Yağmurun dilinden:
Eve gelir-gelmez kendimi yatağa atmıştım. Halim yoktu olanlarla yüzleşmeye. Ateş yanımdayken kendimi o kadar da kötü hissetmediğimi fark etmiştim. Bu güven duygusu nereden geliyordu? Ona niye bu kadar güven duyuyordum? Şuan yanımda olmasını çok isterdim. Hiç yanımdan ayrılmamasını. Ama bu mümkün değildi. Onun kendi hayatı, ailesi, işi vardı. Bütün bunları kendime itiraf etdiğime inanamıyordum. Ne zamandan beri Ateşe böyle yakın hissetmeye başlamıştım ben? Doğru muydu bu hislerim? Şuan onu arayıp konuşmak geçiyordu içimden.
Saçmalama Yağmur demin yanındaydı çocuk. Sık boğaz mı edeceksin?
5 dakika geçmişti bu sefer kendime mani olmamıştım. Telefonu alıp Ateşin ismini rehberden buldum ve onu aradım. Eve varmış mı diye sormak için aradığımı bahane edecektim.
Çalıyor...
-Alo, Yağmur? Bir şey mi oldu?
-Hayr, Ateş. Eve vardın mı diye merak etdim de.
-Evet vardım. Sen napıyorsun? İyi misin?
-Evet iyiyim.
Bu sırada telefonda biri daha seslenmişti.
-Ateş çay içiyor musun?
-Hayr.Bu Senanın sesi değildi. Ve Sena Ateşe abi derdi hep. Bu kız kimdi? Niye Ateşin yanındaydı? Gözlerim dolmuştu. Ne sanmıştım ki?
-Tamam, Ateş müsait değilsin, galiba. Kapatdım. - deyip telefonu kapatmıştım. Salak gibi ağlıyordum. Neden ağlıyordum ben? Sevgilin mi o senin? Çocuk seni sevdiyini söylememiş, umut vermemiş, niye ağlıyorsun?
Hemen Ateşin mesaj yazdığını gördüm.
-Yağmur, müsaitim ben. Bir şey mi yapdım?
Telefonu kapatıp yatağıma yeniden uzandım. Ne zaman uyuya kaldığımı hatırlamıyorum.
Ateşin dilinden:
Yağmur mesajıma bakmıyordu. Acaba gerçekten trip mi atıyordu bana? Yani ola bilir miydi? Aslında bu güzel birşey ola bilirdi. Ama Senanın arkadaşı her şeyi batırmıştı. Yağmur ne sanmıştır acaba? Aramıştım kaç defa ama açmıyordu telefonumu. Her dakika evine gidemezdim tabi ki.
-Ben geldim.
-Hoş geldin.
-Abim evde mi?
-Evet.
-Nasıl karşıladı seni?
-Yavaş konuşsana duyacak şimdi.
Konuşmaları artık duymuyordum. Sena gelmişti.
-Hoşgeldin, abi.
-Asıl sen hoşgeldin.
Sesimde ki siniri saklamaya çalışıyordum.
-Sena konuşalım biraz.
-Hangi konuda abi?
-Konuşalım anlatacağım.
Odaya geçmiştik. Sena bana suçundan haberi var gibi bakıyordu.
-Abi açıklaya bilirim.
-Bu kızın burada ne işi var?
-Abi kalacak yeri yoktu.
-Neden gelmiş yer yoksa?
-İşi varmış.
-Bugün bu kızı gönderiyorsun, Sena.
-Abi, sus duyacak şimdi.
Sesimi gerçekten de çok yükseltmiştim. Senaya bunu yapmaya hakkım yoktu. O yüzden sesimin tonunu indirip dedim:
-Bak, abicim. Burda yalnız sen yaşasan, Gamze kalabilir. Ama ben de varım. Uygun olmadığını biliyorsun değil mi?
-Biliyorum, abi. Ama kalacak yeri yok 1 gün idare ede bilir miyiz, lütfen?
Senaya hiç bir zaman uzun süre dayanamıyordum. O yüzden yumuşamıştım hemen.
-Tamam, Sena. Bugün ben bir yer bulurum. Yarın zaten sende eve dönüyorsun.
-Sen niye gelmiyorsun?
-Bazı işlerim var. Halledip döneceğim. Yarın belki bir yere gitdik. Haberin olsun.
-Tamam, abi.
