Kır PapatyasıKulağıma derinden gelen melodiyle gözlerimi zorlukla açtım. Bakışlarım yatağımın yanında ki komudine kaydığında alarmımın çaldığını gördüm. Düşüncelerim ancak sabaha karşı izin vermiş ve bende o saate kadar kendimi yemekle meşgul olmuştum. Ağır hareketlerle doğrulup alarmı kapattım ve bir kaç saniye sonra sabah ezanı okunmaya başladı.
"Aziz Allah..."
Derin bir nefes aldım ve başıma bir örtü takarak cama yaklaştım. Işığı açmadan perdeyi araladım ve camı açtım. Sabah ezanı o müthiş ahengiyle odama ve sonrasında eve dolarken derdim üşüşmüştü yine aklıma.
Sevdiğimin sözleri önce bir bir aklıma, sonra ise yüreğime düşmüştü.
Elimdeki telefon tekrar titremeye başlayınca bakışlarım ekrana düştü. Kerim dün okuldan ayrıldığımdan beri bir çok kez aramış ve masaj atmıştı fakat cevap vermemiştim. Beni kırdığı için uykusuz kalıp defalarca kez aramış olsa da bir türlü kırgınlığım geçmiyordu.
Hesap sormasını bekliyordum, hatta biraz kızmasını ama bu sözleri kesinlikle beklemiyordum. Yusufla rahat konuştuğumu söylemiş, basit bir kızmışım gibi hissettirmişti.
En çok hayal kırıklığına uğratan şey ise daha önce de aynı şeyleri yaşamış olmamızdı. O zaman beni tanıyamamıştı belki ama şuan nasıl bir insan olduğumun bilincinde olduğunu düşünüyordum.
Ezan bitince daha fazla düşünmeyip camı ve perdeyi kapattım.
"Allah'ım sen bir çıkar yol göster..."mırıldanışlarıyla odadan çıktım ve abdest alarak döndüm.
Üzerime namaz kıyafetlerimi giyerek namazımı kıldım. Ardından da Rabbime duamı edip toparlandım ve odadan çıktım. Nisanın odasına girip onu da uyandırdım.İkimizde namazlarımızı kıldık ve keraat vaktine kadar Kur'an ve meâl okuduk. Keraat vakti geçince Nisa yattı, bense uyuyamayıp televizyon başına geçmiştim.
Biraz televizyon izleyip mutfağa gittim. Çok şükür ki bu gün dersim yoktu. Nisanın olduğu için ona kahvaltı hazırlamaya başladım.
Kahvaltı nihayet hazır olmuş ve bende Nisayı uyandırıp sofraya çağırmıştım. Nisa masaya oturup 'Besmele' çekerek yemeğe başladı. Bir yandan da benimle konuşuyordu.
"Ravza, sıkma canını bitanem. Kerim de hatasının farkına varmıştır merak etme. Hadi sende bir şeyler atıştır da, kendine gel."dedi. Bana moral vermeye çalışan arkadaşıma burukça gülümseyip çayımdan yudumladım.
"Sıkmıyorum canım. Sen beni merak etme, acıkınca bir şeyler yerim. Kerim konusundaysa, bilmiyorum Nisa. Cidden çok kırıldım. Onun bana güvenmesini beklerdim. O benim imam nikahlı eşim, hayat arkadaşım. Bizim ilişkimizin sürmesi için en çok güvene ihtiyacı var, biliyorsun. Ama gel gör ki zerre güven yokmuş. Allah sonumuzu hayır etsin."diye uzunca konuştum. Nisa de aynı şekilde gülümseyip başını iki yana salladı.
"Öyle düşünme kuzum. Daha çok yenisiniz. Birbirinizi tanıyacaksınız, huyunuzu suyunuzu ezberleyeceksiniz. Sadece biraz sabır."
Klasik olacak belki ama Nisa'ya sahip olduğum için çok şanslıyım, cidden.
Kısa bir süre önce Nisa okula gitmiş ve bende masayı toplayarak ne yapacağımı düşünmeye başlamıştım.
Anlık gelen fikirle tezgahın altından beş kilogramlık unu çıkarıp tezgaha koydum ve ne yapacağıma karar vermeye çalıştım.
*****
Yaklaşık bir 3 saatin sonunda iki tepsi poaça, 1 tepsi kurabiye ve 1 çeşit de salata yapmış ve yarısını buzluğa yarısını ise saklama kaplarına yerleştirmiştim. Mutfakta işim bitince odama gidip toparlamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Ömür Sev Beni
Ficção AdolescenteRavza Korkmaz, 19 yaşında tesettürlü bir genç kızdır. Hayatını islama göre yaşamaya çalışıyordur. Çevreden sessiz ve sakin görünsede çok hareketli ve eğlencelidir. Sinirli bir yapısı olsada genelde etrafına yansıtmaz... Kerim Karayel, 24 yaşında müs...