Özel bölüm 4

841 196 29
                                    

Dördüncü özel bölümle geldim.

Umarım severek okursunuz.

🌺

Gözlerimi heyecanla etrafta gezdiriyor ve bir çift mavi göz arıyordum. İniş yapalı çok olmamıştı. Çağlar abim bizi almaya geleceği için gözlerim fıldır fıldır onu arıyordu.

Uzaktan bize doğru gelen kumral saçlı ve boylu poslu abimi görünce adımlarımı hızlandırdım. Ona yaklaştığımda bavulumu olduğu yerde bıraktım ve tabiri caizse üzerine atladım. "Seni çok özledim!"

Yüzünü göremesem de kocaman gülümsediğini hissettim. Kollarını sıkı sıkı etrafıma sardı ve bana içten bir şekilde sarıldı. "Bende seni çok özledim. Güzelim benim."

İçim anında sıcacık oldu. Çağlar abime sarılmayı hep iple çekiyordum. Sonunda kavuşabilmiştik.

Bir adım gerileyerek ondan ayrıldım ve yanağından öptüm. Bana memnunca gülümsedi ama yanımıza gelmekte olan Buğra'yı görünce yüz ifadesi ciddileşti.

Alt dudağımı ısırdım ve abimin vereceği tepkiyi bekledim. Sandığımın aksine Buğra'nın canını sıkacak hiçbir şey söylemedi ve Efken'i kollarının arasına çekerek sarıldı.

Buğra benim arkamda bıraktığım bavulumu yanıma koyduğunda hafifçe gülümseyerek kolunu sıvazladım. Yüzü biraz asıktı ama babasıyla annesini görünce bunun düzeleceğinden emindim.

Abim Efken'e sarılmayı kesince meraklı bakışlarım tekrar onu buldu. Derin bir nefes vererek omuzlarını çökertti ve Buğra'ya eliyle gel işaret yaptı. "Gel lan."

Buğra'nın yüzünde saklayamadığı bir gülümseme oluştu. Birkaç adımda abimin yanına vardı ve kısacık da olsa sarıldılar.

"Baban iyi. Merak etme." Diye mırıldandı Çağlar abim, Buğra'nın sırtına hafifçe vurduktan sonra.

Buğra başını belli belirsiz salladı ve bir adım gerileyerek bavulunun yanında durdu. İçinin rahatladığı belliydi.

"Gidelim o zaman." Çağlar abi bavulumu alınca hepimiz onu takip ettik. Efken yerini onun yanında alınca ben Buğra'nın elini tutmayı tercih ettim.

Havaalanının kalabalığının arasından zar zor çıktık ve abimin arabasına doluştuk. Efken yolcu koltuğuna geçmişti, bizde Buğra'yla arka koltuktaydık.

Buğra'nın koluna girip başımı omzuna yasladığımda o da başını benim başımın üzerine yasladı. Tabii bu yaptığımız abimin hoşuna gitmedi. Dikiz aynasından bize tehditkar bakışlar attı.

Abimin gözlerinin içine bakarak omuz silktiğimde gözlerini kıstı ve hana sen bittin bakışları attı. Hep bu bakışları gönderirdi ama günün sonunda bana kıyamazdı.

Hafifçe sırıttım ve gözlerimi dışarıya çevirmekten kaçınarak arabanın içini izlemeye koyuldum. Dışarı bakmak ve tanıdık yerleri görmek istemiyordum. Kendimi kötü hissetmek istemiyordum.

Belli etmemeye çalışsam da üzerimde bir stres vardı. Ne hissedeceğimi bilemiyordum sanki. Korkuyordum, üzülüyordum, sinirleniyordum. Ama en önemlisi de.

Özlüyordum.

Bunu kendime itiraf etmek bile istemiyordum ama öyleydi. Kandırılmıştım ve onları dinlemeden çekip gitmiştim. Başka bir şehire taşınmış ve yeni bir başlangıç yapmak istemiştim. Her şey istediğim gibi gelişmişti ama bir yanım hep buruk kalmıştı.

Bunu kendime yediremiyordum ama bana yalan söylemeden önceki sevgilerini özlüyordum.

Bu birkaç ayda düşünmeye çok fırsatım olmuştu. Bu düşünceleri hep geçiştirmeye çalışmıştım ama beynimin bir yerinde istemediğim bir şekilde dönmeye devam etmişlerdi.

Bir gitsem de kurtulsam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin