BÖLÜM 48

7K 238 26
                                    

MERHABA DEĞERLİ DOSTLARIM, GENELDE 2 GÜNDE YENİ BÖLÜM YAYINLIYORUM. ANCAK SİZLERE JEST YAPMAK İSTEDİM BUGÜN. SABAH YENİ BÖLÜM PAYLAŞMIŞTIM VE ŞİMDİ BİR BÖLÜM DAHA PAYLAŞIYORUM, UMARIM BEĞENİRSİNİZ... BU ARADA 214 BİN OKUYUCUYU AŞMIŞIZ VE GENEL KURGU KATEGORİSİNDE BU PAYLAŞIMI YAPTIĞIM ''ANDA'' YANİ ŞU DAKİKA İÇİN 7. SIRADAYIZ. BUNLAR BENİM İÇİN DUYGULANDIRAN VE ÇOK GÜZEL İSTATİSTİKLER...YANIMDA OLAN HERKESE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.

Bizimkiler ne yaptı bilmiyorum ama beni baya yormuşlardı. Engin'i bulduğum an yaşadığım korku bir yana dursun, ifademi alacaklarını ve hemen çıkacağımı düşünürken, olay uzadıda uzadı. Ben gönül ve vicdanen rahattım. Tek bildiğim İpeğin bana söylediği arkadaşları ile buluşacak olması ve benim döndüğümde onu evde o halde bulmamdı. İnsan haklı olduğunu bilse bile, ispat edememesi durumunda neler olacağını düşündükçe, korkmadan edemiyordu.

Orada beklerken mecburi olarak öğrenmeye çalıştığım, hastane durumları da baya ilginç bir yere çıkıyordu. Engin derhal ameliyata alınmış ve sırtındaki bıçak çıkarılacak ve incelemeye gönderilecekmiş. Cinayet teşebbüsü olduğu için, işlemleri güvenlik güçleri hızlandıracakmış. Bunları duyduğumda tahmin ettiğim tek şey, parmak izlerine bakılacağı ihtimaliydi. Kendi kendime kurup duruyordum karakoldan çıkmama müsaade edecekleri saati beklerken. Acaba kimdi? Neden yapmıştı? Ev halkını düşünmeden edemiyordum. Sertaç'ın yakın zamanda Engin olayını öğrenmiş olması, İpeğin gece yarısı perde arkasından bizi izlerken, ne niyetle izlediği, Sevda ablanın bana yaşattıklarından dolayı Engin'e duyduğu büyük nefret, Nihat'ın ikimizden şüphelenip şüphelenmediği duygusu. İşin içinden çıkamıyordum, bu suçu işleyen o zaman hepsi olabilirdi. Hepsinin olması için bir sebep vardı kafamda. Delice düşünmeye başlasam, Mehmet abi ve Aslı için bile bir sebep bulabilirdim, o derece çıldıracak duruma gelmiştim.

Bir süre daha beklemek zorunda kaldım ve yan komşu dedikleri çift ifadeden çıktı. İlk beni almışlardı ve gerçekten uzamış, benide oldukça tedirgin etmişti. Çift yanıma doğru yaklaştı ve oturdular.

- Merhaba, komşuyu siz bulmuşsunuz yaralı, değil mi?

- Aaa, evet evet. Merhaba siz de, kaçan bir kadını gören o yan komşuları olmalısınız?

- Evet, biz o komşularıyız. Nazan teyzeyi iyi tanıyorduk. Severiz de çok, oğlunun böyle bir duruma gelmiş olması bizi çok üzdü. Şükür ki o anda balkondaydım ve bir ipucu gözüme çarpmıştı. İçerde herşeyi anlattım, inşallah kısa zamanda yakalarlar.

Hemen soru sorma isteği doğmuştu içime, söze ben girdim bu kez:

- Nasıl biriydi? Tam görebildiniz mi, kaçan kadını? Kadın olduğunu söylemişsiniz sanıyorum.

- Evet, evet kadındı kaçan. Görmesem bile o topukluların sesinden kadın olduğunu 100 metreden anlar insan. Ancak görsem bile ağaçlık bahçe diplerindeki kaldırımdan koştuğu için, sadece eteğini ve ayakkabısını görebilme imkanım oldu.

- Anladım, olsun siz yine de kaçıp susmak yerine, komşularınıza destek olup ifade vermeye geldiniz. Size ne kadar teşekkür etsek az kalır. Bu arada ben de Nazan hanımın diğer oğlunun nişanlısıyım.

- Ah, ne kadar güzel. Biz de sizleri arkadaş grubu olarak tahmin etmiştik. Eşim sitem etmişti hatta, bak ne güzel eğleniyorlar. Sense hiç evden çıkmıyorsun diye.

- Evet eğlenceli gidiyordu, bize katılmanızı bile isterdik ama, bu talihsiz olay yaşandı. Herşeyi unuttuk, sanıyorum bir süre de burda kalacağız.

- Galiba, evet haklısınız. İçerde memurla konuşurken de söylediler, bir süre Akçay'ı terketmemeniz gerekiyor diye.

İşte kesindi buralarda kalacağımız. Bir süre, en azından Engin ameliyattan sağ çıkıp, kendine gelince ifadesini verene kadar, o kanlı ve soğuk bıçağın üzerindeki izlerken birşey öğrenilene kadar, buradaydık. Biraz daha zaman geçtikten sonra, evin kapısında bize eşlik eden memur bey geldi:

GENELEV GÜLÜ [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin