Yirmi Altıncı Bölüm

25.3K 2.8K 1.2K
                                    


Bazen hiçbir şeyi itiraf edemezsiniz kendinize. Sevdiğiniz şeylerden bile kaçarsınız ama hayat size bir yön verir ve buna karşı koyamadığınız anlar olur.

''Eray?''

Sadece ''Eray?'' yazan bir mesaj gelmişti  ve kim olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu. 

''Eray sen bana verdiğin bu kitabı okudun mu?''

''Seval? Numaramı kimden aldın?''

''Sadece soruma cevap versen?''

''Okudum tabii ki.''

''Benim hakkımda ne düşünüyorsun? Sevgilimin olmasından rahatsız mısın?''

''Hayır ama ban bu saatte mesaj atmandan rahatsızım.''

''Öyle mi? Yazmayayım o zaman.''

''Sen bilirsin.''

''Sen bilirsin ne demek ya? Sen kimsin de beni umursamıyorsun?''

''Ben hiç kimse değilim.''

''Düne kadar peşimde koşuyordun şimdi birden değiştin. Bu havalar kime?''

''Hava falan yaptığım yok. Beni istemeyen sendin ve ben artık sana güvenmiyorum.''

''Yarın kitabını getireceğim. Senden nefret ediyorum.''

''Tamam getirebilirsin.''

''Vazgeçtim. İyi geceler.''

''İyi geceler.''


Eski Eray olmadığımın farkındaydım ama acımasız mıydım? Gittikçe Karahan gibi oluyordum. Doğru olan bu değildi belki de... Seval benden hoşlanmaya başlamaış olamaz mıydı? Olabilirdi...

Sabah okula gittiğimde, servisin arkasından geçerken bazı konuşmalar duydum.

''Eziğe mesaj attın mı?''

''Attım ama çok değişmiş.''

''Olsun sen onu zorla illa ki ağımıza düşecek.''

''Sanmıyorum. Karahan ile aralarını açmamız lazım. Eray beni umursamıyorum artık.''

''Aşık değil miydi bu sana ya?''

''Öyle sanıyordum.''

''Ne yapıp edip bu eziği kandırıcağız.''

''Mustafa sevgilim olduğunu biliyor Eray.''

''Ayrıldım rahat bırakmıyor falan de, kavga etsinler, gerisini bana bırak. o ezik bu okuldan gidecek.''

Tam bir aptaldım. Bir an bile ona güvenmek içimden geçmişti ya sırf bu yüzden bile aptaldım. Karahan ile aramızı açacaklardı. Bunu nasıl yapabilirlerdi ki? Sınıfa çıkıp durumdan Karahan'ı haberdar ettim. 

''Eray bizim aramızı kimse açamaz kardeşim.''

''İnşallah açamazlar. Tek arkadaşım sensin. Bunun bozulmasını istemiyorum.''

''Merak etme. Ben hallederim.''


Mustafa tenefüste Karahan'a barış elini uzatmıştı. Babam hep  ''Kötüler yenileceğini anlayınca iyi takliti yaparlar çünkü kötülükle yıldırılamayan bir insan sadece iyilikle kandırılabilir.'' derdi. Mustafaların başvurduğu son yol da bu olacaktı sanırım. Karahan'ı kendi taraflarına çekip, beni okuldan attıracaklardı. 

Karahan'a benim bir hırsız olduğumu, okulda çeşitli olaylara karıştığımı ve herkesin arkasından iş çevirdiğimi anlatmışlar. Aslında bana iyi davranmışlar ancak ben iyi niyetlerini kötüye kullanınca onlar da beni dışlamışlar. Tüm bu yalanları Mustafa ve arkadaşları anlatarak planlarının ilk aşamasını geçtiler. İkinci aşama ise beni Seval'in ağına düşürmekti. Öğlen arasında yanıma geldi.

''Eray ben senden gerçekten hoşlanıyorum.''

''Olabilir.''

''İstersen olabilir evet. Sen istersen olur. Biz oluruz.''

''Gerçekten mi?''

''Evet.''

''O zaman bana, beni sevdiğini anlatan bir mektup yaz kendi ellerinle.''

''Tamam hemen yazacağım. Bir daha ki ders sana vereceğim.''

''Tamam bekliyorum.''


Bir ders sonra kendi yazmış olduğu mektubu bana getirdi. Sevgilisini de sık sık mektuplar yazardı. Sahte hislerini güzel cümlelerle süslemişti. Mektubu alıp çantama koydum. Son ders ise Karahan'a verdim ve o da mektubu çaktırmadan Seval'in sevgilisinin çantasına koyacağını söyledi. 

Yarın olacakları çok merak ediyordum. Seval artık bana güvenmeyecekti ve sevgilisi bu mektubu okuduktan sonra planları suya düşecekti. Ellerinde sadece Karahan ile yapacakları planlar kalacaktı. İçim o kadar rahatlamıştı ki... Karahan ile okul çıkışı bir şeyler yemek için bir kafeye gittik. Bu sefer mesaj gelen telefon Karahan'ın telefonuydu. Mustafa:

''Yarın ezikten kurtuluyoruz, Hasan hocaya kadar her şeyi ayarladım kanka.''


Kendi kazdığı kuyuya kendisi düşecekti bu sefer.


^^ Yorumların hepsini okuyorum, arkadaşlığınız için çok teşekkür ederim ^^

Gökkuşağına Aşık Aptal Bir Bulut #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin