Altmış Sekizinci Bölüm

20.8K 2K 2.3K
                                    


Anlatmak istediğim ne varsa anlatamadım. Düzene uymak zorunda olan bir insan gibi değil de düzeni düzelten bir insan gibi yaşamak istedim. Dünya içinde birçok insanı barındırıyor ve bunların kötü niyetli olanları oldukça fazla... kime ne kadar güvenebileceğim konusunda hiçbir fikrim yok. Sırtımı dayadağım babam bile her n şüpheleri üstüne çekere konuşuyor. Ne zaman onu bi şeylere zorlasam. 

''Bu konunun ne yeri ne zamanı Eray.''

''Daha sonra konuşalım oğlum.''

''Oldu olacak sınava tabi tut evladım beni, soruların bitsin artık.''

''Ben senin babanım, baban. Güven bana. Susuyorsam da, konuşuyorsam da bil ki hep senin için.''


Güveniyordum babama ama artık sıkılmıştım bu oyundan. Ta ki babamla Seyhan beyin telefon konuşmasını duyana kadar...

''Eray'ın hiçbir şeyden haberi yok Seyhan bey.''

''...''

''Anlıyorum sizi ama bu durum benden kaynaklanmıyor, siz de takdir edersiniz ki çok zeki bir genç.''

''...''

''Karahan konusunda yapabileceğim hiçbir şey yok. Eray'a Karahana'a bir şey sorma dersem bu her şeyi daha da beter yapar.''

''...''

''Sizin dediğiniz her şeye uydum. Eray'ı dünyanızdan uzak tutacaksınız.''


Seyhan beyin söylediği hiçbir şeyi duymamıştım ama babamın söylediği her cümle aklıma kazınmıştı. Bulmaca çözmeye çalışan emekli amcalara dönmüştüm. Kaç harf daha lazımdı hiçbir fikrim yoktu. Olur olmaz ağlıyordum. Kimi zaman kendi halime, kimi zaman geçmişe bazen de geleceğime...


''Bizim dünyamızda isyana yer yok Eray.''

''İsyan etmiyorum baba, sadece bazen istemsiz şekilde dolan gözlerime hakim olamıyorum.''

''Geleceğin hakimine göz yaşlarına hakim olamamak yakışıyor mu oğlum?''

''Baba lütfen bu esprin aramızda kalsın. Hatta aramızda bile kalmasın unutalım gitsin...''

''Seni güldürdüm ama bak. Hayat böyle işte anlık.''

''Güldürdün baba.''


Sarılmıştık. Uzun zaman sonra bir kez daha birbirimizden başka kimsemizin olmadığını anlamıştık. 

''Eray herhangi bir sıkıntı olursa mutlaka gel anlat bana. Hiçbir şey için sıkma canını evladım. Ben bir şekilde çözerim.''

''Biliyorum baba, zaten ben senden hiçbir şey gizleyemem.''

''Biliyorum oğlum.''

''Okul bitsin birkaç sene çalışıp İzmir'e yerleşeceğiz.''

''Bu nereden çıktı şimdi Eray?''

''Baba bunu her şeyden çok istediğimi biliyorsun.''

''Tamam o gün gelsin konuşuruz...''


İzmir ben sana geldiğim gün arkamda koskaca bir İstanbul bırakmış olacağım. Eğer gelirsem lütfen kucakla beni...


Okula gittiğimde yanımda yine mutsuzluğumun müteahhiti olan Seval duruyordu.

''Eray biraz konuşabilir miyiz?''

''Yine ne oldu Seval?''

''Böyle davranmasan...''

''Böyle davaranabiliyorum.''

''Benden nefret mi ediyorsun?''

''Yok o kadar mühim değilsin.''

''Bu ne demek şimdi ya?''

''Bu şu demek oluyor yeterince canımı yakamadın.''

''İstesem yakardım biliyorsun. Ben sadece yakınlarında olmak istiyorum.''

''Senin gibi biri bunu neden ister ki?''

''Ben de bilmiyorum ama istiyorum işte.''

''Ben istemiyorum.''

''Bize bir şans veremez misin?''

''Ah be Seval bırak bu işleri artık. Sen görevini tamamladın. Kimseye güvenim kalmadı.''

''Benim yüzümden mi?''

''Bir şeyler söylermiş gibi yapıyorsun ve vaktimi çalıyorsun.''

''İyi. Bundan sonra ben gelmem ayağına.''

''İyi olur daha fazla küçülmeni ben de istemem.''

''Bir kerede laf sokmaya çalışma Eray ya.''

''Bşr kerede zemin hazırlama buna Seval ya.''

''Seninle konuşulmaz.''

''Bugün duyduğum en güzel haber bu işte, güle güle...''


Seval'i anlamıyordum ama bir şeyler çevirmek istediği her halinden belliydi. O yüzden ondan uzak durmak benim için en doğru karardı. Gerçi ben babamı da anlamıyordum ama ondan uzak duramıyordum. Hem bir baba evladına ne kadar zarar verebilir ki? Tam da böyle düşünürken, ilerleyen zamanlarda göreceğim zararlardan habersiz yaşantıma devam ediyordum.

Hukuk fakültesinin en başarılı öğrencisiydim. Bir de şimdi staj olayı başlamıştım. Avukat Uğur Par'ın ofisine görüşme için gittiğimde Seyhan bey'in de orada olduğunu gördüm. Hayatımın şekillenmesindeki en büyük pay Seyhan beyindi artık. Ben uzaklaştıkça o bir şekilde hayatıma ve hayallerime dahil oluyordu.

''Hoşgeldin Eray Aydan. Adım Uğur Par, seni tanıdığıma memnun oldum.''

''Ben de memnun oldum Uğur bey.''

''Seyhan bey, stajınızı bizim hukuk büromuzda görmenizi isteyince onur duyduk. Böyle başarılı bir öğrenciyle birlikte olmak bizi mutlu edecek.''

''Çok teşekkür ederim... Sizden bir şeyler öğrenebilirsem ne mutlu bana.''


Seyhan beye ait bir hukuk bürosuydu burası. Adaletin oklarını kendi istediği yöne çevirebilen bir adamın yanındaydım artık. Ne kadar istesem de uzaklaşamıyordum. Babam sus diyordu ve susuyordum.Hem de sonumuzun ne olacağını hiç bilmeden...

Sussam olmuyor, susmasam olmaz!

Gökkuşağına Aşık Aptal Bir Bulut #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin