Hande, Zehra'nın söylediklerini duyunca sarsıldı. Nefes almayı unuttuğunu fark etti. Kalbinin hızlı atışı kulaklarında yankılanıyordu. Zehra'nın söyledikleri beyninde dönüp duruyordu:
"Hande'yi geri istiyorum."
Zehra, onu geri istiyordu ama bu şekilde mi? Saliha'nın yedeğe düşmesine, ölüm tehditti almasına neden olacak kadar mı? Sinirden eli titredi, ne yapacağını bilemedi.
Zehra, arkasından gelen adımları duymamış olacak ki, konuşmasına devam ediyordu.
"Evet, evet, merak etme. Kimseye söylemeyeceğim. Sadece Saliha'nın aradan çekilmesi gerekiyordu."
Hande artık dayanamadı. "Zehra!"
Zehra irkilip arkasını döndü. Hande'nin yüzündeki öfkeyi görünce konuşmakta zorlandı.
"Ha-Hande? Ne yapıyorsun burada?"
Hande bir adım daha attı.
"Ne mi yapıyorum? Asıl sen ne yapıyorsun Zehra? O fotoğrafı sen mi sızdırdın?"
Zehra'nın yüzü kızardı, gözlerini kaçırdı.
"Hande, ben... Ben sadece..."
Hande'nin sabrı tükenmişti.
"Sadece ne Zehra? Beni geri istediğin için mi?"
Zehra'nın gözleri doldu, sesi titriyordu.
"Evet Hande, evet. Seni kıskandım, Saliha'yla olan yakınlığını kıskandım. Ben... Seni hala seviyorum ve onu yanında gördükçe deliriyorum. O yüzden yaptım."
Hande'nin yüzündeki öfke daha da derinleşti.
"Senin beni sevdiğin falan yok Zehra. Sen benim sana olan ilgimi seviyordun. Ne zaman çağırsan geldiğimdeki o kişiyi seviyordun. Ki yine ne zaman çağırsan gelirdim ama bu yaptığın..." Hande sinirle sesi biraz daha yüksek çıkmaya başladı.
"Nasıl yaparsın bunu? Hem bana, hem Saliha'ya, hem de takıma? Sadece kendi kıskançlığın yüzünden mi?"
Zehra gözyaşlarını tutamıyordu artık.
"Özür dilerim Hande. Gerçekten özür dilerim. Ne yaptığımı bilmiyordum."
Hande'nin içi acıyla doldu, ama öfkesini kontrol edemiyordu. "Özür mü? Özür dilemek yeterli mi sanıyorsun? Saliha'nın kariyerini, benim hayatımı mahvetmek üzeresin Zehra. Senin yüzünden kızın hayatı altüst oldu, insanlar ölüm tehditleri yolluyor. Bunu nasıl yapabildin?"
Zehra, Hande'nin yüzüne bakamadı, sadece yere baktı. "Seni kaybetmekten korktum."
Hande derin bir nefes aldı, sinirlerini yatıştırmaya çalıştı.
"Zehra, seni beni kaybetmekten korksan ya da ufacık içinde bana karşı sevgi olsa bunu yapmazdın. İnsan sevdiğine bunu yapmaz "
Zehra'nın gözleri Hande'ye döndü, bir umutla.
"Hande, lütfen. Bir şans daha ver. Düzeltmek için her şeyi yaparım."
Hande başını iki yana salladı, gözlerinde kararlılık vardı.
"Hayır Zehra. Bunu düzeltemezsin. Bu yaptığın şeyin telafisi yok."
Ardından arkasını döndü ve hızlı adımlarla oradan uzaklaştı. Başta Saliha'nın yanına gidip her şeyi anlatmak istedi ama bu onu sadece daha fazla üzecekti. En iyisinin kendi odasına gitmesi olduğunu karar verdi. Kendi odasına gittiğinde içi hala öfkeyle doluydu. Yatakta bir o yana bir bu yana döndü, ama uyku bir türlü gelmedi. Zehra'nın söyledikleri kafasında yankılanıp duruyordu. Saliha'nın yüzü, onun gülen gözleri gözlerinin önünden gitmiyordu. Onun zarar görmesine izin vermemeliydi, ama olan olmuştu. Saatler geçti, sabaha kadar gözüne uyku girmedi.