47.BÖLÜM "Hasret"

4.3K 284 36
                                    

Hasret...

İstanbul'un yoğun ve anılarla dolu sokaklarından uzaklaşmamın üzerinden 2 gün geçmişti. Orada anılarla boğuşmayı değil, kaçmayı tercih etmiştim.

İstanbul'u,

Evim'i,

Okulum'u,

Kerim'i bırakıp Ankara'ya gelmiştim.

Gelişimin süresi belli olmasa da, sebebi belliydi.

Kerim'in nefes aldığı şehirden, ondan uzak kalamadığım için gitmiştim.

Duyduğum kapı sesiyle oturduğum koltuktan kalkıp kapıyı açtım.

Her daim yanımda olan vefalı dostumun geldiğini gördüğümde hafifçe gülümsedim.

"Selamun Aleyküm yavrim."diye şakıdığında beni kaç gündür içinde bulunduğum bu melankolik havadan çıkartmaya çalıştığını anladım. Ona istediğini vermeye çalışarak gülümsedim.

"Aleyküm Selam kuzum. Hoş geldin geç içeri."dedim. Konuşa konuşa içeri geçtiğimizde mutfaktan annemin sesini duyduk.

"Kızlar, yanıma gelsenize."

Nisa ile bir birinize bakıp mutfağa gittik. Annemin ocağa koyduğu çaydanlığa göz atıp yeniden anneme döndüm.

"Ne oldu anne?"diye sorduğumda gözlerindeki burukluğu saklamaya çalışarak gülümsedi. Olanları anne ve babama da bildikleri için bana belli etmeneye çalışsalarda üzülüyorlardı.

Annemin sesiyle düşüncelerimi dağıtmaya çalışarak ona döndüm.

"Bir poaça yapın da yiyelim kızlarım."deyip gülümseyerek içeri girdi. Girmeden önce de Nisaya imalı bakışlar atmayı unutmamıştı. Nisa kızarıp bozarırken günler sonra ilk defa içten bir şekilde gülmüştüm.

Annem Nisa ile abimin bir birini sevdiğini bilmese de çocukluğumuzdan beri ikisini yakıştırırdı.

"Ravza!"diye çemkiren Nisayla daha çok gülmüştüm. Onun da gülüşümle bakışları yumuşadı ve elini uzatıp yanağımı okşayarak konuştu.

"Bu defa gülmene kızmayacağım. Sen hep gül be canımın içi."

*****

4 gündür Ankara'daydık ve tam bir haftadır da Kerimle ayrıydık. Bu gün Nisa ile benim dönüş günümüzdü ve oldukça gergindim. Her ne kadar kaçmanın çözüm olmadığını bilsem de bir yanım her şeyi geride bırakıp uzun bir süre uzaklaşmayı istiyordu.

Havaalanında ki bekleme koltuklarında oturuyor ve uçağın kalkış saatinin gelmesini bekliyorduk. O sırada kolumda bir baskı hissedince  başımı çevirip baktım.
Annem hüzünle bakıp konuştu.

"Ravza'm, biricik kızım. Ne yapacağına karar verdin mi?"diye sordu. Gözlerimi ovuşturduğum ellerime kaçırıp derin bir nefes aldım.

"Ne yapacağım belli değil mi anne? Boşanacağız tabii ki."diye fısıldadım.

Boşanmak...

Başıma geleceğini hiç düşünmediğim o nâ hoş olay.

Annem burukça gülümseyip tuhaf bir gülümsemeyle başını iki yana salladı.

"O öyle söylendiği kadar kolay olmaz yavrum. İnsan sevdiğinden koparken, canından can gider."dedi.

"Kolay olmadığının bende farkındayım anne ama yapacak bir şeyim yok."diyerek başımı kaldırdım ve gözlerime dolan yaşları geri göndermeyi denedim.

Bir Ömür Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin