-42- Gizli Numara

2.1K 45 18
                                    

"Ben gedim! " diye girdim eve.

"Hoşgeldin! " diye bağırdı Çağla. Mis kokular geliyordu. Ayakkabılarımı çıkarıp mutfağa girdim.

"Yemek mi yapıyorsun? " diye saçma bir soru sordum.

"Aslında halay çekiyorum ama sen çaktırma Helen! " ona göz devirip ne yaptığına baktım. Domates çorbası ve köfte vardı.

"Sana kolay gelsin ben odama gidiyorum. "

"Kaç bakalım. " dedi gülerek. Bende üzerimi değiştirmek için odama ilerledim. Üzerimi değiştirirken mesaj geldi.

Kimden: Oduncuk

Bu gün erken gelebilr misin? Seninle konuşmam gerekenler var.

Kime: Oduncuk

Bilmem gelirim belki. Hem ne konuşacaksın benle?

Kimden: Oduncuk

Kesin erken gel. Önemli!

Kime: Oduncuk

Peki.

Bir aydır ailmden sadece Atakan ve abimle konuşuyordum. Yeni evim ve ev arkadaşlarım olmuştu. Damla, ben ve Çağla abimin yardımıya bir ev tutmuştuk. Beliz'de gelmeyi çok istemişti ama ailesi izin vermediği için gelememişti. Bir de şu vardı Batu'nun doğum gününden sonra ben ve Onur'un isteğiyle Barı kafe haline getirmiştik. Abim askerliğini bitirmiş babamın yanında çalışıyordu. Bense babamdan geçinmeyi istemediğim için Onur'un kafesinde çalışmaya başlamıştım. Biliyorum çok komik bir durumdu ama Onur başka yerde çalışmama izin vermemişti ve zaten o sadece formailte bir müdürdü benim asıl müdürüm Hakan Bey'di. O da çok ısrar edince bir şey diyememiştim. Saat dörttü ve benim kafeye gitmem için iki saatim vardı. Ama Onur Bey'in özel isteği üzerine erken gitmek zorundaydım. Üzerime hızla bir şeyler geçirip içeri gittim.

"Damla nerde? "

"Sence nerde olabilir? "

"Batu'nun yanında. "

"Zeki kız. " dedi alayla.

"Ben kafeye gideceğim sen ne yapacaksın? "

"İki gün sonra geometri yazılım var, dört düşüyor ve benim beş düşürmem lazım. Üçüncü yazılıya gireceğim. " Çağla çalışkan bir kızdı ve geometrisi çok iyiydi. Bizim okulda değildi ve sayısaldı.

"İyi sen çalış, benim 3. yazılılara girmeme gerek yok bu notlar bana yeter. " deyip gülümsedim. Dersi derste anlayıp o konu hakkında iki test çözdükten sonra çalışamama gerek yoktu. Ve notlarımda gayet iyiydi.

"Ben çorba içip çıkarım. " deyip mutfağa yöneldim. Bir kase çorba koyup ılık olduğu için hızı bir şekilde bitirdim.

"Ben çıkyorum. "

"Kendine dikkat et! " Botlarımı giyip evden çıktım. Hava yağmurlu olduğu için otobüse binmem gerekiyordu. Ailemden koptuktan sonra lüks hayatım resmen sona ermişti. Gerçek bir öğrenci olmuş, ve yeni hayatıma çok çabuk alışmıştım. Otobüs geldiğinde kartımı okuyucuya yaklaştırıp tekli koltuklardan birine oturup kulaklıkarımı taktım. İneceğim yere geldiğimde otobüsten inip koşarak kafenin önün geldim. Gülümseyerek içeri girdim. Onur'un kullandığı odaya ilerledim. Benimle ne konuşacağını merak ediyordum. Kapıyı açtığımda pencereden dışarı baktığını gördüm. Dalgındı. Gedliğimi fark etmemişti. Sessizce yanına gidip sarıldım.

"Dalgınsın. "

"Hoşgedlin. " dedi, kollarını bana dolamak için bana dönerken.

"O kadar merak ettim ki benimle ne konuşacağını hemen geldim. " merakımı dile getirmekten hiç bir zaman çekinmezdim.

sonsuzum olHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin