44.BÖLÜM "Babaanne Part-2"

4.3K 280 14
                                    

Selamun Aleyküm dostlar,
Öncelikle bölüm geç geldiği içün üzgünüm.

Sözü fazla uzatmayacağım.

Bölüm sonunda bizi bir sürpriz bekliyor...

"Her şeye canını sıkma ey gönül,
Ne bu dertler kalıcı,
Ne de bu ömür..."

♡♡♡♡♡

Babaanne...

Ravza'dan...

Sabah saat 7 de yola çıkmıştık ve şu an saat 15.30'du. Namaz molaları haricinde durmasakta, anca köye varabilmiştik.

Köyün girişinden geçerken küçüklük anılarım bir bir gözümün önünden geçiyordu. Bu köyde şen kahkahalar attığım da olmuştu, dizlerimi yaralayıp ağladığım da olmuştu. İyisiyle kötüsüyle hepsi en değerli anlarım, çocukluğumdu.

Bir boğaz temizleme sesiyle düşüncelerimi dağıtıp gözlerimi abime çevirdim.

"Ravza, babaannem sana dayanamaz biliyorsun. O yüzden ilk sen gir ve şirinlikle onu yumuşat. Tamam mı? Emine sultanın gazabına uğratma bizi."dedi korkulu bir güz ifadesiyle. Onun bu yarı ciddi, yarı alaylı haline dudaklarımın arsından ufak bir kıkırtı kaçtı.

Zor bela kıkırtımı durdurup bakışlarımı Kerim'e çevirdim. Dikiz aynasından bana kaşlarını çatarak bakıyordu. Ne olduğunu anlamasam da daha fazla bakmayıp gözlerimi çektim.

"Gül sen gül. Az sonra Babaannemin bastonunu hissedince anlarsın ne dediğimi."diyerek yakınmaya devam etti abim. Gülerek başımı iki yana salladım.

"Abi ben yumuşatırım yumuşatmasına da, o yumuşar mı bilemem. Biliyorsun bana düşkün olduğu için bu kadar kızıyor."dedim. Abim de başını sallayarak beni onayladı. Nisa ve Kerim ise olaya Fransız kalmış ve bizi dinlemekle yetinmişlerdi.

Nisa her ne kadar arada babaannemi görse de, bizim kadar bilmiyordu. Babaannemin gazabına uğramamış insanlar, onu 'Pamuk teyze' olarak görüyorlardı. Nisa babaannemden baston yemese de eminim ki, laf yemişti.

Babaannemin evinin önüne geldiğimizde abimin talimatlarıyla Kerim arabayı durdurdu ve bizde vakit kaybetmeden indik. Bagajdan valizimi alacakken Kerim bana göz kırparak valizimi aldı. Abim ise çoktan Nisanın ve kendisinin valizini almış, eve doğru gidiyordu. Yüzünü yüzüme yaklaştırıp muzipçe fısıldadı.

"Sen yorulma güzelim. Ben taşırım valizi."dedi. Gülümsemek üzere kıvrılan dudaklarımı toparlamaya çalışarak başımı iki yana salladım.

"Korkarım ki, az sonra babaannemi görünce bu halinden eser kalmayacak."diyerek sessizce kıkırdadım. Bir yandan konuşuyor, bir yandan da eve doğru ilerliyorduk.

Kapının önüne geldiğimizi gören Abim bize kısa bir bakış atıp 'Besmele' çekerek zile bastı.

Kısa süre sonra kapı babaannem tarafından açıldı ve hepimiz üzerinde gözlerini gezdirdi. Benim üzerimde fazla oyalanınca yumuşaması için kocaman gülümsedim. Gözlerini benden çekip yüzünü buruşturdu.

"Hoş geldiniz. Geçin içeri bakıyım."diyerek kapının önünden çekildi. Önde Nisa ve ben, arkada ise abim ve Kerim içeri girdik.

Kapının yanında ki portmantoya kabanlarımızı astık ve oturma odasına girdik. Babaannem çoktan koltuğa oturmuş bizi bekliyordu. Abim zaman kaybetmeden babaannemin eline uzanarak öptü. Ardından da Nisa ve Kerim. En sona ben kaldığımda sakince babaanneme yaklaşıp eline uzandım. Tuttuğum elini geri çekince şokla başımı kaldırıp baktım.

Bir Ömür Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin