54

6 1 0
                                    

Ateşin dilinden:

-Abicim, hazırlanmadın mı daha?

-Geliyorum, abi.

Senayı alıp Yağmurlara götürecektim. Kardeşini görmesini istiyordum. Nasıl olacağını tahmin edemiyordum bu buluşmanın. Amma Senanın daha bir patavatsızlık yapacağından korkuyordum. Yolda Senaya daha dikkatli olmasını söyledim.

-Tamam, abi bin defadır tekrarlıyorsun. Ama onunla yine neden buluşuyoruz?

-Bunun sebebini bir gün söyleyeceğim.

-Şimdi niye olmuyor?

-Sena zamanı değil çünki.

-Of, abi yaa.

Eve varmaya az kalmıştık. Senaya son bir kez bakışlarımla birşeyler anlatmaya çalışıp Senanın göz devirmesiyle olayı kapattık.

Yağmurun dilinden:

Heyecandan elim-ayağıma dolanıyordu. Senanı yeniden görecektim. Ama bu sefer artık onun kardeşim olduğunu bilerek. Halimi sözle anlatmaya güç bulamıyordum. Senayla görüşmek, ona olayları bildirmemek çok zor olacaktı benim için. Düşüncelere dalmışken kapının çaldığını duymuştum. Heyecanlı bir şekilde kapıya doğru yürüdüm. Derin bir nefes alıp kapıyı açtığımda Ateş ve kardeşimi görmüştüm. Düz saçlarını bu sefer dalgalı yapmıştı. Bu onu bana daha çok benzetiyordu. Ona sarılmak istiyordum. Ateşle selamlaşdıkdan sonra Sena bana elini uzatmışdı. Elini tutub uzun bir süre elimde kalmasını istemişdim. Ama tabiki çabuk bırakıp onları salona götürmüşdüm.

-Ne içersiniz?

-Çay içeriz değil mi, Sena?

-Evet, abi olur.

Çay için mutfağa geçtiğimde Ateş de peşimden gelmişti.

-Yardıma ihtiyaç var mı?

-Yok, teşekkür ederim.

-Nasılsın, iyi misin?

-Evet, galiba. Heyecanlıyım sadece.

-Derin nefes almaya çalış.

-Alıyorum, olmuyor. -dediğim gibi yanıma yaklaşmıştı.

-İzin verir misin?

Neye bile sormadan direk başımı sallamıştım. Ateşe güvenimin sebebini bende anlamıyordum. Ama güveniyordum işte.

Ateş daha da yaklaşmış, bana sarılmıştı. Kolları arasında kaybolmuştum adeta. Ama ben hiç bir zaman böyle huzur dolu hissetmediğime eminim. Bir kaç saniye daha böyle kalmayı isterdim derken çok kötü birşey olmuştu. Sena bizi öyle görmüştü. Gördüğü gibi birşey söylemeden yeniden salona dönmüş, Ateş de peşinden gitmişti.

Şimdi benim hakkımda ne düşünüyordur acaba? Senayla aramı iyi yapmaya çalışayım derken birde bu çıkmıştı. Çayları hazır edip onlara götürmek için mutfaktan çıkmıştım.

Öyle sessizce çaylar içilmişti. Yine sessizce oturduk. Ateş birşeyler konuşmaya çalışıyor ama sohbet devam etmiyordu.

-Abi, otobüsümün vakti geldi. Gidelim mi?

Ateş onayladıktan sonra üçümüzde ayağa kalkmıştık. Sena gidiyordu, onu bir daha ne zaman görecektim acaba? Tek tesellim Ateşin de onunla gitmiyor olmasıydı. O da gitseydi delirirdim herhalde.




Okunması DileğiyleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin