...Üç Ay Sonra...
Her yer hafifçe aydınlanmıştı; mutfak penceresinden içeri giren sabah ışıkları, Hande'nin yüzüne vuruyordu. Gözlerini açtı ve yavaşça gerinerek yatağın diğer yanına baktı, ama kolu boşluğu sarınca şaşırdı. Daha sonra Saliha'nın köpekleri Sirius'u gezdirmek için erken kalkıp dışarı çıktığını hatırladı. Yavaşça mutfağa yöneldi ve kahvaltı hazırlıklarına başladı.
Saliha bahçeye adım attığında, Sirus heyecanla havlamaya başladı.
"Gel oğlum," diyerek tasmasını taktı ve birlikte yürüyüşe çıktılar.
Sabahın serinliği Saliha'yı biraz üşütse de, temiz hava ve Sirus'un neşesi içini ısıtıyordu. Ankara'ya yapacağı yolculuğu düşünüyordu; bu takım için önemli bir maçtı.
Yürüyüşten döndüğünde, Hande'nin mutfakta bir şeyler hazırladığını gördü. Sesizce yaklaşıp Hande'nin beline doladı ellerini ve Hande'nin kulağına yaklaşarak,
"Günaydın," dedi Saliha.
Hande dönüp gülümsedi. "Günaydın!" Saliha, Hande'nin gamzelerinin üzerine öpücük bıraktıktan sonra havlayan köpeğine döndü.
"Seninki yine kıskandı."
"Yok ya, Sirius'la güzel ve uzun bir yürüyüş yaptık. Acıktı beyfendi."
Saliha köpeğe yaklaşıp, "Gel bakalım sana yemek verelim," dedi.
Saliha, Sirus'un tasmasını çıkardı ve onu kabına yönlendirdi. Ardından masaya oturdu ve Hande'nin hazırladıklarına baktı.
"Her şey harika görünüyor, neler yapmışsın ya?" dedi biraz heyecanla.
Hande çayları getirip masaya koydu.
"Bu sabahın tadını çıkartalım," dedim.
Kahvaltı boyunca ikisi de konuşmalarına devam ettiler. Saliha, Ankara'daki maç planlarından bahsederken, Hande onun enerjisini ve kararlılığını hayranlıkla izliyordu. Kahvaltı sonunda, Saliha hazırlanmak üzere odasına çekildi.
Saliha valizini toplarken Hande de ona yardım etti. "Her şey hazır mı?" diye sordu Hande.
Saliha, gülümseyerek başını salladı. "Evet, hazır sayılırım. Keşke seni de koyabilsem bu bavula"
Hande, Saliha'nın elini tuttu
"keşke"
Saliha, Hande'ye sıkıca sarıldı. "Ben seni çok özleyeceğim," dedi ve ardından kapıya yöneldi. Hande ise mutfağa koşarak hazırladığı içeceği en sonunda şişeye koyup kapıya doğru koştu
"Hande hadi aşkım çıkmam lazım "
"Geldim geldim al şunu yolda içersin"
Saliha, Hande'nin elinde tuttuğu sarı renkli şişeye bakarak,
"Bu ne aşkım?" diye sordu.
"Detoks içeceği, hem böbreklere falan da iyi geliyormuş. İçinde zerdeçal, ..." Hande içindekileri saydıkça, Saliha'nın içeceğe bakışı daha da iğrençleşiyordu. Hande bunu fark ettiğinde durup Saliha'nın yüzüne baktı.
"Aşkım içeceksin, değil mi?"
"Evet... Evet aşkım."
"Saliha, cidden çok sağlıklı. Belki biraz ben becerememiş olabilirim ama cidden çok iyi yazıyor yorumlar falan."
Saliha içeceğin kapağını açıp bir yudum içti. Resmen iğrençti tadı, ama kendini tutarak ve gülümseyerek,
"Bak, içtim. Tadı da gayet güzel, hep isterim yalnız bundan," dedi.