-52- Boğulmak

591 25 29
                                    

Kapıyı açar açmaz üzerim yürüyüp kapıyı kapattı. Korkmuştum bu pislikten her şey beklenirdi.

"Ne istiyorsun? " sadece sırıtıp üzerime gelmeye devam etti. Cebinden telefonunu çıkarıp birini aradı.

"Oyun başladı! " 

"Evet. " 

"Tamam hallederim. " diyerek de telefonu kapattı. Neler oluyordu? 

"Ne yapmaya çalışıyorsun. " yine cevap vermedi. Bende umursamadan odama geçmek için yeltendim. Kolumdan sıkıca kavrayıp beni durdurdu. Yüzüme keskin bir ifadeyle baktı.

"Keşke güzel olduğunu aramız daha iyiyken farkedebilseydim. " bu sefer de ben cevap vermedim. Bu çok tiksindiriciydi.

"Bir bardak su rica edebilir miyim kuzenciğim. " onun dediklerini yapmak istemesem de yüzüne bir saniye daha fazla bakmamaya değerdi. Adımlarımı mutfağa yöneltip mutfakta biraz bekledim. Amacı neydi? Burayı nereden biliyordu? Ne oyunuydu? Zaten kafamda bir sürü sıkıntı vardı bir de bununla mı uğraşacaktım? Suyu bardağa doldurup içeri götürdüm. Hiç bir şey demeden bardağı önüne uzattım.

"Çok naziksin. " dedi iğneleyici bir tonda.

"Evime zorla giriyorsun ve benden kibarlık mı bekliyorsun? " dedim kaşlarımı kaldırarak. Suyu içip kenara koydu tek elini yanağıma doğru yaklaştırdı. İfadesizce ona bakıyordum. Baş parmağını yanağıma sürtünce geri çekildim.

"Ne yapıtığını sanıyorsun? "

"Onda ne buluyorsun? " Onan kastının Onur olduğunun farkındaydım.

"Başkalarında bulmadığım her şeyi. " üzerime geldi. Çenemi sıkıca kavrayıp ona bakmamı sağladı. Ondan nefret ediyordum abimi öldürdüğü için, şu anda bana dokunduğu için...

"Onur bunları duyarsa çok fena olur, kendine dikkate etsen iyi edersin. " dedim tehditkar bir tonla.

"Peki ya bunları görürse? " dedi salondaki kitaplığın üzerindeki kamerayı gösterince. Bir an afalladım. Ne yapacağımı, nasıl davranacağımı bilemedim. Bizim canımızı yakmaya çalışıyorlardı. Bizi ayırmaya çalışıyorlardı ama neden?

"Bunu neden yapıyorsun? " kahkaha atarak güldü.

"Çok akıllıca bir soru, bunu yapıyorum çünkü insanların acı çekmesi hoşuma gider ve bunu görmek daha çok hoşuma gider. "

"Bunu Kardelen için yapıyorsun. " kulağıma eğilip fısıldadı.

"O küçük sürtük için hiç bir şey yapmam. " eli hala çenemdeydi ve morardığına emindim.

"Bırak beni! " duyamamış gibi gözlerimin içine bakmaya devam etti. Sonra bir an gözleri dudaklarıma kaydı.

"Çırpındıkça daha tahrik edici olduğunun farkında mısın? " o böyle deyince hiç bir şey söylemeden ağzımı kapadım.

"Ah! Hayır karar veremedim böyle de tahrik edici oldun. O çocuk sana nasıl dayanıyor anlamıyorum. " dedi dilini dudaklarında gezdirirken. Bu çok iğrençti. İması, hareketleri, konuşması her şeyi iğrençten öte değildi. Ellerimle onu ittirmeye çabaladım. Sonuç, başarısız.

" Buraya kadar zahmet edip senin için geldim, bir ödülü olmalı. " kameraya dönüp,

"Bunu iyi izle Onur, sen olmadan ona başkalarının dokunabileceğini gör, adımlarını ona göre at. " bana doğru yaklaşıp tuttuğu çenemi daha da sıkı kavradı. Kafamı iki yana salladım ama daha da sıktı. Ve bu sefer acıyla inledim. Kahkaha attı, bu kahkaha sinsice ve o kadar tiksindiriciydi ki... Dudaklarıma yaklaştığı sırada müsait yerine dizimle vurdum. Bu sefer acıdan inleyen oydu. Çenemdeki eli gevşedi ama bu çok uzun sürmedi ben daha kaçmaya fırsat bulamadan dudaklarıma yapıştı. Hiç bir tepki vermeden onu ittirmeye çalıştım hiç bir şekilde etki etmiyordu, dudağını ısırsam mı diye düşündüm ama bu onun için zaferden asağısı olmazdı. Son kuvvetle onu az da olsa ittirmeyi başarabildim.

sonsuzum olHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin