38.BÖLÜM "İsteme"

5.8K 422 50
                                    

💧Selamun Aleyküm💧

İsteme...

Kerimlerin bize gelmesinin üzerinde 2 gün geçmişti. Bu gün Kerimler beni gerçekten istemeye geliyorlardı. O sebeple Sedat sabah erkenden bize gelmişti. Ona iki gün önce olanları sorduğumda telefonundan bir ses kaydı açmıştı. Telefondan Kerimin heyecanlı sesi yükselirken, bende en az onun kadar heyecanlıydım.

"Ben kızınızı seviyorum efendim... Ailemle gelmememin sebebi ise onların bu evliliğe karşı olması. Maalesef, ailem İslamı yaşamamı ve eşim olacak kişinin de yaşamamasını istiyor... Müslümanlar ama, İslamı yaşamaya karşılar. Bu konuda size çok mahcubum fakat, kendime güveniyorum. Allah'ın izniyle Ravzayla mutlu olacağıma ve onu mutlu edeceğime inanıyorum. Siz de kabul ederseniz, kızınıza talibim."

Sanırım Kerimin bu sözleri babamı etkilemişti. Onun bu kararlı ve kendinden emin duruşu babamın ikna olmasını sağlamıştı. Tabii birde annemin babama Kerimi sevdiğimle ilgili bir şeyler çıtlatmasının da etkisi vardı. Allah-ü teâlâ'nın izniyle bu gün Kerimle evliliğe büyük bir adım atıyorduk...

Başımı iki yana sallayıp dülüncelerle dolu kafamı boşaltmaya çalıştım. Akşam olmuştu ve az sonra geleceklerdi, İnşallah. Üzerime kot bir askılı elbise ve içinede koyu mor bir gömlek giymiştim. Başıma ise elbisemin tonlarında bir şal takmış ve önünü omuzlarımdan indirmiştim. Son olarak da üzerime lacivert bir hırka giydim. Hırkanın boyu dizlerimin altına geliyordu. Her hangi bir sorun yaşayacağımı düşünmüyordum. Kapı çalınca zaten hızlı olan kalbim iki katı hızlanırken bu defa değişiklik yaptım ve oturma odasına gittim. Annem ve Nisa sırıtarak bana bakarken onlara dil çıkarıp kapının önüne geldim. Abim kapının önüne gelip başını eğerek konuştu. Nisanın içeride olmasıydı onu böyle utandıran.

"Erkekler içeri girdi, çıkabilirsiniz."dedi. Başımı sallayıp kapının önüne gittim. Annem de arkamdan geliyordu. Koridorun ortasında biraz durup annemin öne geçmesini sağladım. Kapıya gittiğimizde Kerim sayesinde bilmem kaçıncı şokumu yaşadım.
Kapının önünde Aslı abla ve Emre abinin annesi vardı. Anne ve babası olmasa da, en azından ablası vardı. Gözlerimiz buluşurken gözlerinin parladığını gördüm. Benim de gözlerimin parladığına emindim.

Annem önden Aslı ablalara doğru ilerlerken, bende onu takip ettim. Onları içeri buyur ettik ve beraber oturma odasına geçtik. Annemin komutu üzerine Nisa ve ben mutfağa gittik. Kahve malzemelerini çıkarıp, hazırladığım fincanları da kontrol ettim. Hızlıca kahveleri yapıp bir fincan dışında, diğer fincanlara köpük aldım ve sonra da kahveleri boşalttım. Boş bıraktığım fincanı alıp Nisaya baktım.

"Sence ne koyayım?"diye sordum. Nisa bana boş boş bakıp eliyle tuz kavanozunu gösterdi.

"Tuz tabii ki."dedi. Ona 'çok cahilsin, keşke ölsen' bakışı attım. Aklıma gelen fikirle dolabı açıp zencefili aldım. Nisa bana şaşkınca bakarken, ona göz kırpıp 1-2 çay kaşığı zencefil attım fincana. Daha sonra da kahvesini döküp karıştırdım. Nihayet kahveler hazır olunca tepsinin birini oturma odasına götürüp bayanlara dağıttım. Diğer tepsiyi de alıp salon kapısına gittim ve kapıyı tıklattım. Sedat kapıyı açınca gözlerimle Kerimin kahvesini işaret ettim. Göz kırpıp aldı ve içeri girdi. O gidince kulağımı kapıya yaslayıp beklemeye başladım. Benim ardımdan Nisa da geldi ve sırıtarak beklemeye başladık. Hiç bir şey duyulmuyordu. Bir süre sonra güçlü bir öksürük ve ardından kahkahalar duyuldu. Bir an suçluluk hissetsem de, boşverdim. Önceden beni gıcık ettiği günlere saysın Bay Kereste...

İçeriden bardak sesleri gelmeye başlayınca Nisa ile bakışıp, aynı anda mutfağa kaçtık. Ben cezveyi suda akıtıp bulaşık makinesine yerleştirirken kapı tıklatıldı. Ellerimi hızlıca yıkayıp kapıyı açtım ve karşımda Sedatı gördüm. Elinde ki tepsiyi alıp ona baktım.

Bir Ömür Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin