Saliha ile İlkin sabah kahvaltı yaparak antrenman için tesise doğru yola çıktılar. İlkin yan koltukta yarı uyanık yorgun bir şekilde oturuyordu, dün gecenin etkileri her zamanki gibi sabahları kendini gösteriyordu.
"Bok var, o kadar içiyorum, aferin salak," dedi İlkin.
Saliha, İlkin'in haline gülümseyerek cevap verdi, "Hayır, akıllanmıyorsun da, garip olan o."
"Tamam, ve Saliş, bide sen vur vur, acıma," dedi İlkin.
Saliha, gözlerini yoldan ayırmadan gülerek cevap verdi. Onu en çok güldürenlerden biriydi, hatta bu kadar güldüren tek insandı, İlkin onun için arkadaştan fazlasıydı.
****
"Bu halin ne, handanım?" diye sordu Simge yerde esneme hareketleri yapan Hande'ye. Hande, yerde sadece uzanmış, gözlerini Ayazağa'nın tavanına dikmişti, Simge'nin geldiğini bile hissetmemişti. Simge, onun fark etmediğini anlayınca ayağıyla hafifçe Hande'ye vurdu.
"Alooo, burada mısınız, hanfendiii?" diye seslendi Simge.
Hande irkilerek, "Noluyo be?"
"Asıl size noluyo, Handan hanım?" diye cevapladı Simge.
"Bir şey olduğu yok, kayan hayatıma bakıyorum."
"Hande, doğru düzgün anlatacak mısın, yoksa zorlamı anlattırayım?"
Hande iç çekti ve olduğu yerden doğruldu. Donuk bir suratla, "Mert beni aldattı."
"Ne, nasıl?" diye şaşkınlıkla sordu Simge.
"Dün gece sizin yanınızdan erken ayrıldım ya, Mert'e gideceğim diye sürpriz yapayım dedim. Aramadım, anahtarda var zaten bende, biliyorsun. İçeri bir girdim, seslendim ama ses vermedi, müzik açıktı üstelik bizim şarkımız... Hala düşündükçe sinir oluyorum, şerefsiz herif neyse, yatak odasına doğru gittim, koridorda soyunmaya başlamış şerefsizler. Bende tabi o sinirle yatak odasının kapısını çat diye açtım ve olan oldu işte, bir kadınla yatıyorlardı."
Simge şok olmuş bir şekilde dinliyordu, "Nasıl yapabilmiş o adam ya?"
"Sonra da hemen çıktım oradan, benim arkamdan koştu tabi, bu puşt. Yok işte, bir anlık hata falan, yanlış anlamışım..." diye devam etti Hande. Simge, Handenin lafını sert bir şekilde böldü, "Neyi yanlış anlamışsın acaba? Şerefsiz puşt! Hayır, herhalde çocuğu olduğunda aldatmış sayılacaktı, şerefsiz ya."
Hande, Simge'nin sözlerine histerik bir şekilde güldü, "Öyle valla Simge, en son işte, küstahlık yapıp ilişkiyi ben zaten kafamda bitirmişim, onunla sadece yalandan duruyormuşum falan saçmaladı yani işte. Tamam, son zamanlarda ilişkimiz iyi değildi ama bu aldatmasını haklı çıkartmaz."
Simge, Handeyi destekleyici sözler söylese de, Handenin içinde bir boşluk açılmıştı. Her ne kadar yok saymaya çalışsa da, Hande'nin aklı hala Mert'in dediği şeydeydi.
Hande içinde düşüncelere dalmışken Elif ile Tica, Handenin yanına gelip oturdular. Onlar da Handenin iyi olmadığını fark edince, Hande onlara da aynı şeyleri tekrar tekrar anlattı, "Yani anlayacağınız, boynuzlandım kızlar." Hande, ellerini kafasının üstüne boynuz işareti yaparken, Tica Handenin omzuna kolunu atıp, "O şerefsiz kaybetti, sen en iyilerine layıksın," dedi. Elif araya girerek, "Ayben öyle, o zaman bu akşam şerefsizi tarihe gömmek için içmeye gidiyoruz."
"Of, saçmalama ya, ne içmesi?" diye sordu Hande. Tica, lafa girerek, "Evet, gidelim ya, hem kafanda dağılır biraz." Hande, daha fazla uğraşmamak için tamam diyerek onları onayladı.