*26

362 53 15
                                    


Hande kendini soğuk suyun altına bıraktı. Düşünceleri beynini talan ediyordu, su sanki vücuduna değmeden akıp gidiyordu. Saliha yedek kalacaktı hem de saçma sapan bir şey yüzünden. O yapanı bulursa ona ne yapacağını bilmiyordu, Hande'nin siniri ve üzüntüsü artık fazla geliyordu. En sonunda suyu kapattı, zaten pek bir işe de yaramıyordu. Duştan çıkıp üzerini giyindi. Kızlar çoktan otobüse geçmişlerdi, staf içerdeki malzemeleri topluyordu. Saliha ve Gudetti ise hâlâ toplantı odasında konuşuyorlardı. Toplantı odasının önünde onu beklerse fazla dikkat çekeceğinden Hande otobüse geçti. Her zamanki yerine geçip kulağına kulaklığını taktı. Elindeki telefonda gelen bildirimleri kontrol ediyordu. Birçok şey yazılmıştı. Bazı fanlar sevinirken bazıları ölüm tehdidi ediyordu. Hande daha fazla bakmaya dayanamadı, telefonu kapatıp gözlerini yumdu. Saliha gelene kadar biraz kafasındaki sesleri dindirmek istiyordu.

"Hande"

Hande, Simge'nin seslenişini duymamıştı müzikten. Simge yavaşça Hande'nin koluna dokundu. Hande irkilerek kalktı ne ara dalmıştı ne ara korkacak kadar uyumuştu? Simge de şaşırmıştı, Hande kolay kolay uykuya dalan biri değildi.

"Canım, iyi misin?"

Hande karşısındakinin Simge olduğunu görünce biraz da olsa rahatlamıştı. Ufacık daldığı anda korkunç bir rüya görmüştü. Hande uzun bir nefes alıp geri verdi. Toparlandıktan sonra,

"İyiyim, iyi olmaya çalışıyorum."

Simge sessizce, "Sensin, değil mi, o?"

Hande başta anlamadı. Biliyordu, Saliha ile çıktığını. "Evet Simge, biliyorsun zaten."

"Ay, ne bileyim, sizin sağınız solunuz belli değil. Birbirinize bakmayınca ben de ayrıldınız sandım, bu da Saliha'nın..." Simge susup tekrar Hande'ye döndü, devam etti, "Neyse, ne yapacaksınız?"

"Ben açıklamayı düşünüyorum ama Saliha izin vermiyor."

"Aferin ona, sakın Hande."

"Neden ya? Neden herkes bu kadar korkuyor?"

"Hande, önceden olanları unutuyorsun galiba. Sadece gökkuşağı paylaştığın için bile ne kadar fazla linç yemiştin." Simge nefes aldı, eski bir anıyı hatırlayıp gözlerini kapatıp açtı. "Kulüpte olanları söylemiyorum bile. Onun tekrarlanmasına asla izin vermem Hande."

Hande de hatırlamıştı şimdi o anıyı. O kadar silmek için uğraşmıştı ki, Saliha ile olduğu dönemde unutmuştu yaşadığı şeyleri. Tekrar hatırladığı an ile eli boynuna gitti. Her şeyi tekrar yaşıyor gibiydi. Simge'nin seslenişi ile tekrar döndü

"İyi misin?"

"İyiyim, iyi olacağım."

"Aynen öyle, iyi olacaksın. Saliha'ya destek olacağız. Eğer ikiniz de açığa çıkarsanız, nasıl yardım edeceksiniz birbirinize? Şimdi yapmamız gereken, Saliha'ya destek olmak, tamam mı? Ama bunu yaparken kendini de koruyacaksın, anlaştık mı?"

Simge'nin hafif gözü dolmuştu. Hande ona bakınca onunki de doldu. Onu kendine çekip sarıldı.

"Anlaştık, atom karıncam."

Simge gülerek ayrıldı Hande'den. "Sus eşek sıpası."

---

Gudetti ve başkan neredeyse yarım saattir konuşuyordu. Teselli verip duruyorlardı, Saliha ise Hande'yi düşünüyordu, onların dedikleri hiçbir şey kulağına ulaşmıyordu.

"Tamam değil mi Saliha?" Başkanın Türkçe seslenmesi ile Saliha kendini toparladı, başkana döndü. Ne sorduğunu bilmiyordu ama kafasını salladı. Ardından odadan çıktı, soyunma odasında olan eşyalarını toplayıp otobüse doğru ilerledi. Kanada'da oldukları için çok şanslılardı, burada çok fazla kişi onu tanımıyordu. Otobüse kadar birkaç kişi bir şeyler söylese de Saliha aldırış etmedi.

Sızı /HansalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin