Ateşin dilinden:
2 gündür yazmıyor bile. Sen kimsinki, oğlum? Niye seni merak etsin ki? Yazmamak için kendimi zor tutuyordum. Onu özlemiştim, ama bana değer veriyormu diye görmek istiyorum. Dün telefonun başında çok bekledim ama, hiç yazmadı. Ya yazmazsa? O zaman kendim yazarım. Kahvaltı yaparken mesaj gelmişti. Yerimden zıplayıp telefona koştum.
Annem:Ateş oğlum bu ne telaş, ne oluyor?
Annemi duyamiyordum bile. O yazmıştı.
Sena:Ne oluyor abi?
Selam nasılsın yazmış, bende iyiyim yazıp gönderdim.
Annem:Ateş, bizi duymuyormusun?
Ben:Duyuyorum, anne. Önemli haber bekliyordumda.
Bu kız beni deli edecekti. Habire arkadaşım diyordu bana. Ne arkadaşı ya? Yemişim arkadaşını. Barışalım dediği an uzatmayacağımı anlamıştım. Ben ona hiç dayanamıyordum.
Ben:Anne benim çocukluk fotoğraflarım nerede?
Annem:Onları ne yapacaksın?
Ben:İş için lazım.
Annem:Büyük odanin dolabinda, son çekmece.
Tamam diyip resimleri çıkartıp, en beğendiklerimin fotoğrafını çektim.
Ben gönderdikden sonra, tatlı olduğumu söyledi. Şimdi sıra, ondaydı.Allahım böyle bir çocuk şimdiye kadar hiç görmemiştim. Çok tatlıydı. Gözleri, saçları, yüzü - herşeyi ile efsaneydi.
Şimdi ise babası ve annesiyle olan fotoğrafını göndermişti galiba. Fotoğrafa tıkladım. Annesi güzel kadınmış, Yağmur, bazı şeylerini annesinden almış. Babasına bakınca gözlerim görmüyor diye bir daha kontrol etdim. Resme bir daha baktım. Yanlışlıkla ben göndermiş ola bilirdim. Hayr yanlışlık filan yoktu. Bu fotoğrafı o göndermişti. Adam, yanında karısı ve kızı vardı. Allahım ne oluyordu böyle? Beni neyle sınıyordun? Böyle birşey nasıl mümkün ola bilirdi?
Dakikalar geçmiş ben hala şoktaydım. Yağmur yazmıştı. Ne yazacaktım ben ona şimdi? Kendime nasıl gele bilirdim? Ellerimi hiss etmiyordum. Telefonu alıp birşeyler yazmaya çalıştım.
Yağmur:Bir şey mi oldu?
Ben:Hayır, birley olmadh.
Harfleri yanlış yazmıştım. Ellerim uyuşmuştu. Şimdi ne yazmalıydım ona? Ailesi hakkındaki gerçekleri öğrenmeliydim ondan. Ama bana söylemek istememişti.
Yağmur:Tamam, baktınmı fotoğrafa?
Ben:Evet. Annenle baban hayattaydı değil mi?
Yağmur:Evet.
Daha fazlasını sormak istiyordum. Ama canını acıtacakdım onun. Bir yolunu bulmalıydım. Hayatını öğrenmenin bir yolu elbet bulacaktım. Düşünüyordum ama aklım durmuştu sanki. Ona da birşeyler yazmalıydım. Bir anda neden böyle konuştuğumu anlamamalıydı.
Ben:Yağmur, benim bir işim çıktı geleceğim. Tamam mı?
Yağmur:Tamam, Ateş. Kendine iyi bak.
Ben:Tamam, görüşürüz.
Telefonu kapatıp düşünmeye başladım. Yağmurun hayatını nasıl öğrene bilirdim. Bu benim için çok önemliydi. Bir anda aklıma Yağmurun arkadaşı İlayda gelmişti. Ona ulaşmak da kolay olacaktı.