2.Sezon 13. Bölüm

409 55 13
                                    

Uğur: Oğlum az önce perişan olan sanki bendim. Bu ne özgüven?

Furkan: Hakan babam vermiş sevdiğimi karada ölüm yok.

Hakan çocuklarına sevgi ve gururla bakıyordu. Her zaman zaten Dört çocuğu olduğunu düşünürdü.

Orkun tatlı tatlı elini okşayarak eşine sevgisini gösteriyordu.

______________________________________

İsteme, mezuniyet derken çocukların staj zamanı gelmişti. Özgür ve Selim mimarlık okuduğu için babalarının şirketinde staj yaparken, Berra ve Furkan uluslararası ilişkiler bitirdiği için Şimdilerde Orçunun başına geçtiği babasının şirketinde staja başlamışlardı.

Staj oldukça yoğun ve bir arada olmalarından dolayı keyifli geçiyordu. Evleri zaten şirkete ait bir rezidansta olduğu için sadece eşya seçmeleri gerekiyordu.

Her iki çiftte bu işi internetten ve tasarımına güvendikleri Ege üstünden hallediyorlardı. Ege'de canla başla çalışıyordu.

Özgür: Yavrum ben Emin beyle poşete evine gidiyorum haberin olsun.

Selim odada tek olduklatı için bu kitaba gülümsedikten sonra sevgilisine cevap vermişti.

Selim: Yalçın babacım kahveye davet etti oraya gidiyorum bende haberin olsun.

Özgür: Afiyet olsun balım. Akşam sahada 11:12 maç var unutma yavrum.

Selim: Tamam aşkım kolay gelsin. Muah...

Özgür: Bir an önce mesai bitsin kavuşayım dudaklarına.

Selim kıkır kıkır gülüyordu eşine. Özgür'ün ardından Yalçın babasının odasının önüne gelip sekreteri ile sohbet ettikten sonra içeri girdi.

Yalçın: Oooo dünya güzeli oğlum gelmiş. Kahveleri söyledin mi bıcırık?

Selim: Söyledim babacım hatta pastaneden ekler sipariş ettim onlarıda koyucaklar.

Yalçın: Ohh be o uyuz Uğur amcan hiç böyle jestler yapmıyordu bana iyiki geldin oğlum.

Kapı açılınca içeri Uğur amcası sitem ederek girdi.

Uğur: Sanki kendisi bana bal börek ikram ediyordu da! İyiki geldinde kurtardın beni şu suratsızdan oğlum.

Selim saçlarını öpüp karıştıran amcasına nazlanarak eklerini yiyip sohbet ettikten sonra mesaisinin başına döndü.

Uzun saatler başını çizimlerden kaldırmamıştıki burnuna dolan papatya kokusu ve sımsıcak öpücükle anında yerinden kalktı.

Selim: Hoşgeldin canımın içi. Bu ne güzel bir süpriz babacım.

Babasının miniği sana geldim çok özledim oğlumu baktım gelirken yolda en sevdiğin çiçekler kaptım geldim yavruma.

Selim: İyi yapmışsın canım benim. Ne içersin çay mı kahve mi?

Bir boğaz temizleme sesi ile o tarafa, döndü baba oğul.

Beyza: Yalnız torpilli olmanız istediğiniz gibi şirkette at oynata biliceğinizi düşündürmesin Selim. Misafirinizi derhal yollayın.

Hakan ağzını açıcaktı ki Selim onu durdurdu.

Selim: Torpilli derken Beyza!

Beyza : hanım diyceksin gerçi babası halı saha işleten kenar mahallenin içinde büyümüş, yırtmak için zengin adama yamanmış birinden ne beklenir ki! Uzatmadan hadi çıkın dışarı beyfendi.

Haddinizi bilin hanım efendi yoksa çok ağır bir şekilde bildiririm!

Selimin gözleri dolmuştu. Kendisine neyse ama kimse ailesine iftira, atıp hakaret edemezdi!

Beyza: Yalçın bey bunu duyduğunda seni hala kayırıcak mı bakalım. Alo derhal güvenlik gelsin, derhal!

Selim yavrum değmez babasının gülü. Halledicek baban güven babaya.

Selim: Ama böyle konuşamaz ki sana. Bilmiyorum tanımıyorki bizi çok kötü biri o.

Güvenlikle aynı anda Uğur içeri girmişti ki gördükleri ile şok oldu.

Uğur: Hakan abi hoşgeldin de hayırdır Selimim niye ağlıyor?

Güvenlik: Hoşgeldiniz Hakan Bey. Beyza ganım sıkıntı var demişti buyrun efendim.

Beyza: Bu terbiyesiz adamı derhal atın dışarı. Torpilde bir yere kadar herkes haddini bilecek!

Güvenlik: Şey... Beyza hanım Hakan bey Holdingimizin sahibi ve kurumsal başkanıdır.

Şaşırma sırası şimdi ondaydı. Rengi attı mosmor olmuştu.

Beyza: Ben... Şeyyy....

Yavrum hadi gel Yalçın babanın odasına geçelim durma burda. Uğur şu kadını , tüm müdürleri ve personeli acil ana konferans salonunda istiyorum yarım saat içinde iş güç umrumda değil!

Uğur: Derhal hallediyorum sen Selimle ilgilenen.
.
.
.
Selim babasının kucağında sakinleşirken Yalçın telefonda sinirden bağırıp çağırıyordu. Derken Özgür sertçe kapıyı açıp içeri girdi. Selim'in tam önünde diz çöküp hasar kontrollü yapıyordu.

Özgür: Canımın için özür dilerim yanında olmalıydım. Allah kahretsin o kızı kovdurmalıydım.

Selim: Senin suçun yokki o kötü biri. Babama çok kötü laflar etti Özgür çok üzüldüm.

Yavrum umurumda mı o yellozun lafı. Seni üzdü parçalayacam sinirden.

Yalçın: Niye öyle dedin Özgür?

Özgür: Bana yürüyordu Selim'e rağmen yüz vermedikçe kıruldu demekki adi.

Hadi kalk geldi kocan. Yıkayın yüzünü gözünü toparlanın gelin konferans salonunda bekliyoruz. Uğur hadi kardeşim.

Uğur: gülümse kökten çözüyoruz.

Yüzünü yıkayıp biraz Özgür tarafından öpülüp sevilince hemen toparladı kendini Selim. Şimdi babasının yanında olma vaktiydi.

Konferans salonunda bir uğultu hakimdi. Mesainin bitimine az kalmış olsada tüm personel şuan buradaydı.

Söze İlk olarak Yalçın girdi:

Yalçın: Öncelikle tatsız bir konu için toplanmış olduğumuzu belirtmek isterim. Bazı kendini bilmezler şirketin hirarşik yapısını görmezden gelip ast üst zorbalığı yapmaya başlamış.

Yalçın: Burası lise değil! Kurumsal köklü bir şirket ve biz buna müsade etmeyiz. Uzatmadan konuyu ve geri kalanlarını anlatması için sözü Yönetim kurulu başkanı Holdingimizin sahibi Hakan İnança teslim ediyorum.

Bölüm Sonu.....

Yeni bölümde görüşmek üzere

DelikanlıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin