B. 22

1.3K 145 89
                                    

Ufuk: Ağır abiler evlerine kimseyi sokmaz kuralı aşkım.

Yalçın elini omuzuna atıp yanağını sulu sulu öptü sevdiğinin.

Abicim siz kimse değilsiniz ki! Hepimiz bizim canımızdan bile ileri eşlerimizsiniz. Size kural yok olamazda.

Yerim senin raconunu ağır mahalle abisi bu kadar şirin mirin olmaz muahhh...

Uğur: Gitti karizma Hakanım!

Feda olsun gülüme o hep gülsün de.

_______________________________________

Son kavgadan ve gerilimden sonra iki kardeşte eve gitmiyordu. Bu durum Semra Hanımı çok üzsede haksız olduğunu biliyordu.

Bir tek Ercüyü istemeye gittiklerinde adet üzere elini öpmüştü oğulları. Evleri hazır olana kadar otelde kalmak isteselerde ne Yalçın nede Hakan buna izin vermemişti.

Hakanın evinde kalıyorlardı. Orkun ve Ercüde sık sık geliyordu eve. Düğün isteme üç kardeşin birlikte evleniyor oluşu bomba gibi düşmüştü mahalleye.

Ayılıp bayılanlar mı dersiniz, muska büyü yapıldığını iddia edene kadar bir dünya dedikodu dönmüştü ortalıkta.

Orkun yeniden iş başı yapmıştı. Bu durumdan en çok Hakan mutluydu.

Gülüm yorma yeter hiç bu kadar hijyenik olmamıştı sahamız.

Olsun sevgilim ben herşeyi olması gerektiği gibi yapmaya çalışıyorum karışma bana.

Yavrum sen ne diyorsan o canımın içi. Gülüm benim bir markete gidip gelmem lazım evde artık tek değilim. Ayıp olur eksikleri alıp geliyim.

Git aşkım zaten bir saate maç yok. Ben idare ederim aklın kalmasın. Ahhh.... Hakan! Isırma iz kalıyor offf.

Şşştt kocaya çemkirme! Bu kadar tatlı olma banane!

Orkunun sahte kızmaları eşliğinde Hakan tesbihini sallaya sallaya geçti arabasına. Direksiyonu iki eli ile sarıp başını eğerek son bir iç çekti sevdiğine bakarak.

Ulan çocuk ulan az kaldı kavuşmaya sabır Hakan efendi sabır.

Gaza basıp uzaklaşana kadar da Orkun baktı arkasından nişanlısının.

- neyin neyin?
- nişanlımmmm....
- bak bak dillere bak. Az kaldı nasıl dayanıcan azmanyus?
- dayanırım hıh ne var çok yakışıklı, Yunan tanrısı gibi kaslı Allah'ım sana geliyorum.
- hahahaha verelim gitsin.
-yuh.. Yuhhh dayanıcaz sus artık!

İç sesi ile hesaplaşması bitince kalkıp çay ocağına girip çayı demledi. Kendinede okkalı bir Türk kahvesi yapıp oturmuştu ki,

Ozan: Afedersiniz bakarmısınız?

Orkun anında elindeki kahveyi kenara koyup sesin sahibine yöneldi.

Buyrun nasıl yardımcı olabilirim?

Ozan gördüğü güzellik karşısında etkilendiğini gizlememişti.

Ozan: İlk olarak bu güzel yüzün sahibi adını bahşedebilir mesela.

Tam o sırada gelen Ufuk derhal olaya müdahale etmişti.

Ufuk: Af buyur kardeş! Sahipsiz köyde sanıp ava mı çıktın hayırdır?

Elini Orkunun omuzuna atıp karşısındaki çocuğa göz dağı veriyordu.

Ozan: Bir di iki oldu güzellikler. Merhaba ben Ozan.

DelikanlıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin