Hande hastaneye adım attığında ilk olarak doktorun odasına yöneldi. Kapıyı tıklatıp içeri girdiğinde, doktor onu gülümseyerek karşıladı.
"Günaydın, Hande Hanım," dedi doktor. "Saliha'nın durumu hakkında konuşmak mı istemiştiniz?"
"Evet, doktor bey,"
"Saliha'nın şu anki durumu nedir? Onu İstanbul'a nakletmemiz mümkün mü?"
"Saliha daha yeni uyandı. Şu an nakil için erken ve tehlikeli olabilir. Onun burada kalması, durumu stabil hale gelene kadar daha güvenli olacaktır."
Hande, kafasını salladı ama içinde bir huzursuzluk vardı.
"Biliyorum doktor bey, ama burada kalmak bizim için gerçekten zor. Eğer İstanbul'a dönebilirsek, onu daha iyi koruyabileceğimi düşünüyorum."
Doktor bir an duraksadı ve Hande'nin söylediklerini düşündü.
"Anlıyorum. Ancak, iki gün sonra durumunu yeniden değerlendirip, nakil için daha net konuşabiliriz. O zamana kadar burada kalması daha iyi olur."
Hande, doktorun söylediklerini kabul etmek zorunda olduğunu biliyordu.
"Tamam doktor bey, iki gün sonra tekrar konuşuruz,"
Doktorla konuştuktan sonra, Hande Saliha'nın odasına doğru yöneldi. Saliha'nın ailesi dinlenmek için eve gitmişti, bu yüzden odaya girdiğinde yalnızca İlkin ve Elif vardı. Saliha, yatakta uyuyordu. Hande sessizce onların yanına oturdu.
İlkin, Hande'nin gelişini fark edip ona döndü. "Neredeydin?" diye sordu alçak bir sesle.
Hande, tam cevap verecekken Saliha gözlerini araladı.
"Hande... Neredeydin? Hiç haber vermedin,"
Hande, Saliha'nın yanına yaklaştı ve elini tuttu.
"Biraz hava aldım ve birkaç işimi hallettim. Ben yokken bir şey mi oldu?"
"Sadece seni özledim."
Hande, Saliha'nın yüzüne bakarak içindeki endişeyi bastırmaya çalıştı.
"Ben de seni özledim,"
__
İlkin ve Elif'in maçları olduğu için İstanbul'a erken dönmüşlerdi. Hande ve Saliha, ise hastanede baş başa vakit geçiriyorlardı. Saliha'nın durumu yavaş yavaş düzeliyordu ve ikili, akşamları birlikte dizi izleyerek rahatlamaya çalışıyordu. Şu an, yatağa uzanmış, Saliha'nın hastane odasında dizi izliyorlardı. Saliha, izledikleri polisiye dizinin en heyecanlı anlarını Hande'ye anlatıyordu.
"Bak Hande, burada katilin kim biliyor musun ya da tahmin edebiliyor musun?" dedi, gözleri parlayarak.
"Bence bu adamın suç ortağı var ve o da en yakın arkadaşı çıkacak!"
Hande, Saliha'nın bu haline gülümseyerek cevap verdi.
"Sen bu işi baya biliyorsun aşkım."
Saliha heyecanla devam etti. "Evet, evet! Bak şimdi ne olacak, kesinlikle haklı çıkacağım!"
"Acaba yanlış meslek falan mı seçtin."
"Ya hande biliyoruz da kadar değil"
O sırada Hande'nin telefonu çaldı. Ekranda bilinmeyen bir numara görünüyordu. Hande'nin içini bir sıkıntı kapladı; bu numaranın Mert olabileceğinden şüpheleniyordu. Telefonu eline aldı ve Saliha'ya dönerek
"Bir dakika aşkım, bu önemli bir arama olabilir. Hemen geliyorum,"
Saliha, başıyla onaylayarak, "Tamam, ama çabuk gel, en heyecanlı yerindeyiz,"