GENELEV GÜLÜ [Tamamlandı]

BÖLÜM 39

MERHABA DEĞERLİ DOSTLAR, YENİ BÖLÜM SİZLERLE...SİZE ÖZEL BİR MÜZİKTE ÜSTTE YER ALIYOR...
HİKAYEMİZİN HER BÖLÜMÜNDE, FİNALE DOĞRU BİR ADIM DAHA YAKLAŞIYORUZ. BU NEDENLE BİR DİĞER HİKAYEM OLAN ''ASKERLİK AŞKIM''A BAŞLADIM VE BÖLÜMLER YAYINLANIYOR. BENİ ORADAN DA TAKİP EDEBİLİRSİNİZ. HİKAYEDE BİR ASKERİN ELİNDE OLMADAN ASKER ARKADAŞINA DUYMAYA BAŞLADIĞI, ACI DOLU AŞK ANLATILIYOR...AYRICA HİKAYE TAMAMEN GERÇEKTİR...ALTTAKİ LİNKTEN VEYA PROFİLİMDEN OKUMA LİSTENİZE ALABİLİRSİNİZ...

ASKERLİK AŞKIM LİNK: https://www.wattpad.com/myworks/77257230-askerlik-askim

Engin'lerin nişan töreni üzerinden, bir hafta geçmişti. O gece yaşadığım ve sonuçlanmayan olayın üzerinde durmuyordum. Olacağına bırakmıştım ve olacağı birşey yok gibiydi. Hayal gördüm sanıyordum kendimi. En azından bu ihtimale inandırıyordum.

Bahçeye çıkmış ortalığı toparlamıştım. Bahçeyi yıkayacaktım, vakit geçirmek için. Hem böylece kafamda dağılıyordu. Masanın örtülerini kaldırıp, sandalyelerimi masaya çıkardım. Hortumu elime aldığım gibi tüm bahçeyi yıkayıp süpürmeye başladım. Kapının yanlarını yıkarken, merdivenin dibindeki çimlerin içinde yarısı kullanılmış bir ilaç tableti buldum. Baktım fakat arkasında yazan isimden birşey anlamamıştım. Kendi kendime söylendim.

- Nişanda gelen misafirlerindir heralde. Soran olur falan en iyisi dolaba koyayım.

Tableti alıp, mutfağa gittim ve dolaba koydum. Tam işlerimin başına dönüyordum ki, telefon çaldı. Hemen koştum ve telefonu açtım. Arayan Nihat'tı.

- Efendim aşkım?

- Nurgül napıyorsun aşkım?

- İyiyim hayatım, bahçeyi yıkıyordum sen napıyorsun?

- İşyerindeyim ben de aşkım, arayıp halini sorayım dedim.

- Sağol birtanem iyi yapmışsın.

- Ha sahi, birşey daha diyeceğim. Annem haftasonu için bizim yazlığa gönderiyor bizi. Kafamızı dağıtalım istiyor, ne dersin?

İyi gelebilirdi iki gün veya keyfimize göre uzatacağımız bu tatil. Onaylarken arkadan gelecek cümleyi bilmeden onaylamıştım.

- Ay iyi olur valla Nihat. Çok bunalmış hissediyordum kendimi son günlerde.

- Tabi yavrum ya, gezeriz hem güzel olur. İpek falan arkadaşlık eder sana çarşıda.

- N.nn.ne? İpeklerde mi geliyormuş?

- Annem kıyamamış ya, ayrım yapmış gibi düşünmelerinden endişe etmiş. Onlarıda davet etmiş aşkım. Bak istiyorsan eğer gitmeyiz, onlar döndükten sonra da gidebiliriz.

Olan olmuştu artık. Gitmesek İpek bozulabilirdi. Gidecektik mecburen, Nazan anneyide kırmamış olurduk böylece.

- Yo yo sorun değil aşkım. İlk anda söylemeyince şaşırdım bir an. Gelsinler tabi, İpeği seviyorum vakit geçiririz hep birlikte.

- Tamam aşkım, seni işinden almayayım ben o zaman. Kapatıyorum görüşürüz daha sonra. Haftasonu gelmeden alışveriş yapalım hem birlikte.

- Tamam hayatım, olur tabi.

Telefonları kapamıştık ve ben aklıma sıçayım dercesine kafamı ellerimin arasına almıştım. Bu şerefsizden uzak durdukça, imkanlar bile bizi biraraya getiriyordu. İlgi çekmemek gerektiğini bildiğim için Nazan annenin bu süprizine de kızamamıştım. O da kesinlikle geçmişin ilgi çekmesini istemiyordu ve buna inanıyordum. Mecburen 2 gün katlanacaktık birbirimize. Hem İpek'te vardı ve bol bol ikisi zaman geçirirdi. Bizde Nihat ile vaktimizi değerlendirirdik.

İşlerim bitmişti ve hortumu toparlayıp, süpürge tas ne varsa bodruma attım. Yapacak birşeyde kalmamıştı. Aklıma Madam Martinez'i ziyaret etmek geldi. Hemen bahçenin soluna koştum ve bağırmaya başladım.

- Asuman! Asuman!

Bir süre bekledikten sonra, komşum balkona koşup cevap verdi.

- Efendim Nurgülcüm?

- İşin var mı hayatım? Madam'ı ziyaret edelim diyecektim. Biliyorsun sıkılıyorum hep uğrayın diyordu.

- Yok işim kalmadı hayatım. Ben de napsam diye düşünüyordum. Üzerime birşeyler takıp ineyim madem hemen.

- Eh hadi madem. Bir kahvesini içer, sohbet eder geliriz.

Ben de hemen içeriye koştum ve nar çiçeği keten bir elbise giydim üzerime. Altına dolgu topuklu, kafesli ayakkabılarımı geçirdim. Saç için bekleyemeyecektim ve sıkıca topladıktan sonra, yaza özel aldığım krem üzerine çiçekli foter şapkamı taktım. Dudağıma şeftali tonlarında bir ruj, gözlerime siyah kalemimi çektikten sonra, kapıya çıktım. Asuman'da kapıdan çıkmış bana doğru geliyordu. Gördü beni ve el sallayıp durdu. Ben gittim yanına ve Madam Martinez'in evine doğru ilerlemeye başladık.

- Ben de böyle birden söyledim sana ama, kadına ayıp olmaz inşallah.

- Yok yok, aradım ben şimdi. Feride madam'a söyledi, memnun olurum demiş.

- Hah iyi bari. Kadına ayıp olmasın.

Biraz yürüdükten sonra, Madam'ın evine varmıştık. Kapıyı çaldık ve Feride açtı, enteresan bir havası vardı bugün. O neşeli yardımcısı değildi sanki. Tedirgin gibiydi duruşu. Belkide eviyle barkıyla ilgili sorunları vardır kimbilir. Bizi içeri davet etti Feride:

- Ah, hoşgeldiniz geçin geçin, buyurun lütfen.

- Hoşbulduk Ferideciğim, teşekkürler.

- Kızım! Feride, misafirler mi geldi yavrum?

- Evet Madam.

- Oh oh je suis si heureuse! (çok sevindim)

- Merhaba, Madam Martinez.

- Merhaba Nurgülcüğüm, hoşgeldiniz tatlim.

- Asumanciğim hoşgeldin tatlim.

- Hoşbulduk Madam Martinez.

- Gelin gelin, şöyle salona geçelim hep birlikte.

Bu kadına aşıktım gerçekten. Asaleti beni benden alıyordu. Zerafetine ise diyecek söz yoktu. Hemen Feride'ye seslendi.

- Feride ! Yavrucuğum gel misafirlerimiz ne içiyorlar, bir sor bakalım.

- Geldim Madam, geldim. Ne içersiniz?

- Birer Türk kahvesi içelim, Madam Martinez ile karşılıklı. Özledik vallahi sizi.

- Pekala, kizim kahvelerimizi yap sen benimkini biliyorsun zaten.

- Hemen hazırlıyorum Madam.

Ben de ardından söze girdim:

- Eee nasılsınız görüşmeyeli Madam Martinez?

- İyiyim Nurgülcüğüm, iyiyim. Teşekkürler, siz nasilsiniz asil?

- Bizde iyiyiz teşekkürler. Sağlığınız sıhhatiniz iyidir inşallah?

- İyi iyi, ancak geçen hafta fenalaşiyordum sormayin. Şu nişan gecesi geldiğimizde, Feride'den su istedim. O da koskoca bahçede, ilacimi düşürmez mi? Elimin altinda da yoktu, zor yetiştik vallahi.

Kafamda o an şimşekler çaktı ve hemen o geceye gittim. Şimdi gördüğüm Feride'nin endişeli bakışları. O gece yaşadığımız olay ve benim bulduğum ilaç tableti. Bizi gören Feride'ydi.