-13- Kibar Çocuk

2.6K 63 6
                                    

ÇOK BEKLETMEDİM SİZİ :)

KEYİFLİ OKUMALAR...

"Tabii sor. " dedim meraklanarak.

"Seni hem kardeşim hemde sırdaşım olarak gördüğümü biliyorsun. "

“Evet aynı yaşta olmamıza rağmen abim gibisin. “ dedim gülümseyerek.

“Onur’u seviyor musun?” dedi bir çırpıda. Bunu sormasını gerçekten beklemiyordum. Ne diyebilirim ki? Daha kendim bile inanmıyorken?

“Bak Helen insan kimi seveceğini seçemiyor. Sevdiğin kişi bazen düşmanın, bazen dostun, bazen de abin yada kardeşin gibi gördüğün biri olabilir. Onur’u seviyor musun diye sorduğumda sustun…belli ki benden çekindin yada sevdiğini kendine bile itiraf edememişsin.ama gözlerin yeterince konuştu. Sen ona aşıksın. Ama sana aşık olanlara da kızma çünkü aşk kimi seçeceğini baştan söylemiyor. “ deyip konuşmasını bitirdi. Son cümlesinde Berk’e de değinmişti alttan alttan.

“Tamam bu kadar edebiyat yeter. Ben çıkıyorum, belki birazdan Berk gelir. Kendini yiyip bitirmişti. “ dedi ve yanağıma öpücük kondurdu.

“Barış, teşekkürler. “ dedim ve gülümsedim.

Yine o bembeyaz içime daraltı veren odada yanlız başıma kaldım. Başımı yukarı kaldırdım ve beş dakika boyunca bakıştık. Evet tavanla ilişki yaşıyorum gençler. Yalnızlık kötü. Kapının açılma sesini duyunca doğrldum. Berk’i bekliyordum ama giren orta yaşlarda bir doktordu. Ve yanında yakışıklı sayılabilecek bir asistan.

“İyi misin Helen? “ diye sordu doktor.

“Çok iyiyim. “ dedim gülümseyerek.

“Bu gece seni burada misafir edeceğiz. “ Ne! Hayır ya. Bütün gecemi burada geçiremem.

“Ya aslında ben turp gibiyim, hatta hemen burada hiç durmadan dans bile edebilirim. “ dedim bir çırpıda. Tabii doktor bunu takmadı ve yanındaki asistan da gülümsedi. Böyle daha tatlıydı ama Onur kadar değil. Oha ben asistanla Onur’u mu karşılaştırdım. Off.

“Maalesef buna sen karar veremesin küçük hanım. “ deyince somurttum ve derin bir nefes aldım. Bu arada tekrar kapı açılma sesi duyuldu. Bu sefer gelen Berk’ti. Gözlerimi kaçırdım.

“Neyse birazdan hemşire kontrole gelir. Geçmiş olsun. “ diyerek asistanla birlikte çıktı doktor.

Berk koltuğa oturdu bende gözlerimi pencereye sabitledim. Konuşmak istemiyordum. Çünkü konuşursam kalbini kırabilirdim.

“Özür dilerim, yaptığım çok bencilceydi. “ ne kadar konuşmak istemesem de yüzüne bakıp,

“Bunu kendine itiraf edebilmen güzel. “

“Evet ama bazı şeyler sadece kendime itiraf etmekle olmuyor, sanada itiraf etmem gerekenler var. “ ah biliyorum beni çok seviyorsun dedi içimdeki sürtük Helen ama ben onu tınlamayaıp,

“Ne itiraf edeceğini bilmiyorum ama zaten yeri ve zamanı değil, şu an sana çok kızgınım ve kalbini kırmak istemiyorum. “

“Peki sen bilirsin. “

……………

Aynanın karşısına geçmiş saçımı ne şekil yapsam diye düşünüyordum. En sonunda doğal bırakmaya karar verdim. Eylül ayına girmemize rağmen havalar sıcaktı. Dünden okul için hazırladığım hardal sarısı dar paçamı ve üzerine yarım kol bordo kareli gömleğimi giydim. Ayağıma da siyah converselerimi geçirdim. Son bir kez aynaya baktım, güzel görünüyordum.

Odadan çıkarken  askılıkta asılı siyah ceketimi ve kapının eşiğinde duran siyak çantamı alıp aşağı indim. Ev bir anda boşalmıştı. Abim askere, Kardelen ve Barış Antalya’ya , Berk’te kendi evlerine gitmişti.

Mutfağa girdiğimde,kahvaltı hazırdı, Atakan nefes almadan yiyor, annem babama çay dolduruyor, babam ise gazete okuyordu. Yani klasik bir aile tablosuydu. Bir şeyler atıştırıp evden çıktım. Onur kapıda bekliyordu.

“Günaydın! “ dedi gamzelerini gözüme sokarak. Üzerinde siyah t-shirt vardı altında da siyah kot pantolon vardı, bileğindeki siyah bandaj onu ayrı bir çekici göstermişti. Düşüncelerimden ayrılıp

“Sana da günaydın!” dedim içten bir sesle.

“Arabayla mı gidelim? “

“Yürüyelim, bence. “ dedim.

“Sen nasıl istersen. “ne kibar çocuk ama ya.

Okul evden 20 dakikada gidilebilecek uzaklıktaydı. Yürürken havadan sudan şeyler konuştuk ve okula geldik. Tam kapıdan girerken, Berk’i yanında iki erkek üç kızla gördüm. Umrumda mı? Tabii ki hayır, sadece madem beni seviyorsun ne diye başka kızlarla geziyorsun. Ama bu benim açımdan iyiydi sonuçta başkasına aşık olup beni unutabilirdi.

Onur’la birlikte okul binasına girdik, okulu önceden gezdiğim için sınıfı biliyordum. Sınıfa girdiğimde orta sıralardan birine oturdum sıralar tekli olduğu için Onur yandaki sıraya oturdu. Hemen Onur’un yanına bir erkek gelip,

“Ooo veliaht teşrif etmişsiniz. Bakıyorum kapmışın kızı. Hani ağır olsan da bize de kalsa. “ dedi gülerek. Yüzünü bana dönünce yakışıklı biri olduğunu gördüm –tabii Onur kadar değil-. Sanki okulun bütün kızlarıyla ben çıkıyomuşum gibi konuşma, daha birsürü kız var sen beğenmiyorsun. “ dedi Onur’da alayla.

“Ayrıca biz sevgili değiliz. “ Kızardığıma yemin edebilirim. Gerçi niye kızardım onu da bilmiyorum ya, hadi neyse.

HEYECANLI YERİNDE BURAKMADIM BU SEFER. UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR.

MULTİMEDİ ŞARKISINI BEĞENDİĞİM İÇİN KOYDUM. BÖLÜMLE ALAKALI BULMAYABİLİRSİNİZ :)

sonsuzum olHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin