Ateist Hoca...Sabahtan beri belki 10.Kez Nisa'nın yan odadan gelen alarm sesiyle gözlerimi açıyordum. Artık dayanamayıp odamdaki ufak sitres topunu duvara fırlattım ve çığırdım.
"Kes artık şunun sesini."diye. Yan odadan Nisa'nın çığırma sesi geldi. Tek fark onunki daha yüksek ve tizdi.
"Cırlama bee."derken asıl kendi cırlıyordu, canım arkadaşım. Çalar saatimi alıp saate baktım. Saat 08:30'du ve hafta sonuydu. Nisa'nın hafta sonunda alarm kurması pek gözle görülmeyecek bir şeydi. Muhtemelen hafta içi kurduğu alarmı aktif unutmuştu. Uyanıp uykum dağıldığı için yataktan kalkıp odamdan çıktım. Banyoya girip kişisel işlerimi hallettim ve abdest aldım. Abdestli olmak sünnetti. Bunu sürekli yapamasak da elimizden geldiğince Peygamber Efendimiz(S.A.V)'in sünnetlerini yerine getirmeye çalışmalıydık.
Banyodan çıkıp mutfağa yöneldim. Anlaşılan Nisa uyumaya devam ediyordu ve kahvaltı yine bana kalmıştı. Canım arkadaşım laf aramızda çok beceriksiz. Hayatında hazırladığı en güzel kahvaltının geçen gün ki yanık krepler olduğuna eminim. Yine de öğrenmeye çalışıyordu. Eskisine göre daha becerikliydi sanki. En azından bir şeyler yapmaya çabalıyordu. Nisa ve becerisi ile ilgili düşüncelerimi boşverip kahvaltı hazırlamaya devam ettim. Cumartesi yani dün Ankara'dan dönmüştük ve bu günde Nisa'nın da benimde dersimiz yoktu, hamd olsun. Bu gün biraz dinlenip, üzerimizdeki yorgunluğu atmayı düşünüyorduk.
Kahvaltı hazır olunca gidip Nisa'yı nazikçe(!) Uyandırdım. Hmmm...yani biraz yastıkla boğmaya çalışmış olabilirim. E ne yapayım oda ilk ve ya 2.seslenişimde kalksaydı. Nisa'nın o kıp kırmızı olmuş cırlarkenki hali gözümün önüne gelince güldüm. Ben mutfakta kendi kendime kıkırdarken mutfak kapısından Nisa girdi. Sinirliydi, beni gülerken görünce iyice sinirlenmişti. Birden bana doğru koşmaya başlayınca bende salona kaçtım. Nisa arkamda resmen jet gibi uçuyordu. Kahkahalarla gülüyor, bir yandan da son hız koşuyordum."Beni boğmaya mı çalışıyorsun? Derdin ne seniiiin?"diye cırlayan Nisa'yla daha çok kahkaha attım.
"Bir derdim yok cennet gülü. Sadece uyandırmak istedim. Neden böyle kızdın anlamadım ki."dedim masumca. Ardından o masumluğu bırakıp hunharca gülerek koşmaya devam ettim.
***
Dün Nisa ile bol kahkahalı bir gün geçirmiştik. Bu günde erkenden kalkıp okula hazırlanmıştık ve şuan arabaya biniyorduk. Eh birazda geç kalmıştık çünkü, dün gece film gecesi yapmıştık. Haliyle bu gün uyanamamıştık.
Nisa da arabaya biner binmez son hız kampüs'e doğru sürdüm.İstambul'un trafiği sayesin de derse 15 dakika geç kalmıştık. Nisa ile ayrılıp kendi dersliklerimize doğru gittik. Şansıma bu ders ateist bir hocanın dersiydi ve tahmin ettiğiniz üzere kapalılardan nefret ediyordu. Özellikle de Bahar ve benden nefret ettiğini açıkça belli etmişti. Şimdi kim bilir neler söyleyecek. Dersliğin kapısını tıklatıp yavaşca açtım. Tombik ateist hoca sınıftaydı ve bana her zamankinden daha fazla nefretle bakıyordu. Her ne kadar sinir olsamda mahcup gibi davranmaya çalıştım.
"Özür dilerim Hocam. Geç kaldım girebilir miyim?"dedim. Masum masum. Burnuna düşen gözlüğünü çıkarıp boynundaki ipine bıraktı. Gözlerindeki tiksinme sinirime dokunuyordu. Asıl ben senden tiksiniyorum be. Hasbin Allah.
"Geç kaldığını görebiliyorum. Söylemene gerek yok. Ayrıca giremezsin, dingo'nun ahırı mı burası? Ha."diye sesini yükseltti meymenetiz herif. Yüzümü buruşturmamak için kendimi zor tutarak bu defa da alttan aldım.
"Tekrar özür dilerim. Malum İstanbul trafiği yoğun. Bu defalık girsem olmaz mı?"dedim. Sabrımın son demlerindeydim. Allah bana sabır, bu adamada hidayet versin. Vicdansız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Ömür Sev Beni
Teen FictionRavza Korkmaz, 19 yaşında tesettürlü bir genç kızdır. Hayatını islama göre yaşamaya çalışıyordur. Çevreden sessiz ve sakin görünsede çok hareketli ve eğlencelidir. Sinirli bir yapısı olsada genelde etrafına yansıtmaz... Kerim Karayel, 24 yaşında müs...