UMAR IM ÇOK BEKLETMEDİM.
İYİ OKUMALAR....
Sesinden anlamıştım Berk olduğunu. Hala ona kırgındım.yüzümü ona doğru döndüm.
“Konuşmamız gerek. “ dedi bir çırpıda
“Berk sınıfa gidiyorum, sonra konuşalım. “ daha hazır değildim söyleyeceklerini duymaya.
“Sürekli beni, sana söylemek istediklerimi erteliyorsun. “ dedi kızgın bir tavırla.
Sustum çünkü bu doğruydu. Ama benimde nedenlerim var.
“Susma, bir şey söyle! “ diye bağırınca koridordaki bütün gözler bizim üzerimizdeydi artık.
“Hala,sana kırgınım, kızgınım. Konuşursak seni kırarım ve bunu emin ol hiç istemiyorum. “ dedim onun aksine sakin bir tonda.
“Hep aynı bahane. “ dedi göz devirerek. Artık sabrım taştı ve içimdekileri söyledim.
“Hep aynı bahane öyle mi? O zaman seninle gerçekten konuşmama nedenimi söyleyeyim. Senin bir zamanlar beni ertelediğin gibi şimdide ben seni erteliyorum. Onun acısını çıkartmak istiyorum beklide.!? “ oh be rahatladım. Aslında tam olarak doğru değildi ama yanlış da değildi hani.
Bu sözümden sonra bir şey diyemedi ve gitti.
“Hadi! “ dedi Onur.
“Geliyorum sen git. “
“Emin misin? “
“Kantinden su alıp geliyorum. “ dedim kendimden emin bir şekilde.
Bir şey demesine izin vermeden merdivenlere yöneldim. Kantine girdiğimde elleriyle yüzünü kapatmış bir Berk gördüm. Bu kadar üzülmüş müydü? Yumuşamam gerekiyordu. Hiçbir şey olamamış gibi su alıp sınıfa girdim. Onur’a iyim dermiş gibi baktım. Damla ise endişeli duruyordu. Öğretmenin sınıfa girmesiyle dersin başlaması bir oldu.
Sıkıcı bir dersin ardından Damla hızlı adımlarla yanıma geldi.
“Koridorda olaylar olmuş. “
“Sonra anlatabilme gibi bi hakkım var mı? Şu an kafamın içi öyle dolu ki. “ dedim yalvarırcasına.
“Tamam ama şimdi başka bir problemimiz var. “
“Neymiş? “ dedim umursamazca çünkü Damla’nın her şeyi abartma gibi bir huyunun olduğunu öğrenmiştim.
“iki üç hafta oldu ama sen hala Onur’a duygularını söylemedin. Belli etmedin bile. “
“Duygularını açması gereken o ben değilim. “
“Duygularını söylemesen bile hissettir ona. “
“Nasıl? “ dedim heyecanla.
“Daha yakın ol. “ kendinden emin bir şekilde söylemesine şaşmamıştım.
“Daha ne kadar yakın olabilirim ki? Ağzının içine mi girmeliyim? “
“O da doğru, vazgeçtim sen en iyisi akışına bırak.” Hayret çabuk pes etmişti.
“Neyse ben kaçar. “ dedi Batuhan’ı göstererek. Demek ki bu yüzden aklı bir anda durmuştu.Aptal aşık diye düşününce gülümsedim.
“Ne oldu? Deli gibi gülümsüyorsun? “ dedi Onur.
“Damla sürekli Batuhan’ın yanında da Aptal aşık gibi. “ dedim hala gülümserken.
“Sende birini gerçekten seversen onun gibi olursun. “ dedi bilmişçe. Ben zaten seni gerçekten sevdiğim için aptal aşığım. Diye düşünürken, zil bütün düşüncelerimi yerle bir etti. Onur kendi sırasına geçerken beni izleyen Berk’i gördüm. Kafamı ders kitabıma çevirip ilk konuyu açtım.
*****
Güzel bir dersin ardından sıkıcı bir öğle arası geçiriyordum. Onurlar beni dışarı çıkmamak için zorlamıştı ama ben çıkmamıştım. Yemekte yememiştim. Çünkü kafamda boğuştuğum bir sürü sorunum vardı. Emir’in attığı mesajı ve Berk’in beni sevdiğini söylediğinde ne diyeceğimi düşünmeden edemiyordum.
Berk’in beni sevmesi yeni bir şey değildi. Bizim onunla geçmişimiz vardı ve ben onu çok seviyordum. İnsan ilk aşkını severdi. Ama Berk’in vurdumduymazlığı ve ilgisizliği yüzünden ayrılmıştık. Ve ilişkimiz geçmişte kalmıştı. Emir… o sadece sevgili rolü yapan biriydi benim için. Zor bir dönemden geçiyordum ve bana çıkma teklifi etmişti bende kabul etmiştim. Ona karşı sadece arkadaşlık sevgisiyle bakmıştım. Onu kullanıyor gibi hissetmiyordum çünkü benle olmadığı zamanlarda başka kızlarla olduğunu seziyordum. Klasik çapkın erkekti işte. Ondan zaten ayrılacaktım kim sevmediği biriyle birlikte olmak ister ki? Buraya gelmemizde ayrılmak için bir bahaneydi.
Ben düşüncelerimle boğulurken Onur’un sesini duydum.
“İyi misin?”
“İyim sadece biraz başım ağrıyor. “ dedim gülümsemeye çalışarak. Tabii insan sorunlarla boğuşunca oluyor böyle.
“İlaç felan aldın mı? İstersen bulabilirim. “
“Sağ ol geçer birazdan. Kantine inelim mi? “ dedim konuyu değiştirerek.
“Olur, sende bir şeyler yersin, kendine gelirsin. “ dedi gamzelerini gözüme sokarak.
“Bir şeyim yok ama açım. “ dedim bende gülümseyerek.
Kantine giderken Berk’i gördüm yine beni izliyordu. Bende ona kısa bir bakış attım. kantine indiğimizde Onur tost almaya gitti bende bir masa bulup onu bekledim. Beklerken telefonum titredi.
Kimden: Emir
-İşi zorlaştırma sevgilim. Eğer buna devam edersen seni bulurum. Biliyorum beni unutmadın ve beni hala seviyorsun sadece bana birazcık kızgınsın.ama şundan emin ol bu mesaja da cevap vermezsen seni o lanet yerden kaçırırım.
Kanımın çekildiğini hissediyordum. Tamam tehtidi çok çocukçaydı ama buraya gelir ve hayatımı alt -üst edebilirdi…
Umarım beğenmişsinizdir....
Sizden bir şey isteyeceğim. Hikayede olan ancak karakterler bölümünde olmayan bir çok karakter var, aklınıza gelen ünlüleri ve karakterleri bana mesaj olarak atarsanız çok sevinirim.
Ayrıca bu bölüme ilk yorum yapan kişiye gelecek bölüm ithaf edilecektir. Bilginize... :D