silahları çok fazlaydı. Dikkatli olmalıydı.
Kadın o cazip ve çekici kahkahasından sonra devam etti:
"Özgüven eksikliği mi?" dedi ve arkasına yaslanmış şekilde otururken birden öne gelip kollarını masanın üzerine yasladı.
"Ne var, biliyor musun? Boş biri değilsin; psikolojik unsurlara karşı direncin yüksek. Uzun süre sessizlik sonucunda merakın artmıyor, artsa bile soru sormaya başlamıyorsun. Giyim, dekorasyon seni korkutmak yerine ruhuna dokunuyor, sanatçı bir kişiliğin olduğu buradan belli. Ayrıca çekici kadınlar senin için bir şey ifade etmiyor."
Ve Hyunjin, bir yazardı.
"Bu çıkarımların kaynağını merak ettim, neye dayanarak söylüyorsun bunları?"
"Seo-jeong'un o bakışına nasıl kayıtsız kalabilirsin ki? Anlamıyorum açıkçası. Ben bile o kadının her hareketine bayılıyorum."
"O da kim?"
"Lacivert saçlı."
"Senin ilgini çekiyorsa, buyur."
"İma yapma, sevmem."
"Pekala, ama neden anlattın bunları bana?"
"Ah, evet. Şey diyordum... Bu kadar donanımlı olmana rağmen çok ucuz bir taktikle bana geri psikolojik baskı kurmaya çalışıyorsun. İşte, bu yakışmadı sana."
"Ne?"
"Bilinçaltını etkileyecek ve aşırı düşünmeye sebep olacak belli kalıp sözleri söyleyip beni gaza getirmeye çalıştın. Çünkü ben bana dediğin" özgüvensiz" iması üzerine gaza gelecek ve sana yüzümü gösterecektim. Yani senin istediğin buydu."
"Siyah pelerinden ibaret değilmişsin, sevindim."
"Ben de."
"Her neyse, istediğini -ya da artık her kim istediyse- aldığına göre ben gidiyorum."
Ardından Hyunjin ayağa kalktı ve kapıya kadar yürüdü. Tam kapının pervazına geldiğinde kadın:
"Boş A4 kağıtları için teşekkürler." dedi.
Hyunjin o karton zarfa fotoğrafları değil, boş A4 kağıtları koymuştu.
Çünkü alan kişinin hemen zarfı açıp bakmayacağını biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret.(Place+Plans)=?
FanfictionGizli yer + gizli planlar. Garip geliyor kulağa. Bizim de bir şeyden haberimiz yok. Sadece 8 çocuk bir araya gelmiş ve birilerinin peşinde koşturuyorlar. Hepsinin iki farklı kişiliği var. Kimseye belli etmemeliler ve görevlerini tamamlamalılar. Peki...