YENİ BÖLÜM İLE MERHABA, TÜM BÖLÜMLERİN AKSİNE DURGUN VE GÜNÜ ANLATAN BİR BÖLÜM OLSUN İSTEDİM BU KEZ. YA DA ŞÖYLE DİYELİM ''FIRTINA ÖNCESİ SESSİZLİK BÖLÜMÜ'' :))
İYİ OKUMALAR DİLİYORUM SEVGİLİ DOSTLAR...
Fırtınalı günler geri dönmüştü. Özlem, hasret, umut, korku, cesaret hepsini bir arada yaşıyordum günlerdir. Ancak dayanmakta güçlük çekmiyordum. İşyerimde, evimde bana destek olacak birçok dostum vardı artık. 17 Yaşındaki saf Nurgül yoktu, çoğu şeyi yaşamış, güçlenmiş bir kadındım ben. Herşeye göğüs gerebilen, güçlü, akıllı bir kadın.
Evde kalmıştım yine o gün, çıkasım gelmiyordu hiç. Çıkıp yine aynı üzüntü ile, bir dolmuşu daha kaçırasım yoktu. Evlere kapanıp kalmaktan korkuyordum. Kendime iş yaratamaya uğraşıyor, Sevda ablaların sözlerini hiç dinlemiyordum. Çıkmamı ve hayata devam etmemi istiyordu ikiside. O kadar hüzün ve üzüntüden sonra, hayatımı yeniden mahvetmemem için savaşıyorlardı.
Beni ayakta tutan şeylerden biri de umuttu. Umutlanmaktan vazgeçmiyordum, hayatımda olmasını istediğim şeyler için. Evde dur dur, iş güç, kitap çay, bunlarda bir yere kadardı.
Günler sonra, zorda olsa kalktım ve banyoya gittim. Ilık suyu açtım ve altına geçtim, tüm korkularımı, düşüncelerimi akıtmak ve kendimi sıfırlamak istiyordum sanki suyun altında. Bir saatten fazla suyla dans ettim ağlayarak, gözyaşlarım suya karışıyor ve yokoluyordu. Rahatça ağlayabiliyordum, sessizce çığlık atabiliyordum dudaklarımdan su süzülürken. Ellerimi duvara dayadım ve önüme eğdim başımı. Suyun başımdan geçmesini, aklımdaki tüm endişelerimi yıkayıp temizlemesini istiyordum.
Sonunda yine başa dönmüştüm, herşey içimde aynı yerdeydi. Su yeterli değildi temizlenmeye, cesaret gerekliydi. Duşumu aldıktan sonra odama gelmiştim. Dolabımı açtım ve istemeye istemeye de olsa, kendimi mecbur tutarak bir elbise seçmeye çalıştım. Bebek mavisi keten bir elbisem vardı sevdiğim.
Havlumu indirdim ve yepyeni bir takım sütyen ile kilot çıkardım dolabımdan. Aynanın karşısına geçtim giymek için, ancak bir süre bakakaldım. Güzel bir kadındım, alımlı ve düzgün vücutlu hoş bir kadın. Göğüslerimi okşadım biraz, ele geliyorlardı. Sonra göbeğime doğru indim, dokundukça farkediyordum ki kusursuza yakındı. İki elimi vücuduma sararak omuzlarıma dokundum, dimdik ve genişti. Ellerimi indirerek yavaşça kalçalarıma dokundum ki dolgun ve sıkıydı.
Dedim ki kendime ''Ben, beni zaten mahvettim. Ya şimdi, herşeye imkanım varken neden mahvediyorum hala beni? Aptal orospu! Saflığı artık bırak, kendine gel Nurgül! Toparlan artık, bak neler geldi geçti hayatından. Toparlan ve yaşamının geri kalanına odaklan.''
Bunları içimden çığlık atarak anlatıyordum kendi kendime. Kilotumu aldım ve giydim altıma. Sütyenimi de taktıktan sonra kendime şöyle bir baktım, sımsıkı duruyordu göğüslerim, alımlıydı. Hemen elbisemi aldım elime ve üzerime geçirdim. Saçlarım dalga dalgaydı, ıslaktı hafif. Öyle güzel dökülmüştü ki elbisenin omuzlarına. Hırka almaya karar verdim üzerime, krem hoş bir hırkam vardı. Tam alıyordum ki vazgeçip geri yerleştirdim. Gençtim, niyeydi bu saklanışım. Kısa kollu elbisemden görünen kollarımdan mı, diz üstü elbisemden görünen bacaklarımdan mı korkuyordum yoksa?
Cesaretimle hareket etmeliydim. Almadım hırka, saçlarımı kuruttum ve aynı şekilde bıraktım. Elbisem yakalı ve düğmeliydi. Tek düğmem açık olurdu hep, ancak bu kez birtane daha açtım. Göğüslerim meydanda değildi, ama alımlı görünüyordu. İşte bu olmalıydım biraz, güzel kadın Nurgül olmayı becermeliydim. Gözlerimin üzerine hafif mavi far sürdüm. Siyah göz kalemim ile öyle hoş durduki. Yanaklarıma hafif allık, dudaklarıma ise pastel bir ruj sürüp, nikah için çıktığımızda aldığım ve hiç giymediğim krem yüksek topuklu papuçlarımı geçirdim ayağıma. Krem bir çanta alıp, çıktım evden. İşyerine doğru ilerlemeye başladım.
Neden sonra varmıştım işyerine. İçeriye girdiğimde her zamanki gibi kalabalık bir ortam vardı. Çalışanlarım dahil müşterilerden bazıları bile bana bakıyordu. İlgi odağı olduğumu o an hissettim ve içten içe hoşuma gitti. Ben bunların hiçbirini yaşama hakkına sahip olamamıştım.
Sevda abla çıktı servis bölümünden, elinde bir servisle. Beni görünce vaaav dediğini hissettim dudaklarından ve büyüttüğü gözlerinden.
- Nurgülcüm!! Hoşgeldin, ay bu ne güzellik böyle.
Yanaktan öpüştük hafiften.
- Hoşbulduk ablacım, değişiklik iyi gelir belki dedim. Olmuş mu sence?
- Selime abla ile günlerdir bunun için yırtınıyoruz be kuzum. Olmazmı muhteşem olmuşsun hemde. Ha sahi seninki yine burda.
- Benimki mi?
Çevreme bakınmıştım ister istemez ve Nihat'ı her zamanki masasında farketmiştim. Dalmış kitap okuyordu kahvesi eşliğinde.
- Hıııı, ay boşver abla. Gerçekten çekemem.
- Hıh, sen bilirsin en doğrusunu kuzum. Servisi geciktirmeyeyim ben, sen geç otur.
Masanın birine şöyle bir yayılırcasına oturup, dış masalara doğru bakayım derken farkettim ki o beni benden önce farketmişti. Hayranlıkla bakıyordu, şaşkın şaşkın. Ayıp olmasın diye, kafamla selam verdim narince gülümseyerek. Oda aynı kibarlıkla selamımı karşıladı. Önüme döndüm hemen bu seramoniyi uzatmamak için.
Sevda abla içeriye doğru girerken aklına gelmiş olacak ki, yüksek sesle seslendi bana.
- Nurgülcüm! Bu perşembe doğum günün ya senin, dün konuşurken aklımıza geldi Selime teyzenle.
- Aaaa! Kendi doğum günümü unutmuşum be ablacığım, sen söylemesen aklımada gelmez vallahi.
- Hıı, konuştuk öyle işte, yaşlanıyor bir yıl daha dedik.
Doğum günümü kutlamak aklımdan bile geçmiyordu henüz. Derdim tasam kendime yetiyorken, zaten zorla atmıştım kendimi dışarı. 2 gün vardı doğum günüme, hiç uğraşamazdım bir parti için. Zaten bakıyorum da ablamlarda düşünmemiş olacaklar ki dertlerimden dolayı, sadece hatırladıklarını söylemişti.
O günüm öyle durgun ve sakince geçti, ilgi odağı olarak. Nihat'ın gizli göz hapsinde olmaya devam ettiğimin de farkındaydım. Bu göz hapsi bu kadarla kalmayacaktı ve ben bunu henüz bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GENELEV GÜLÜ [Tamamlandı]
General FictionSaflığın, kirletildiği bir hikaye. Acımasızca bir anlatım ile... Okudukça, o yaşamın gerçek tarafını öğreneceksiniz. Genç bir kız, aldanışı ve kaybedişi... O artık güçlü bir kadın olabilecek mi? Hikaye ağır küfürler ve cinsellik içerebilir.