*44

145 20 5
                                    


Saliha birden gözlerini açtı, nefesi hızlanmış, kalbi yerinden çıkacakmış gibi çarpıyordu. Etrafına bakındı ve nerede olduğunu anlamaya çalıştı. O an odasında, Hande'nin yanında olduğunu fark etti. Az önce yaşadıklarının sadece bir rüya olduğunu idrak ettiğinde, derin bir iç çekti.

Hande hemen doğruldu ve endişeyle Saliha'nın yüzüne baktı.

"Saliha, ne oldu? Yine mi kötü bir rüya gördün?" diye sordu, sesinde belli belirsiz bir korku vardı.

Saliha bir süre konuşamadı, çünkü gördüğü rüya o kadar gerçekçiydi ki hâlâ rüyanın etkisindeydi. "Evet," dedi sonunda, sesi titrek ve sarsılmış bir haldeydi.

"Çok kötü bir rüyaydı... Her şey o kadar gerçek gibiydi ki..."

Hande, Saliha'nın elini tuttu ve onu sakinleştirmeye çalıştı. "Buradayım," dedi yumuşak bir sesle. "Sadece bir rüyaydı, geçti artık."

Ancak Saliha, hâlâ rüyanın etkisinden kurtulmuş değildi. Gördüğü her şey, hissettiği her duygu, rüyadan çok daha fazlasıydı; sanki geçmişten gelen hayaletler onu kovalıyordu.

"Rüyamda Mavi'deydim," diye fısıldadı, gözleri boş bir noktaya dalmıştı.

"İpek oradaydı... Ve beni suçluyordu, beni suçluyordu Hande, onu koruyamadığım için..."

Hande, Saliha'nın bu kadar derinden etkilenmesine üzülse de, ona nasıl yardımcı olacağını bilemiyordu.

"Saliha, bu sadece bir rüyaydı," dedi yine, ama bu kez Saliha'nın gözlerine bakarak. "Gerçek değil. Geçmişte yaşadıklarını tekrar tekrar hatırlamak, kendini suçlamak sadece seni yıpratır."

Saliha bir an duraksadı, sanki rüyanın ne kadar gerçek dışı olduğunu anlamaya çalışıyordu. Sonra Hande'nin gözlerine baktı ve kafası karışmış bir şekilde fısıldadı,

"Ama o kadar gerçekti ki... Gerçekle hayal arasındaki çizgi kaybolmuş gibi hissettim. İpek'in sesini duyuyordum, beni suçluyordu. Hatta daha sonra onu buldum konuştum yaşıyordu Hande"

Hande, Saliha'nın elini daha sıkı tuttu ve onu kendine çekti. "Saliha, buradayım," dedi kararlılıkla. "Beni dinle, o sadece bir rüyaydı. Şimdi buradasın, güvendesin. Geçmişi bırakmalısın."

Saliha derin bir nefes aldı, Hande'nin sözleri içindeki karanlığı biraz olsun dağıtmıştı. Ama yine de, rüyanın bıraktığı izler silinmemişti. "Haklısın," dedi sonunda, Hande'nin gözlerine bakarak.

Hande, Saliha'nın yüzünü ellerinin arasına aldı ve ona sevgi dolu bir bakışla baktı. "Biliyorum, Saliha. Ama geçmişte yaşananların seni kontrol etmesine izin verme. Ben buradayım ve senin yanındayım. Her ne olursa olsun, birlikte atlatacağız."

Saliha başını salladı ve derin bir nefes daha aldı. "Teşekkür ederim, Hande. Sen olmasan ne yapardım bilmiyorum."

Hande, ona sarılarak, "Hiçbir zaman yalnız değilsin," dedi. "Hadi, biraz daha dinlenelim. Sabah olduğunda her şey daha iyi görünecek."

Saliha, Hande'nin yanında kalmayı kabul etti ve ikisi de yatağa geri döndü. Ama Saliha'nın zihninde rüyanın yankıları hala dolaşıyordu.

Saliha çoktan uyanmıştı kafasında hala aynı şeyler dönüyordu. Yavaş yavaş hande de uyanmaya başlamıştı kıpırdanıyordu. Hande gözlerini tatlı bir gülümseme ile açtı.

"Günaydın sevgilim"

"Günaydın"

Hande ne kadar sakinse Saliha o kadar gergindi. Hande bu durumu fark edip yatakta dikleşti sırtını yatağa yaslayıp Saliha'nın omzuna küçük bir öpücük bıraktı.

Sızı /HansalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin