Farklıyım...Hani bazen şok olduğumuz zamanlar olur. Yaşadığımız o anı beynimiz algılamaz. O kadar şaşkınızdır ki nefes almayı bile unuturuz. Şuan bende o kadar şaşkındım ki beynimde duygularımda sadece o kağıda ve anlamına yönelmiş başka bir şey düşünemiyordum. Bir insan bu kadar düşebilir miydi? İlk defa gördüğü bir insana telefon numarasını verecek kadar. Hayatımda ilk defa böyle bir şey yaşıyordum ve çok sinir bir durumdu. Sahi o kağıdı cebime koyarken ne düşün müştü? Yoksa kollarına atlamamı falan mı beklemişti. Dışarıdan böyle bir izlenim mi veriyordum? Her önüne gelenle sevgili olan biri. Kafamda bir sürü soru vardı.(Hayır arkadaşlar, babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi? Espirisini yapmayacağım.) Bunları düşünürken gözümden bir kaç damla yaş yuvarlandı. Allahım sen affet. Belki de bu gün oraya gittiğimizde o adamla aynı masaya oturmakla ona bu fırsatı ben vermiştim. Üstelik bana Namahrem birisiyle aynı masaya oturmakla kalmamış, birde ona gözlerimi dikip bakmıştım. Allah beni ıslah etsin. Bu düşüncelerle sabaha kadar doğru dürüst uyumamıştım. Sabah namazına yakın bir zamanda uykuya dalmıştım. Sabah namazımı uykulu bir şekilde kılmıştım ama namazım bitince uykum kaçmıştı. Bunlar hep şeytanın oyunları. Eee bende şeytana daha fazla meydan vermemek için namazdab sonra Kur'an okuyup, Allahtan af dilemiştim.
Saat 09:00 olduğunda tekrar elimi yüzümü yıkadım ve salona geçtim.
Biraz TV izleyip kafa dağıtabilirdim. Kanalları zaplarken magazin programı olan bir kanalda durdum. Çünkü şuan televizyonda Kerim ve sarışın bir kızın gayet yakın fotoğrafları vardı. Anladığım kadarıyla dün gece bir bardan çıkarken yakalanmışlar. Sanırım daha uygunsuz halleride vardıkı fotoğrafların bazı yerleri pusluydu. Bu heriften iyice iğrenmeye başlamıştım. Aklıma yine Kerimle ilgili düşünceler doluşunca televizyonu kapatıp mutfağa gittim. Dolaba baktığımda buraya gelmeden önce aldığımız kahvaltılıkların bitmiş olduğunu gördüm. Ekmekte yoktu. Nisaya markete gideceğime dair bir not yazdım ve üzerime bir şal ve feracemi geçirip dışarı çıktım. Merdivenlere yönelirken gözüm üst katın merdivenlerine takılsada gözlerimi kaçırıp hızla aşağı indim. Apartmandan çıktığımda rüzgarın yüzümü yalaması iyi gelmişti. Adımlarımı evimizin yakınkarındaki markete yönlendirdim. O sırada yürürken feracemin cebindeki kağıt dikkatimi çekti ve beynim dün gecenin sinyallerini vermeye başladı. Ahh o sinirle atmayı unutmuştum bunu. Kağıdı incelerken birine çarptım. Kafamı kaldırdığımda karşımda Kerim'i görmeyi beklemiyordum cidden. Üzerine baktığımda eşofman vardı. Spordan gelmiş gibi duruyordu. Aman banane yaa. Gözlerimi yüzüne çevirdiğimde haylazca sırıttığını fark ettim. Gözlerimi hemen yere indirdim ve yüzümü tiksintiyle buruşturdum. Böyme insanlardan gerçekten tiksiniyordum. Utanmadan birde sırıtıyordu. Bir 'La havle' çektim ve"Pardon" diyerek yanından geçecektim ki kolumu tutup beni durdurdu. Hizla kolumu ellerinden kurtarıp 1-2 adım geriledim ve kaşlarımı çattım.
"Mesajımı görmedin galiba?"dedi. Bu defa onunda kaşları çatılmıştı.
"Bir de pişkince soruyor musun."diye çıkıştım. Allahım adamdaki rahatlığa bak.
"Evet. Ne var bunda?" Dedi. Ve sabrımın son noktasına geldi.
"Ne mi var? Ne mi var? Be adam kör müsün? görmüyor musun benim daha iki defa gördüğüm birini arayıp flörtleşecek bir insan olmadığımı? Belli değilmi hal ve hareketlerimden sevgili işleri ile uğraşmadığım. Farkında değil misin yahu? Ben sana ve senin etrafındaki kızlara benzemiyorum. Farklıyım." Sesim bir yükselip bir alçalıyordu. Sinirden ne dediğimi bilmiyordum.
"Lütfen bir daha karşıma çıkma. Sen ve senin gibileri etrafımda görmek istemiyorum. Sizin gibi ahlaksız ve aciz insanları etrafımda görmek göz zevkimi bozuyor."deyip yüzümü buruşturdum ve yanından geçip gittim. Gözlerinde bi şeylerin kırıldığını gördüm.
***
Alacaklarımı alıp eve geldiğimde kapıyı anahtarla açtım. Ayakkabılarımı çıkartıp ayakkabılığa koydum ve içeri girdim. Elimdekileri mutfağa bırakırken evde hiç ses olmamasından Nisanın hala uyuduğunu anlamıştım. Bu kızın uykusu çok ağır.
Pratik bir kahvaltı hazırladım ve bir bardak soğuk su ile Nisanun odasına yöneldim. Gün intikam günü, vakit intikam vakti. Odasının önüne geldiğimde her ihtimale karsı kapıyı 3 kez yavaşca tıklattım. Ses gelmeyince içeri girdim ve yatakda masumca uyuyan arkadaşımı gördüm. Ama biliyordum ki intikamımı aldığımda bu kadar masum olmayacaktı. <Kötü Kız Gülüşü>Yavaşca Nisaya yaklaştım ve bir bardak suyu kafasından aşağı döküp hızla odama kaçtım. O kendine gelip olayı anladığında ben çoktan odama girip kapıyı kilitlemiştim. İşte şimdu keyfim yerine gelmişti.
"Ravzaaaaaaaaaaa"diye cırlayan arkadaşımı duyana kadar tabi.
Korkmalı mıydım? Evet.
Korkuyor muydum? Evet.
Vezgeçecek miydim? Hayır.Nisayla gülüp eğlensemde Nisa bendeki tuhaflığın farkına varmıştı eee kaç yıllık dostum kardeşimdi sonuçta. Tabii ki anlardı ve anlamıştıda zaten. Şimdide benden ne olduģunu anlatmamı istiyordu. Tabii ki anlatacaktım. Nisayı salondaki üç kişilik koltuğa çekiştirdim. İkimizde oturduğumuzda ona kağıttan ve bu sabah ki karşılaşmamızdan bahsetmiştim. Ben anlatırken Nisanın yüzü şekilden şekile girdi ve en son sinirli durmskta karar kıldı.
"Bu kadar şey oldu ve sen bana daha yeni anlatıyorsun öyle mi?"diye ürkütücü bir şekilde fısıldadı ve ben daha ne olduģunu anlayamadan kendimi Nisanın yastım darbelerinden kaçmaya çalışırken buldum.
"Yastık Savaşııııııı"diye cırladı. Biri bu kıza cırlamayı yasaklamalı. One öyle yaa.
Öğlene kadar Nisa ile yastık savaşı yaptık, film izledik ve öğldn ikimizde namazlarımızı kılıp bahçeye cıktık. Bu gün benim arabamı tamire vermem gerekti. Malum dün kerestenin biri çarpmıştı. Nisada gelince arabaya bindik ve yola koyulduk. Nisa bana muzipce bakıp üstüne birde sırıttı. İşte şimdi geliyoooor.
"Sen neymissin be kızım. Geldiğin günden çocuğu peşine taktın."deyip kıkırdadı. Nasıl bakıyorsam artık kıkırdaması anında durdu ve ağzına yapay bir fermuar ćekti. Onun bu çocuksu haline kafamı dışarı çevirip gülümsedim ve tekrar ciddi görüntüme büründüm.
***
Arabayı servise verip eve taksi ile dönmüştük. Nisa da bende kendimizi yorgunlukla odamîza attık.
Üzerimi deģiştirip salona geri döndüm ve salonda Nisanın oturduğu dah doģrusu uzandığı koltuğun çaprazınada ben uzandım. 5-6 dakika sonra ayağımın altındaki yastıģı alıp pür dikkat televizyondeki saçma sapan evlilik programını izleyen Nisaya attım. Yastık kafasına vurup yere fmdüştüğünde dönüp bana 'Ne oldu?' Dercesine baktı."Açıııım"diye bağırdım resmen.
"Offf ne cırlıyorsun be kızım. Git pizza sipariş et. Alış veriş yapana kadar dışardan sipariş ederiz. Alış veriş yapınca evde yemeye başlarız." Deyip göz kırptı. Ona bakıp
"Zeki kız" deyip dil çıkarttım ve telefonumdan pizzacının numarasını aradım. Neyse pizzayla idare ederiz bir süre.
Vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın...😊😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Ömür Sev Beni
Teen FictionRavza Korkmaz, 19 yaşında tesettürlü bir genç kızdır. Hayatını islama göre yaşamaya çalışıyordur. Çevreden sessiz ve sakin görünsede çok hareketli ve eğlencelidir. Sinirli bir yapısı olsada genelde etrafına yansıtmaz... Kerim Karayel, 24 yaşında müs...