BÖLÜM 60

6.7K 237 27
                                    

GENELDE 2 GÜNDE 1 BÖLÜM PAYLAŞIYORUM. ANCAK BUGÜN YİNE BİR JEST YAPMAK İSTEDİM. ÇOK ETKİLİ OLACAK BİR BÖLÜM SİZLERLE. AYRICA AÇIKLAMAYI OKUMANIZI ÖNERİYORUM.

HİKAYENİN SONUNA DOĞRU YAKLAŞIRKEN, HEYECAN YAVAŞ YAVAŞ TIRMANMALI. ÇOK AZ KALMASA BİLE ÇOK UZUN SÜRMEYECEK FİNALE VARMAMIZ. HEP BERABER YAŞAYACAĞIZ O HEYECANLI BÖLÜMÜ YAKINDA.

BİR DE AÇIKLAMAM OLACAK DEĞERLİ DOSTLAR. BU HİKAYENİN BİTİŞİ, YENİSİNİN BAŞLANGICI DEMEK. YENİ HİKAYEMİZİN ADINI SİZLERLE PAYLAŞMAK İSTİYORUM. HEMEN ŞİMDİ ÖZEL BİR BÖLÜM İLE, KAPAĞINI VE DETAYLARI DA PAYLAŞACAĞIZ.

YENİ HİKAYEMİZİN ADI: "GENELEV GÜLÜ; TÖRE" OLACAK.
TÖRE NEDENİYLE, BİR KADININ ÖLÜMDEN KAÇARKEN YAŞADIĞI, ÖLÜMDEN DE ACI OLAYLAR SİZLERLE OLACAK. BU KADININ DA DÜŞÜŞÜNÜ VE TABİKİ KALKIŞINI HEP BERABER OKUYACAĞIZ. YENİ HİKAYE ADIYLA İLGİLİ DÜŞÜNCELERİNİZİ YORUM OLARAK BELİRTEBİLİRSİNİZ...

İYİ OKUMALAR DİLİYORUM.

Yeni bir sabah, yeni olaylar ve yeni kararlara sebep olacaktı. Tabi henüz bunu bilmiyordum. Güne güzel başlamıştım. Herşey iyi gidiyordu. Ancak kafamda bir sürü soru ve sorun beni yiyip bitiriyordu.
Engin ile karşı karşıya gelmemek için verdiğim çaba. Nihat'ın ne zaman gerçekleri duyacağı ve nasıl tepki vereceği endişesi. Gereksiz yere Fadime ve Nihat ile ilgili önyargım. Figen ablanın Engin ve benim geçmişimi öğrenmesi ve yaşanan talihsiz olay. İpeğin bizden şüphelendiğini düşünerek Engin'i onun yaraladığını düşünmüş olmam. Sertaç ile denk gelişim ve onu tanıdığıma dair bulunduğum itiraf. İpek ve Sertaç'a, Engin ile ilgili gerçekleri itiraf edişim. Sertaç, İpek, Figen abla ve Nazan teyzenin benim yanımda duruşu. Ve daha bir sürü şey aklımdan çıkmıyor, beni bir ölü gibi yaşamaya zorluyordu.
Hayatta Esat ile evlendikten sonra yakaladığım mutluluğu bugünlerde unutmuş durumdaydım. Gerçekten yorulmuştum ve böyle bir yaşam istemiyordum. Ben bu düşüncelere dalmışken, Sevda abla bahçeye yanıma geldi.

- Nurgül nasılsın canım? Düşünceli ve durgun gördüm seni. İyi misin sen?
- İyiyim abla, ama düşünceliyim evet.
- Ne düşünüyorsun hayatım? Anlatmak istersen dinlerim.
- Abla, çok yoruldum ben. Nihat ile herşeyin iyi olacağını düşünerek başlamıştım bir ilişkiye.
- Eee, Nihat gerçekten de iyi bir adam hayatım. Hayrola, yoksa seni üzecek bir şey mi yaptı?
- Yok abla, o verdiği sözü tuttu hep. Benim mutlu olmam için yanımdaydı. Ama sorun Engin'in kardeşi olması. Engin ile evlerinde karşılaştık ve o günden beri mutluluk kapımdan uzaklaştı.
- Ne düşünüyorsun peki Nurgülcüğüm? Ayrılmak mı istiyorsun yoksa?
- Bilmiyorum abla bilmiyorum gerçekten! Sertaç ile ilgili yemekte bir itirafta bulundum hatırlıyor musun?
- Akçay'da evet hatırlıyorum canım.
- Kendime, özgüvenim olduğunu hissettirmişti açıkça söylemek.
- Yoksa, Nihat'a açıklamak mı istiyosun?

- Yapabilir miyim bilmiyorum ama en azından geçmişte bir tanışıklığımız olduğunu söylemek istiyorum. Abla, kandırmış gibi hissediyorum sürekli. Böyle olunca da mutlu olamıyorum.
- Konuş bence Nurgül. Birşeyler saklamaktansa, tam anlamıyla olmasa bile gerçekleri söyle. Engin bey yüreği varsa, enine boyuna itiraf etsin Nihat sorduğunda da görelim. Yüklendiğin yetmedi mi kızım kendine? Bırak içinde kalmasın, kendini yalan söylüyor gibi hissetmezsin en azından.

- Bilmiyorum inan, ne yapacağımı şaşırdım.

Bu konuda kimden fikir alsam, aynını söyleyecekti. Suçum günahım olmadığı halde, kimse üzülmesin diye içime atarak üzülen, sadece ben oluyordum. Nihat'a Engin'i tanıdığımı söylemek istiyordum ama nasıl ve ne kadarını söyleyecektim. Aşık olduğum adam olduğunu mu? Yoksa beni kandırıp kullandığını mı itiraf edecektim? Bebeğim olacakken katili olduğunu mu söylemeliydim? Ve daha bir sürü şey işte.
Aklımda bunları elemeye başlarken, bir yandan da güzel bir akşam yemeği için plan yapıyordum. Bizim restorana gidip, güzel bir akşam yemeği organize etmek, bizimkiler ve Nihat'ın ailesi falan bir aile yemeği yiyelim istiyordum. Düşünceleri bir kenara bıraktım ve Sevda ablaya seslenip, planımı anlattım.

- Abla, akşam yemeği için restorana gitsek, güzel bir masa hazırlasak,  Nihatları da davet ederiz hem, ailecek bir yemek yiyelim diyorum. Nihat mutlu olur bence, ne dersin?
- Olur yavrum, ben hazırlanayım o zaman, çıkarız birazdan.
- Tamam abla, ben de çıkıp giyiniyorum hemen.

Engin'de gelecekti aile geleceği için, ama kuvvetli davranır ve görmezden gelirdim son zamanlarda yaptığım gibi. Hemen üst kata çıktım ve dolaptan kıyafetlerimi çıkarıp üzerime giydim. Bir çantaya da akşam yemeği için giyeceğim güzel bir elbise ve ayakkabı koyduktan sonra, aşağıya indim. Sevda ablayı beklerken, telefona sarıldım. Nihat'ın işyerini çevirdim ve kısa süre sonra telefonu açtı.

- Alo, hayatım!
- Aşkım?
- Şey, biz Sevda abla ile restorana gidiyoruz. Akşam yemeği için masa hazırlayacağız. Sen ve ailende olun mutlaka bu yemekte. Ne dersin uygun olur mu aşkım?
- Tabi tabi oluruz. Ben haber veririm şimdi, iş çıkışı alırım birlikte geliriz hayatım.
- Tamam aşkım, görüşüz akşama.

Nihat'tan da onayı aldıktan sonra, artık rahatça gidebilirdik. Sevda abla hazırlamış ve gelmişti. Annemlere söyledik ve onların evde kalmasını istedik bugün. Biz yemek işini hallederken, onlarda keyif yapsın istemiştik. Hemen yola koyulduk.

- Güzel bir masa hazırlayalım. Hem Mehmet abiyi de ararız işyerinden. Oda eşlik etsin bize.
- Şey, eh olur tabi Nurgülcüğüm.
- Abla sen akşam için kıyafet koydun mu yanına?
- Koydum canım, geri dönmeyiz o saatten sonra diye düşündüm.
- İyi yapmışsın, ben de aldım elbisemi yanıma.

Sohbet ederek yolu bitirmiştik. Restorana girdik ve herkese selam verdik. Bizi görünce şaşırmıştı çalışanlar. Uzun zamandır işyerine gittiğimiz yoktu çünkü. Durumu anlatıp, mutfağa geçtik hemen. Öğle olmuştu bile. Ancak yemekleri hazırlayıp, masayı kurabilecek vaktimiz olacaktı. Biz yemekler için kolları sıvarken, Ali'de çay servisini ihmal etmiyordu sağolsun. Aklıma Mehmet abi geldi ve önlüğümü atıp hemen telefona koştum. Bir plan yapmadan ulaşmam iyi olacaktı.

- Mehmet abi, nasılsın?
- Nurgül? İyiyim canım sen nasılsın?
- İyiyim abiciğim sağol. Akşam restoranda aile yemeği veriyoruz. Seninde olmanı istiyoruz. Özellikle de Sevda abla çok istiyor.
- Öyle mi? Tamam o zaman gelirim, sizi mi kıracağım.
- Tabi abi, kırma Sevda ablamı.

Gülüştük ve telefonu kapattık. Sevda ablanın yanına döndüm hemen.

- Abla, aradım Mehmet abi de geliyor.
- Hmm, hadi bakalım.
- Hadi yine iyisin abla.
- Nurgül, kızdırma beni bak!
- Tamam abla, birşey demedim ki.

Hala şımarık hala çocuktum. Hala daha muzurluk peşindeydim.
Yemek, masa düzeni derken akşam saati olmuştu bile. Biz de üzerimizi değişmiştik ve misafirlerin gelmesini bekliyorduk. Annemler önden gelmişti.

- Hoşgeldiniz hatunlar.
- Hoşbulduk kızlar, döktürdünüz mü ne?
- Aman Ayşe abla, elimizden geldiğince işte.

Çok fazla zaman geçmeden, Nihat ve ailesi, Mehmet abi de restorana geldiler. Hemen onları karşıladık ve teras kısmında hazırladığımız masaya aldık. Yemeklerin servisini de biz yapıyorduk Sevda ablayla.

- Hepiniz hoşgeldiniz. Bugün güzel bir yemek yiyelim istedik. Siz de eşlik ettiniz, teşekkür ederim.

Herkes ağız birliğiyle hoşbulduk demişti. Yemekleri servis etmiş ve yemeğe başlamıştık. Sohbet muhabbet güzel gidiyordu. Moraller iyi görünüyordu. Ben düşünceli de olsam, pek belli etmiyordum. Sohbete eşlik ediyor ve kahkaham ile masayı inletiyordum bazen. İyi olsam da, olmasam da belli etmiyor ve hep iyiymiş gibi davranıyordum. Hele ki Engin denilen adinin olduğu bir yerde asla belli etmezdim.
Sohbet arasında Engin'in de sesi çıkmış ve bu çıkış ona çok ağıra patlamıştı.

- Yemekler çok güzeldi teşekkür ederiz.
- Afiyet olsun.
- Nerede öğrendin yemek yapmayı Nurgül?
- Annemden öğrendim Engin!
- Hmm, annen ve sen çok vakit geçiremediniz diye biliyorum ben.
Herkes bizi izliyor ama olayın ciddiyetini anlamıyordu.
- Nereden biliyorsun anlamadım?
- Sertaç ile tanışıyormusunuz ya hani, o bahsetti.
İşte bu diyalog benim bardağımı taşıran son damla olmuştu. Sabahtan beri düşündüğüm şey o anda gerçek olacaktı. Herkesin huzurunda ağzımdan o cümle çıkıverdi.
- Beni sen de iyi tanırsın o günlerden, Sertaç'ın anlatmasına gerek yoktu!

Bu cümlenin ardından, Sevda abla, annem, Selime teyze, Figen abla, Nazan teyze ve tabiki Engin bana bakakalmışlardı. Engin büyük bir şok ile bakıyordu yüzüme. Rengi atmıştı resmen. En önemlisi ise Nihat, şaşkınlık içindeydi. Gözleri bir sürü soruyu sorar gibi bakıyordu etrafına. Yaptığım şey belki birçok yönden etkileyici bir hareket olacaktı, ancak o saatten sonra hiçbir şey umrumda değildi.

GENELEV GÜLÜ [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin