40.BÖLÜM "Vuslatın Ayak Sesleri"

4.9K 302 42
                                    

Selamun aleyküm canlarım,

Ben birazcık üzgünüm dostlar.

Kitabı silip tekrar yüklediğimde ilginin azalacağını tahmin etmiştim ama bu kadar olacağını düşünmemiştim.

En azında eskisinin yarısı olur falan diyordum ama bayağı bir düşüşteyiz.

Yine de ben tatlış okurlarımı çok seviyorum ve yazmaya devam edeceğim inşallah.

Neyse çok konuştum, sizi bölümle baş başa bırakıyorum ...

💖💖Keyifli okumalar...💖💖

Vuslatın Ayak Sesleri

Canan hanımın evine gidip konuşmamızın üzerinden bir hafta geçmişti ve bu bir hafta içinde Kerimle üç defa karşılaşmıştık.

Karşılaşmalarımız genelde apartmanda yada Aslı ablada oluyordu. Bir birimize karşı ufak birer tebessüm ve nasılsın temalı konuşmalarımızdan başka bir iletişime geçmiyorduk. Bu konuşmalar o kadar kısaydı ki Kerim her seferinde homurdanmaktan geri durmuyordu. Her ne kadar onun haline gülsem de bende pek memnun değildim. Böyle günaha yaklaştığımızı düşünerek huzursuz oluyor ve aynı zamanda da, onu daha yakından tanımak istiyordum.

Nisa'ya durumu anlattığımda imam nikahının uygun olacağını önermişti. Aslında bende imam nikahında bir sorun görmüyordum ama Kerimin ve ailemin bu konuda ki düşünceleri de benim için önemliydi.

Dün sabah ise Kerim bana mesaj atmış ve miğdemdeki o meşhur orangutanları harekete geçirmişti.
Mesaj aynen şöyleydi;

"Ravza, senin fikrin ne bilmiyorum ama ben sabredemiyorum. Düğün olana kadar en azından imam nikahı yapsak. Sözlendik ama sana hasret yaşıyorum." Yazmıştı.

Bense utanarak onu onaylayan bir mesaj atmış ve anneme soracağımı söylemiştim. Dün akşam annemi aradığımda annem ve babamdan da onay almıştım.

Dolayısıyla bu gün Kerimle imam nikahımız kıyılacaktı.

Biz bu gün Allah katında karı-koca olacaktık.

Biz bu gün sevdamızı evlilikle taçlandıracaktık.

Kapımı pat diye açan Nisa ile sıçrayarak kapıya döndüm.

"Ravza! Çıksana kızım enişte seni kapıda bekliyor. Daha ilk günden ağaç ettin adamı. Hay Allahım kız kendi nikahına geç kalacak ya hu."diye çemkiren Nisaya gözlerimi belerterek baktım. Allahım kız benden daha heyecanlıydı.

"Sakin ol, bayan panik. Geliyorum işte ne çemkiriyorsun. Hem söyle bakayım olmuş muyum?"dedim. Nisa duraksayarak şöyle bir üzerimi süzdü. Üzerimde buz mavisi buydan bir elbise ve başımda da toz pembe bir şal vardı. Bu gün nikahımız kıyılacağı için böyle tatlı renklere sahip bir kombin yapmak istemiştim. Sonuçta bu gün benim için özeldi. Nisa baş parmağını kaldırarak onayladı ve bana yaklaşıp sarıldı.

"Harika olmuşsun canım arkadaşım. İnşallah hayatın da senin gibi güzel olur."diye mırıldandı. Gözlerim dolsa da akmaması için kırpıştırıp Nisadan ayrıldım.

"Ay neyse gidelim hadi. Ağlamak istemiyorum. Çabuk çabuk."diye çemkirdim. Nisada gülerek başını salladı ve hazırlanarak evden çıktık.

Başımı kaldırdığımda karşımda gördüğüm Kerimle midemdeki orangutanlar adeta amuda kalktı.
O anda yüreğimin en derinlerinden bir dua geçti.

Bir Ömür Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin