43.Bölüm "Babaanne Part-1"

4.1K 279 1
                                    


Babaanne

Kerimden...

Telefonumun zil sesini duyunca seccademi katlayıp kalktım. Yatağın üzerine gelişi güzel koyulmuş telefonumu alıp kimin aradığına baktım. Ekrandaki "Mustafa" yazısını görünce fazla bekletmemek için telefonu cevapladım.

"Selamun aleyküm Kerim."diyen Mustafa'nın selamını alarak söyleyeceğini beklemeye başladım.

"Biz geldik, otelin önündeyiz."dediğinde onaylayarak telefonu kapattım.

Dün Ravzayla telefonda konuşmuştuk ve o da babaannesinin gönlünü almamız gerektiğini söylemişti. Bunun için beraber Ravzanın köyüne gideceğimizden bahsetmiş ve bende seve seve kabul etmiştim. Ne de olsa Ravzaya ait her şey kabulümdü benim. Daha fazla oyalanıp onları bekletmemek için akşam hazırladığım ufak spor çantamı ve telefon, cüzdan vs. Gibi eşyalarımı alarak otel odasından çıktım. Vakit kaybetmeden koridorun sonunda ki asansöre yönelip düğmesine bastım. Bir yandan da yanıma aldığım kabanımı üzerime geçeriyordum.

Ravzayla konuştuğumuzda nasıl gideceğimizi kararlaştırmamıştık. Bu sebeple bende arabamın anahtarlarını yanıma almıştım. Nihayet asansör bulunduğum kata gelince bindim ve zemin kat düğmesine bastım. Asansör durunca inip aynı hızla otelden çıktım. Gözlerimle etrafı tararken Ravzanın arabası gözüme çarptı ve hemen o tarafa yöneldim. Onlar da beni farketmiş olmalı ki Mustafa arabanın şoför koltuğundan inip bana doğru yaklaştı.

Biz selamlaşırken arabadan Ravza ve Nisa da çıkmışlardı. Gözlerimi Ravzanın o güzel yüzünden zar zor ayırıp Mustafa'ya baktım.

"Benim arabamla gidelim isterseniz?"diye sorarca konuştum. Mustafa başını iki yana sallayıp cevap verdi.

"Ben uçakla geldim arabam yok ama Ravzanınki var. Onunla gideriz."dedi. O sırada Ravza ve Nisa da bize yakın bir yerde duymuş ve sanırım bizi dinliyorlardı.

Her ne kadar 'erkek adam, karısının arabasına binmez' gibi ilkel düşüncelerim olmasa da, kendi arabam varken Ravzanın arabasıyla gitmeye gerek görmedim.

"Yok öyle olmaz benim arabayla gidelim."dedim. Onayını istemek için Ravzaya baktığımda gözlerini devirdiğini gördüm. Çaktırmamaya çalışarak sırıttım.

Agresif Hatun'um benim...

Ravza atılarak konuştu;

"Bu kadar tartışmaya girecek ne var? Gidelim işte birisiyle, sabah sabah donduk burada."diye umursamazca konuştu. Onun üşüdüğünü duyar duymaz harekete geçip az ilerdeki arabamın kapısını uzaktan kumanda ile açtım.

"Hadi geçin arabaya. Daha fazla üşüme."dedim. Mustafa tam bir şey söyleyecekti ki Ravzanın arkadaşı Nisa konuştu.

"Hadi alalım şu bavulları da gidelim."dedi. Bense o esnada dikkatle Mustafaya bakıyordum.

Benim ve Ravzanın sözlerini umursamayıp mırın kırın eden Mustafa, hızla arabaya gitmiş ve bagajdan çantaları almıştı. Bu hareketi ise aklımdaki şüpheleri doğrulamıştı.

Mustafa, Nisayı seviyordu.

Sevgili kayınçom'un (Kayınço, eşinin erkek kardeşi anlamında.) homurdanmaları eşliğinde benim arabama yerleşmiş ve yola koyulmuştuk. Arabayı ben kullanıyordum ve yanımda da Mustafa oturuyordu. Benim arkamdaki koltukta Ravza, Mustafanın arkasındakinde ise Nisa oturuyordu.

Bir yandan Mustafanın tariflerine uyarak arabayı sürerken, bir yandan da dikiz aynasından Ravzaya ufak bir bakış attım. Göz göze geldiğimizde, onun da gözlerinin bende olduğunu anladım. Bu duruma keyifle sırıttım.

"Kahvaltı yaptınız mı?"diye sordum. Mustafa kızlara sorarca baktı ve sanıyorum olumsuz cevap aldı.

"Yok, yapmadık. Sen?"diye sordu. Başımı iki yana salladım ve yola bakmaya devam ettim. Sabah namazından sonra yola çıkmayı kararlaştırdığımız için saat oldukça erkendi. Dolayısıyla da açık bir pastane ya da restoran bulmak bir hayli zordu.

Şehirden çıkmadan önce yeni açıldığı belli olan bir kafe gözüme çarptı.

"Mustafa, şu kafede bir kahvaltı edelim mi?"diye sordum. Bir yandan da arabayı yavaşlatmıştım. Mustafa da onay verdiğinde arabayı durdurup Ravzaya kısa bir bakış atarak indim.

~Bölüm Sonu~

Kusura bakmayın biraz kısa oldu.

Umarım beğenirsiniz.

Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Allaha emanet...

Bir Ömür Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin