2.BÖLÜM "İstanbul"

24.4K 993 73
                                    

Selamun Aleyküm dostlar,😊😍

İstanbul...

Nisa ile geçip koltuklarımıza oturduk. Nisa camın kenarında, ben koridor tarafında oturuyordum. Nisa'ya baktığımda hüzünle camdan bakıyordu. Ondaki hüzün bende de vardı. Şimdiden kalbime bir ağırlık çökmüştü. Biz daha önce hiç ailemizden ayrılmamıştık. Şimdi onlardan uzakta olup üstelik bir başımıza olmak bizi hem üzüyor hem de ürkütüyordu. Evet bu Nisa ile en büyük hayalimizdi ama bir yandanda zor geliyordu işte. Hayalleri gerçekleştirmek her zaman kolay olacak diye bir şey yokki sonuçta, değil mi?

Gözlerimin dolduğunu hissedince yukarı bakıp yaşları geri yollamaya çalıştım. Pek başarılı olduğum söylenemez ama, Nisa'ya döndüğümde onunda gözlerinin dolduğunu hissettim.

"Ravza"

"Efendim canım"

"Sence biz alışabilecek miyiz? Ben şimdiden onları özledim."

Nisa böyle söyleyince bende daha çok üzülmüştüm ama belli etmemeliydim. Birimizin güçlü durması gerekiyordu sonuçta.

"Canım benim elbette zorlukları olur ama şöyle düşün en azından beraberiz. Hem görmedin mi anne ve babalarımızın gözlerindeki gururu?"

"Öyle tabi ki ama. Ne bileyim işte ilk defa evden ayrılıyoruz ve hiç bilmediğimiz bir yere gidiyoruz."
Sesi iyice titriyordu. Nisa'ya güç vermek için ellerini tuttum.

"Hadi bitanem yapma böyle bak bende üzülüyorum, bende özlüyorum ama biraz güçlü olmaya çalış."

Beni kendine çekip kemerlerin izin verdiğince sarıldı. Bende ona sarılıp gülümsedim.

"iyi ki varsın canım dostum. Sen olmasan ben bir dahaki uçakla dönerdim her halde."deyip zorla gülümsedi. Beni daha fazla üzmemek için gülümsediğini anlamıştım.
Az sonra yanımıza bir host(erkek hostes) geldi.
"Bir şey alır mıydınız efendim?"
Konuşurken resmen zorla gözlerimizin içine bakmaya çalışıyordu. Tövbe esteğfirullah ya.
Nisaya baktığım da kafasını olumsuz yönde salladı. Hosta dönüp yüzüne değil ellerine bakarak.

"Teşekkürler bir şey istemiyoruz." Dedim ve önüme döndüm. Bu bir nevi git artık demekti. Ama ne yapayım rahatsız oluyorum. Bu yaptığıma Nisa sessizce kıkırdadı.

"Gülme Nisa elimin tersinden."deyip ters bir bakış attım.

"Tamam tamam gülmüyorum." Dedi ve gülmemek için dudaklarını ısırdı.

Aff Nisa aff...

***

Uçaktan indiğimizde saat 14:00 olmuştu. Nisa ile birbirimize bakıp sarıldık. Sonrada yoldan geçen bir taksiyi durdurup bindik ve yeni ev adresimizi telefondan bakıp taksici amcaya söyledik. Kısa bir süre sonra yeni apartmanımızın önüne gelmistik. Taksiciye ücreti ödeyip indik. Taksinin arkasından bavullarımızı alıp apartmana girdik ve dairemize çıktık. Katımıza geldiğimizde anahtarı çıkarıp Nisaya verdim kapıyı açması için. Nisa kapıyı açınca Besmele çekerek eve girdik.
Ayakkabılarımı çıkartınca aslında ne kadar yorulduğumu anladim ve kendimi salonumuzdaki rahat koltuğa attım. Daha sonrada Nisa gelip yanıma oturdu. 1-2 dakika sonra Nisa ayağı ile beni dürtmeye başladı.

"Piştt...kız Ravza kalk bi şeyler hazırlasana. Benim karnım açıktı."

"Nisa ya bu gün sen hazırlada yarin ben hazırlarım. Çok yorgunum."

"Ravzam, gül yüzlüm, bitanecik kankam ben beceremiyorum hadi sen yap. Sen çok güzel yaparsın."deyip. Yavru köpek bakışları atmaya başladı. Ah aptal kız bu bakışlar yavru köpek bakışı değil kabız olmuş orangutan bakışı.

"İyi peki peki ben hazırlayım." Deyip yanağından makas aldım. Oda

"Bitanesin sen bitane." Deyip sırıttı.

Mutfağa girip buz dolabına baktım. Dolaptan kahvaltılıkları ve krep malzemelerini çıkarttım. Önceki geldiğimizde kahvaltılık bir şeyler almıştık. Kısa bir süre içinde basit bir kahvaltı hazırlamıştım. Solana gidip Nisa'yı çağırdım ve beraber sofraya oturduk.

"Valla yine döktürmüşsün Ravza. Nasıl bu kadar lezzetli yapıyorsun şu krebi anlamıyorum."

"Abartma yahu ne var altı üstü bir krep." Deyip güldüm.

"Ya ama ben yapınca ya hamur gibi oluyo ya taş gibi neyi eksik yapıyorum anlamıyorum ki." Dedi ve dudak büzdü. Elimi dudaklarına vurup kahkaha attim.

"Off Ravza ya dudaklarım acıdı."

***

Yemekten sonra Nisa sofrayı topladı. İkimizde ikindi namazını kıldık ve odalarımıza dinlenmeye gittik. Odama girdim ve üzerime rahat bir şeyler giyip yatağa girdim. O sırada odamı inceliyordum. Kapının karşısında krem rengi bir çalışma masası, onun solunda pencere ve yanında da yatağım. Yatağımın ayak ucunda ise yine krem rengi dolabım vardı. Yerde turkuaz, pembe ve kremden oluşan bir halı son olarak da yatak örtüm lacivert yıldız desenli bir örtü. Nisa'nın odasıda eşya olarak ayni fakat renk olarak onunki mor, yeşil ve beyazdan oluşuyordu.

Uyandığımda saat 17:30 du. Düsünürken uyuya kalmış olmalıyım. Hızlı hareketlerle yataktan kalktim ve odamdan çıkıp banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp solana gittim. Koltukların yastıklarını düzeltip mutfağa geçtim ve yemek hazırlamaya başladım.

***

Mutfağımız amerikan mutfağı olduğu için Nisanın esneyerek koridordan salona doğru geldigini görebilmiştim. Gülüp sofrayi hazırlamaya devam ettim. Nisa gelip bi bana birde masaya baktı ve birden boynuma atladı.

"Dur kızım napıyosun." Diye cırladım. Oda:

"Ben seni cok seviyorum ya." Diye bağırınca onu itekleyip masaya oturttum ve bende oturdum. Yemeğimizi yedik ve beraber mutfağı topladık. Daha sonra akşam namazımızı kıldık ve Yatsıya kadar Kur'an okuduk. Yatsı namazını bitirip yine beraber tesbihat yaptık. Seccadelerimizi toplarken Nisa:

"Ravza ben çok sıkıldım bi film koyup izleyelim." Dedi.

"Tamam sen filmi koy ben mısır patlatıp geliyorum." Dedim ve mutfağa gidip mısır patlattım. Salona döndüğümde Nisa bir aksiyon filmi açmış beni bekliyordu. Bende yanına oturdum ve beraber filmi izlemeye başladık...

Film bittiğinde birbirimizi 'İyi geceler' diyerek odalarımıza gittik.

Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. 😊

Bir Ömür Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin