29.BÖLÜM "Ayvayı Yedik"

7.8K 483 72
                                    

Bu bölümü kısa sürede çok ısındığım canımcım vitaminnn8 e ithaf ediyorum. Kocaman öptüm 😊😃

Ayvayı Yedik...

Kerim'in beni hayal kırıklığına uğratmasının üzerinden bir hafta geçmişti. Bir kaç gün önce Sedat İstanbula dönmüş, gitmeden önce de bana üzülmememi tembihlemişti. Bunun olmayacağını ikimizde biliyorduk. Kerimi sevdiğim sürece üzülmeye devam edecekmişim gibi hissediyordum. Şöyle bir eskiye dönüp düşündüğümde, Kerimle doğru dürüst mutlu olamadığımızı fark ediyordum. Biz şimdiye kadar hep bir birimizi üzmüştük.
En başından beri benimle olmak için çaba sarf eden, yılmayan Kerimdi. Bir hafta önce başka bir kızın, kuzeninin onu öpmesine izin veren de Kerimdi. Daha fazla düşünüp kendimi harap etmemek için karşımda oturan Nisaya verdim kafamı. Bana abimin kıskançlığını anlatıyordu. Hatta ve hatta onu Sedattan bile kıskandığını anlatıyordu. Bunu tahmin edebiliyordum. Abimin kıskançlıklarını benden iyi kimse bilemezdi. Sadece ilk okula giderken pantolon giymiştim ve orta okula geçtiğim gün abim pantolonlarımı kesmişti. Ne kadar ağlayıp sızlansam da, canım abim günah olduğunu en açık şekilde anlatmıştı. O gün ne kadar üzülsem de, zamanla pantolon giymenin günah olduğunu daha iyi kavramıştım. Nisa elini gözümün önünde sallayıp düşüncelerimi dağıttı. Bir haftadır sık sık daldığım için bu defa ne düşündüğümü sormamıştı. Bende bir şey söylemedim. Nisa ile sohbet ederken bir yandan da canlı müziğin tadını çıkarıyorduk. Bu daha önce Kerimle karşılaştığımız kafeydi(19.BÖLÜM).
Nisanın gözleri birden arkamda ki bir noktaya sabitlendi. Onun şaşkın yüzünü görünce neye baktığını merak edip arkama baktım. E bu kadarına da pes yani. Kerim arkamızda ki masada sırıtarak bana bakıyordu. Bu tevafuk muydu? Yoksa Kerim bizi takip mi etmişti? Daha fazla ona bakmayıp Nisaya döndüm. Pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. Ona kaşlarımı kaldırarak 'gülme' demeye çalıştım. Anlasa da umrunda olmadı ve gülmeye devam etti. Sonunda dayanamayıp masadaki elini çaktırmadan çimdikledim.

"Ne yapıyorsun ya?"diye kısık sesle bağırdı. Ona çatık kaşlarla baktım.

"Gülme. Rezil ettin beni."diye azarladım. Daha fazla üstelemedi. Bir süre sonra bizde hesabı isteyip kalktık. Kerimin olduğu tarafa hiç bakmadan kafeden çıktım. Nisa da arkamdan beni takip ederken bir ses duydum. Sevdiğim adamın sesi, kalbimi milyonlarca parçaya bölen adamın sesi.

"Ravza?"diye adımı seslendi. Sesinde özlem mi vardı? Bana mı öyle geliyordu acaba. Sakince arkamı döndüm. Başım yere eğik konuşuyordum.

"Efendim?"dedim soğuk bir sesle.

"Biraz konuşalım lütfen."diye mırıldandı. Başımı iki yana sallayıp umursamaz bir bakış attım. Böyle davranmak benim için de zordu ama, kalbim çok kırılmıştı. Tamiri zor olacaktı.

"Sen ve Benim konuşacak neyimiz olabilir ki!"diye tekrar konuştum. Biliyorum, bu konuşmalarım yalnıştı ama biraz da onun canı yansın istiyordum. Sesinde ki hüznü saklayamadan konuştu.

"Ne olur böyle yapma. Beni bir dinle."dedi umutla. Başımı zorla iki yana salladım. Yerden kaldırmadığım başımı iyice eğdim.

"İstemiyorum!"dedim. Nisa arkamda durup gözlerini etrafta gezdiriyordu. Bize karışmak istemediği için bunu yaptığını anlamıştım.

"Bak dinle, o benim kuzenim, biliyorsun. Ablam sana anlatmış. Annem taktı peşime."diye hızlıca konuştu. Kendimi daha fazla tutamadım.

"O kızın seni öpmesine de mi annen izin verdi?"diye sertçe konuştum. Kerimin gözlerinde anlayamadığım bir parıltı olup söndü.

Bir Ömür Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin