6.BÖLÜM "Eski Günler"

15.8K 821 32
                                    


Eski Günler...

Markete giderken karşılaşmamızın ve benim Bay Kerest'ye hakaretler yağdırmamın üzerinden 3 gün geçmişti. 3 gündür tamda söylediğim gibi hiç karşıma çıkmamıştı. Ama bu cümledeki tuhaf ve saçma kısım benim bunu düşünmemdi. Neticede o meymenetsiz herifi foğru düzgün tanımıyordum bile. Doğru ya ben niye hala o herifi düşünüyordum görmemiştim ve iyide olmuştu görmediğim. Hıh.
Ben düşüncelerimde boğulurken Nisada oturmuş bir yandan masanın üzetindeki benim yaptığım et sote ve pilavı yiyor bir yandan da tabletinden gideceğimiz üniversitenin(Boğaziçi Üniversitesi) fotoğraflarına bakıp keşfetmeye çalışıyordu. Deli kız. Okul başladığında keşfetmeye zamanımız olacağına emindim Allahın izniyle. Şimdiden kendimi sıkmaya gerek yoktu yani. Düşüncelerimi bi kenara bırakıp Nisaya seslendim.

"Nisa, o tablete baka baka bir gün gözlerin kayacak diye korkuyorum." Deyip kıkırdadım. Aslında Nisa ile çok farklıydık ve ben bile nasıl arkadaş hatta kardeş olduğumuzu anlamıyordum. Neticede çevremizdeki insanlarda bizi biraz tanıyınca dostluğumuza şaşırıyordu. Mesela ben teknolojik aletlerle ilgilenmektense kitap okumayı tercih ederdim, Nisa ise tam tersi pek kitap okumaz genelde her işini internetten yapardı. Ben mutfakta yemek yapmayı severken, o ev işleriyle uğraşmayı severdi. Aslında düşününcr zıt karakterlerimizle birbirimizi tamamlıyorduk. Nisanın sesiyle gözlerimi daldığım yerden ayırdım.

"Hişşştt. Daldın gittin. Aşıkmısın kızım iki saattir sesleniyorum."deyip muzhipçe baktı. Kaşlarımı çattım af Nisa af. Ona ters ters bakıp. Kaşkarımla havadaki elimi gösterdim.

"Elimin tersindesin çakarım haa."deyip yemeğime devam ettim.

"Tamam cennet güzeli kızma." Deyip gülümsedi. Bende elimde olmadan gülümsedim. Ah daha önce söylemişmiydim seviyorum ben bu kızı ya.

***

Nisa'nın uzun ısrarları üzerine okulumuza gitmek için hazırlanıyorduk. Okulu gezmek istiyordu Nisa. Neymiş okulun ilk günü gittiğimizde bir yeri bilmezsek çömez durumuna düşermişiz. Yahu bilsek ne? Bilmesek ne? Biz 1.sınıf olduğumuz için zaten çömez olucaz. Derinden bir 'La Havle' çekip hazırlanmaya devam ettim. Nisa'yı kırmak istemiyordum. Odamdan çıktığımda Nisa daha gelmemişti. Ah hiç şaşırmadım.

"Nisaaa hadi acele et. Seni bekliyorum." Diye bağırdım koridordan.

"Üfff tamam bekle geliyoruum."dedi. Beni biraz(!) Daha bekleteceğini belli eden ses tonuyla.

"Üfff değil Afff Nisaaa." Diye cırladım. Nisa beni şaşırtmamış ve giyinik bir şekilde gelmişti. Onu şöyle bi süzdüm ve dudaklarımı büzdüm. Çok tatlı olmuştu ama maalesef beni beklettiği için sinirliydim.

"Ah Nisa senin yüzünden kendimi erkenden hazırlanıp karısını bekleyen erkekler gibi hissediyorum."dedim ve somurttum. Nisaya kızarken bir şey farketmiştim ki oda nisanın benim ona zorla aldırdığım düz siyah feraceyi giymiş olmasıydı. Şaşırmıştım. Çünkü Nisa genelde süslü feraceler, pardesüler ve takılar kullanan bir kızdı. Bu feraceyide dediğim gibi ben zorla aldırmıştım. Ona daha önce çok ısrar etmiştim giymesi için. Çünkü onun giydikleri dine uygun değildi. Neyse nasip bu güneymiş. Ama tabiki süslü eşarplarından vazgeçmemiş güllü rengarenk bir eşarp takmıştı.
Olsundu sonuçta bir yerden başlamak gerekiyordu. Değil mi?

"Ooo Nisa hanım ne güzel olmuşsunuz siz öyle. Beklediğime değdi." Deyip sırıttım. Utangaçca gülümsedi.

"Yaaa deme öyle. Bende az çok kendimi düzeltmeye çalışıyorum. Hem sen sevmediğimi bilmiyor musun böyle şeyleri?"dedi yarı azarlar yarı güler tonda. Dudaklarımı ısırıp başımu salladım.

Bir Ömür Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin