Ertesi sabah, Hande ve Saliha'nın İstanbul'daki evlerinde gün ışığıyla uyandılar. Hande, Saliha'ya sıkıca sarılmış bir haldeydi ve sabahın sakinliğinde birbirlerinin nefesini dinlemek onlara huzur veriyordu. Sirus, yatağın ucunda kıvrılmış, mırıldanarak hafifçe hareket ediyordu. Hande, Saliha'ya bir öpücük kondurarak uyanmasını sağladı. Saliha, gözlerini açar açmaz Hande'nin yüzüne gülümsedi.
"Günaydın, güzelim,"
"Günaydın, aşkım,"
Bir süre daha yatakta oyalandıktan sonra, Hande yavaşça doğrulup yataktan kalktı.
"Hadi kahvaltı hazırlayalım,"
Saliha da ona katılarak yataktan çıktı ve birlikte mutfağa geçtiler.
Kahvaltı masası, renkli bir tablo gibiydi. Hande'nin hazırladığı taze portakal suyu, sıcak simitler, peynirler, zeytinler, ve mis kokulu çay, masada yerini aldı. Saliha, masaya otururken Sirus da yanlarına gelip onlara eşlik etti. Hande, Saliha'nın önüne bir tabak dolusu yiyecek koyarak,
"Afiyet olsun,"
Kahvaltı boyunca, gelecekle ilgili planlar yaparak sohbet ettiler. Aralarındaki her kelime, her cümle, onları daha da yakınlaştırıyordu. Saliha, çayından bir yudum alarak,
"Bugün polise gitmemiz gerekiyor," dedi.
"Evet, bugün şu işi çözüme kavuşturalım,"
Kahvaltılarını bitirip hazırlandıktan sonra, evden çıkıp polis karakoluna doğru yola koyuldular. Hava açık ve güneşliydi, İstanbul'un canlı sokaklarında yürürken birbirlerinin yanında olmaktan huzur duyuyorlardı.
Karakola vardıklarında, içerideki yoğunluk dikkatlerini çekti. Polis memurları, vatandaşlar, herkes kendi işleriyle meşguldü. Hande ve Saliha, resepsiyonda bekleyen memurun yanına gidip durumu anlattılar.
"Merhaba, biz tehdit ve şantajla ilgili bir şikayette bulunmak istiyoruz,"
Memur, onları dikkatle dinledikten sonra, "Lütfen oturun, birazdan bir memur sizi çağıracak,"
Bekleme salonunda kısa bir süre oturduktan sonra, genç bir polis memuru gelip onları odaya aldı.
"Buyurun, oturun,"
"Size nasıl yardımcı olabilirim?"
"Bir süre önce cezaevinde bir adam tarafından tehdit edildik. Elimizde ses ve video kayıtları var. Bunları sizinle paylaşmak istiyoruz,"
Memur, notlar alarak dinledi. "Tehdit eden kişinin kim olduğunu biliyor musunuz?"
"Evet, adı Mert. Cezaevinde onunla konuşmalarımızın kayıtları var. Bize şantaj yapmaya çalıştı,"
"Bu kayıtları bize verebilir misiniz?"
Hande, çantasından USB belleği çıkararak,
"Elimizdeki tüm kanıtlar burada,"
Memur, USB belleği alarak bilgisayarına taktı. Kayıtları dikkatle inceledikten sonra,
"Bu kanıtlar oldukça önemli. Bu konuyu hemen amirime ileteceğim. Siz de avukatınıza bilgi verin ve gerekli işlemler başlatılsın,"
Saliha, derin bir nefes alarak, "Teşekkür ederiz. Bu bizim için çok önemli,"
Memur, başını sallayarak, "Anlıyorum. Biz de elimizden geleni yapacağız. Sizi bilgilendireceğiz,"
Hande ve Saliha, karakoldan çıkarken içlerinde bir rahatlama hissi vardı. Nihayet, karşılaştıkları bu zorluğu aşma yolunda büyük bir adım atmışlardı. Dışarıya adım attıklarında, Hande, Saliha'nın elini tutarak,