Elli Altıncı Bölüm

19.4K 2.2K 1.1K
                                    


''Hoşgeldin birader.''

''Bütün okulu toplasaydınız beyler...''

''Şu hesabı kapatalım.''

''Çağırsaydınız gelir Mustafa. Anne yalanına gerek yoktu beni en hassas olduğum yerden vurdunuz.''

''Kes lan ezik uzatma.''

''Uzatacağım beyler. Ben biraz konuşayım sonra siz yine bildiğinizi yaparsınız. Evet Mustafa sözüm sana aslında. Çağırsan gelirdim gerçekten... Seval annenin kaza geçirdiğini söylediği anda elim ayağım boşaldı. Korktum senin için çünkü annelerin ne olduğunu iyi bilirim. Yazık ki sen öğrenememişsin. Bir de bu kadar adam beni dövmek için toplanmışsınız. Kan davasına döndü bu iş sanki... Ama artık bilin ki ben eski Eray değilim hâlâ buluttan bir kalbim var hanginizin başı sıkışsa gelir yardım ederim ve bu halim sizlerin gözünde beni aptal yapıyor. Ben aptal değilim beyler insanım ve sizlerle de hiçbir problemim yok. İlla problem istiyorsanız ona da vardım. Bir hayli canım sıkılıyor bu aralar. Mesela beni sabaha kadar dövseniz az gelir. Canımın yanmasını istiyorum. Bazı acıların geçmesi için başka acılar gereklidir belki de... Ne bileyim kolum kırılsa daha az sıkışır kalbim ya da sırtımda morluklar olsa annemi düşünmeden bir nefes fazladan alırım belki... Beni anlamazsınız ya ben yine de anlatmak istedim.''

''Çok uzattın ya kes! Sen bize karşı geldin ve bedelini ödeyeceksin.'' dedi Alp.''

''Sen kes lan'' dedi Mustafa.

''Böyle mi anlaştık oğlum. Bu çocuğu buraya ezmeye çağırmadık mı? İyi bir ezip kapısının önüne atalım.''

''Öyle bir şey olmayacak Alp. Biz adam değiliz. Eray'ın binde biri kadar adam değiliz. Ben sana uymakla hata yaptım. Eray atla arabaya okula bırakacağım seni.''

''Bak Mustafa böyle bir şey yaparsan sen de düşmanımız olursun. Döneklik yapma. Ağzını burnunu eline verip gönderelim şunu...''

''Seni duymuyorum Alp, tayfanı da al git.''

''Burada kalmayacak haberin olsun.''

''Kalmazsa kalmasın lan. Seval sen arkadaya geç arabayı ben kullanacağım.''


Okula dönüyorduk. Dayak yemeyi çok istemiştim oysa... Acılarım bir nebze de olsa hafiflerdi belki ama olmadı...

''Eray kusura bakma aptallık ettik.''

''Önemli değil Mustafa, şaşırmıyorum artık.''

Omzuma arka koltuktan uzanan el Seval'indi...

''Bir daha sana kötülük yapmayacağım.''

''Sorun değil benim için, herkes kalbinden geleni yaparmış. Allah kalbine güzellik versin Seval.''

''Eray neden her cümlende bizi yıkıyorsun. Sen de kötü bir şeyler söylesene!''

''Benden kötü söz duyamazsınız. Değmez. Hayat kısa ve benbu hayatı nefret ederek geçiremem.''

''Şimdi seni dövselerdi peki? Yine mi nefret etmeyecektin.''

''Nefret etmeyecektim ama bir şekilde hesabını soracaktım. Yine soracağım.''

''Nasıl yani?''

''Beni bir şeyden kurtarmadınız yani size borçlu değilim. Yaptığınız hatadan döndünüz ve bu vicdanınızala sizin aranızda... Ben aynı ben, siz de aynı sizsiniz. Hepiniz benim hakkımda kötü şeyler düşünüyor olabilirsiniz ben bunu yapmayacağım ama sizi de affetmeyeceğim.''


Okula gelene kadar başka hiçbir şey konuşmadık. Karahan Mustafa'ların arabasından indiğimi görünce...

''Eray ne işin var bunlarla yine? iyisin ya?''

''İyiyim kardeşim sıkıntı yok.''

''Eray bir şey varsa söyle?''

''Anlatacağım.''

''Tamam kardeşim... Bu arada babam seninle görüşmek istiyor.''

''O nereden çıktı şimdi?''

''Yayınevi projeniz varmış heralde, onu artık hayata geçirelim diyor.''

''Çok erken değil mi kardeşim?''

''Bilmiyorum artık ona siz karar verin.''

''Tamam müsait bir zamanda gelirim.''

''Bu akşam dedi.''

''Gelirim gelmesine de babam yalnız kalır.''

''Bu mu şimdi sorun oldu. Kemal amcayı da al gel...''

''Tamam konuşayım, geliriz.''


O akşam babamı ikna ettim ve Seyhan beyin evine gittik. Babamın bu durumdan pek de hoşnut olmadığını gözlemledim. Açıkçası bu durum beni içten içe rahatsız ediyordu. Bir de hâlâ merak ettiğim bir soru vardı ve o sorunun cevabını tam da bu gece öğrenecektim...


^^Yorumlarınız çok önemli bulut kalpliler, sizin ilginize göre hızlanıyorum, seviliyorsunuz^^

Gökkuşağına Aşık Aptal Bir Bulut #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin