Bir Ömür Sev Beni

27.BÖLÜM "Sadece Biraz Kalbim Kırık"

Sadece Biraz Kalbim Kırık...

"Ya beni gezdirsene ya."diye otuzuncu kezdir böğüren kardeşime sinirle baktım.

"Ya hu sana nereyi gezdireyim?"dedim. Gözlerini devirdi.
"Ya bari bi AVM gezdir. Hayırsız."dedi. Kafasına sertçe vurdum.

"İyi hadi kalk."dedim. Bizim eve yakın bir kafeye gelmiştik ve kahve içiyorduk. Tabii ki benim uyuz süt kardeşim yerinde duramayıp gezmek istiyordu. Sonunda da beni ikna etmeyi başarmıştı. Kafeden çıkıp arabaya yöneldik. O şöför koltuğunu otururken bende yanına oturdum. Ehliyeti vardı. Hatta benden de 1 yaş büyüktü. Benim tariflerimle büyük bir AVM'ye geldik. Arabayı park alanına bırakıp içeri girdik. 2.Katta olan giyim mağazalarını tek tek gezerken tam olarak tesettür kıyafetler olmasa da kapalı kıyafetler vardı. Sedatı çekiştirerek mağazaya soktum. Şaşkınca beşimden sürüklenirken giyim mağazasına girdiğimizi görünce kaşlarını kaldırdı.
"Şimdiye kadar girdiğimiz mağazalara benim zorumla giriyordun. Hayret, şimdi kendi isteğinle giriyorsun."diye şüpheyle konuştu. Dişlerimi göstererek sırıttım.
"Kendim için değil. Bir arkadaşım için bakacağım."dedim. 'Tahmin etmiştim' der gibi bakıp benimle birlikte mağazaya girdi. Alışverişi çoğu kızın aksine sevmiyordum. Hem israf oluyordu, hem de çok yoruluyordum. Ama bu defa farklıydı. Mağazada ki kapalı elbiselere göz gezdirirken cıvıl cıvıl bir elbise dikkatimi çekti. Hediyeyi Aslı ablaya alacaktım. Kendisiyle bir sohbetimizde kapanmak istediğini ama bir türlü cesaret edemediğini söylemişti. Söylediğine göre eşinin ailesi de tesettüre önem veriyormuş. Evlenirken anne babası kabul etmemiş ama Aslı abla dinlemeyip evlenmiş. Şimdi de bu yüzden ailesiyle arası soğukmuş. Anne ve babaları müslümanlığı yaşamaya karşı insanlarmış. Kerim ve benim birlikte olmamıza bir engel de buydu. Kolumu dürten süt oğlana baktım. Beni düşüncelerimden kurtardığı iyi olmuştu.

"Yine daldın gittin. Bu elbise tesettür kıyafeti sanırım. Eşarp da alacak mısın?"diye sordu. Gülüp kafa salladım. Bu aldıklarım belki bir nebze de olsa Aslı ablaya cesaret verirdi. Elbiseyi beğendiğim için aldım ve Sedata verdim. Elbise rengarenk çiçeçekli bir elbiseydi. Belinde, kollarında ve eteğinin alt kısmında saks mavisi şeritler vardı. Sedat arkamda beni takip ediyordu. Eşarpların olduğu reyona gelince saks mavisi sade bir eşarp aldım ve onuda Sedatın eline tutuşturdum. Kasaya gidip elbiseyi koyması için başımla işaret ettim. Kadın elbiseleri karşısındaki makineden geçirince fiyatını söyledi. Çantamdan çıkarttığım kredi kartını uzatırken yanımda bir el daha fark ettim. Sedat kendi kredi kartını uzatıyordu.
Kısa bir tartışmadan sonra kıyafetleri Sedat ödemişti. Çokta sorun etmemiştim açıkçası. Bizim aramızda böyle şeylerin lafı olmazdı. Alışveriş poşetlerini aldık ve AVM'nin yemek katına çıktık. Dükkanlara bakarken Sedat beni pizzacıya doğru sürükledi. Pizza pek sevmesem de Onu kırmadım ve mekana girdik. Cam kenarında bir masaya oturup garsonun gelmesini bekledik. Bir yandan gözlerimi etrafta gezdiriyordum bir yandan da Sedatla sohbet ediyordum. Garson geldiğinde siparişlerimizi verdik ve beklemeye başladık.

"Ravza, Üniversiteyi bitirince İstanbulda kalmayı mı düşünüyorsun?"diye sordu. Bilmiyorum anlamında dudak büktüm.

"Hiç düşünmedim Sedat."dedim. Gülümsedi.

"Bence Ankara'da çalışmalısın. Sen burdayken seni çok özlüyorum."diye mırıldandı. Kocaman gülümseyip masanın üstündeki elini tuttum.

"Canım kardeşim benim. Bende seni, sizi çok özlüyorum."dedim ve elimin altındaki elini sıktım. O sırada garson gelmiş ve siparişlerimizi getirmişti.
Pizzayı ufak ufak yerken gözlerim bir yere takıldı. Daha dikkatli baktığımda yediğim pizza boğazımda düğümlendi. Bu nasıl olurdu? Midemin fokurdadığını hissettim. Karşıdaki dükkanda o ve bir kız oturuyordu. Yanındaki kız Kerimin elini tutmuş ve yanağını öpmüştü. Daha fazla bu görüntüye dayanamayıp gözlerimi önüme çevirdim. Bu kadar mıydı yani sevgisi?
Kardeşi desem, kardeşi yoktu. Yaşı küçük olan teyze ya da halası da olmadığını öğrenmiştim Aslı abladan. Sedat benim halimi görünce telaşla oturduğu yerden doğruldu.