"Saliha, sakin ol, yanındayım." dedi Hande. Saliha'nın eli ayağı titriyordu. Hande ne yapması gerektiğini bilemese de yanında duruyordu. Arabayı Eliflerin evine gelince durdurdu Hande.
"Hadi inelim."
"Hande, geri mi dönsek? Ben çok korkuyorum."
Saliha hayatında ilk defa bu kadar korktuğunu fark etti. Ne o iğrenç kadın yüzünden bu kadar korkmuştu, ne de ilk kaybolduğu anda. Şu an tek düşündüğü ailesinin onu kabul etmeyeceği düşüncesiydi.
"İstersen bekleyebiliriz, burada biraz daha durabiliriz ama kaçamayız."
"Evet, biliyorum ama korkuyorum." Hande, Saliha'nın elini sıkıca tuttu.
"Her ne olursa olsun, bu eli bırakmayacağım. Anlaşıldı mı?"
Saliha, dolan gözleriyle kafasını salladıktan sonra başını Hande'nin omzuna gömdü. Hande, Saliha'nın toparlanmasına yardımcı olmak için bir eliyle elini tutuyor, bir eliyle de sırtını okşuyordu. Onların bu halini bölen camdan gelen sesti. Biri cama tıklamıştı. Saliha, başını sese rağmen kaldırmamıştı. Oluğu yerden Hande, gelen sese baktı. Camın ardında İlkin sırıtıyordu.
Hande, Saliha'yı kendinden ayırmak için hamle yaptı. Saliha başını kaldırdığında gözleri kıpkırmızı olmuştu. Onu böyle görmek canını çok sıkıyordu. İlkin, hala içerde ne olduğunu anlamamıştı. Bugün neden burada toplandıklarını anlayamadığı gibi, Leyla'yı bile çağırmasını istemişti Hande. Elif'ten İlkin daha fazla dayanamadı.
"Hadi be, aşk böcekleri, daha sonr—" İlkin, Saliha'nın gözlerini görünce konuşmasını durdurdu.
Saliha'nın gözleri kıpkırmızıydı, halsizliği de her halinden belliydi. Halbuki bugün antrenmanda yine çok iyiydi. İlkin, onun sahada böyle olduğunda kafasını meşgul eden bir şeyler olduğunu bilirdi ama bu sefer çok fazla şey olup bitmişti. O yüzden çok üstüne düşmemişti ama kesin bir şey var diye içinden geçirdi.
"Saliha balım, ne oldu sana?" dedi yaklaşarak. Saliha elini saçında gezdirerek,
"Bir şey olmadı ama olacak." İlkin daha da meraklanmıştı. Biraz meraktan, biraz da gerginlikten sesini yükselterek,
"Ne oluyor burada ve neden bana hiçbir şey anlatmıyorsun? Belli ki bir şey var, günlerdir bir şey saklıyorsun benden."
"İlkin, şimdi değil, şimdi değil."
"Ne zaman Saliha, ne zaman? Canın daha fazla yandığında mı her şeyi öğreneceğim?"
"Emin ol, bu senin iyiliğin için."
"Bırak bu zırvayı Saliha." Hande, İlkin'i sakinleştirmek için ona dokundu,
"Sakin ol biraz İlkin, birazdan her şey ortaya çıkacak zaten, sadece Saliha'ya zaman ver."
İlkin, Hande'ye ters bir bakış attı ardından tekrar Saliha'ya döndü,
"Hande biliyor yani." Sinirden gülmeye başlamıştı. "Bana güvenmiyorsun ama."
"Güvenle ne ilgisi var İlkin?" dedi Saliha, arkadaşını telkin etmek için.
Hande çok aralarına girmek istemiyordu. Sonuçta yıllardır birlikte her şeye göğüs germişlerdi. İlkin'in tepkisini anlayabiliyordu ama Saliha da sadece onu korumak istiyordu. Sevdiği kadınla dostu arasında kalmasını istemiyordu.
"Ben gidiyorum, o herkesle öğreneceğim sırını bilmesem de olur." İlkin, arabasına doğru sinirle yürümeye başladı. Saliha da arkasından gidiyordu,
"İlkin dur, lütfen." Ama İlkin'in durmaya niyeti yoktu. En sonunda Saliha'nın bağırmasıyla olduğu yerde durdu.
"Elif benim kardeşim." Saliha bağırdıktan sonra az önce durdurduğu gözyaşları tekrardan akmaya başladı. Bitkin bir şekilde konuşmaya devam etti.