26

25 2 0
                                    

Ben:Ya, çok sevindim, ne dedi peki? Neredeymiş?

İlayda:Gelip anlatacakmış.

Ben:Ne zaman gelecek?

İlayda:Yarın geleceğini söyledi. O kadar iyiyim ki şuan. Abimin sesini duymak, hayatta olduğunu bilmek çok güzel birşey.

Ben:Evet, canım bende çok mutlu oldum. İnşallah Ateşinde kardeşi bir an önce bulunur. Annen nasıl?

İlayda:İnşallah. Annem iyi bugün taburcu olacaktı zaten.

Ben:Tamam o zaman. Siz gidin dinlenin. Bende eve geçeyim.

İlayda:Sende gelsene.

Ben:Yok, bir iki işim var. Sonra uğramaya çalışırım.

İlayda:Tamam, canım.

İlaydayla sağollaşıp, hastahaneden çıktım. Aslında bir işim yoktu. Arkadaşıma yalan demek zorunda kalmıştım. Bugün Ateşle konuşacaktım. 00:00 olunca yeni yaşına yalnız girmesini istemiyordum. Ateşin tabiki doğum günü kutlayacak hali yoktu. Ancak yinede onunla konuşmak ona moral ola bilirdi bence.

Taksiye binip eve gitim. Evimizin yakınındaki marketten ufak kek ve mum aldım. Pasta bilerek almamıştım. Aşırıya kaçmak istemiyordum. İnşallah yaptığım Ateş tarafından yanlış anlaşılmazdı.

Eve girip üstümü değiştirdim. Daha sonra Ateşe mesaj atıp mutfağa geçtim. Sonra yemek pişirmek için halim olmadığını fark etdiğim gibi, dışarıdan hamburger sipariş etdim. O sırada yazdığım mesaja Ateşden cevap gelmişti.

Ben:Selam, ben eve geldim sana yeni haberim var. İlaydanın abisi Bugün aramış, geliceğini söylemiş.

Ateş:Selam, bende evdeyim. Çok sevindim, umarım Senada gelir. Artık olmuyor. Sabrım kalmadı, Yağmur.

Ben:İnşallah, Ateş. Sabret, iyi olacak.

Ateş:İnşallah. Ne yapıyorsun?

Ben:Hiç bir şey oturuyorum. Dışarıdan yemek söyledim onu bekliyorum. Sen ne yapıyorsun?

Ateş:Hiç birşey Senanın fotoğrafları ile oyalanmaya çalışıyorum.

Ben:Üzme kendini, bulucak eminim. Yemeğimi yedikden sonra konuşalım ne diyorsun?

Ateş:Olur tabi. Çok isterim.

Yemeğim gelmişti, yedikden sonra saate baktım. 22:15-ti. Biraz daha bekleyip Ateşi aradım. Biraz çaldırdıkdan sonra Ateşin yüzü göründü.

Ben:Merhaba-diyip gülümsedim.

Ateşde aynı şekilde gülümsemeye zorladı kendini.

Sonra konuşmaya başladık. Ateş çok komuşmuyordu. Ben ona birşeyler anlatıyordum kafası dağılsın diye. O da dinliyordu beni. Her dakika saate bakıyordum. Vakit geçmek bilmiyordu. Nihayet saat 23:50 olmuştu. Ateşten bir dakika isteyip, keki ve mumu getirmiştim.

Saat 12-yi vurduğunda keki ve mumu ona gösterip, sakince -iyi ki doğdun, Ateş dedim. Ve koskocaman gülümsedim ona. Aslında içimde korku vardı. Ya yanlış anlayıp buna son vermemi söyleseydi. Neyse ki Ateş öyle birşey yapmadı. Dilek dileyip ağlamaklı bir şekilde mumu üfler gibi yaparken bana teşekkür etdi. Ne dilediğini tahmin etmek zor değildi tabi ki. O sırada Ateşin odasının kapısı tıklandı. Ateş gir dedi. O sırada benle konuşuyordu. Giren kişiyi görmek için arkasını döndüğünde öylece kala-kalmıştı. O sırada ben onun yalnızca arkasını göre biliyordum. Ne olduğunu anlamamıştım. Ateş konuşmuyordu. Kapıdan giren kişinin sesini duymuştum. Sadece 3 kelime.

İyiki doğdun, abi.

Okunması DileğiyleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin