YENİDEN MERHABA DEĞERLİ DOSTLAR, YORUMLARINIZ, ELEŞTİRİ VE BEĞENİLERİNİZİ DİLE GETİRİYORSUNUZ YA, İNANIN HEPİNİZİ ARKADAŞ, DOST GİBİ GÖRÜYOR VE HEPSİNE CEVAP VERMEYE ÇALIŞIYORUM. AYRICA KATILIMINIZ BENİ ÇOK MUTLU EDİYOR.
BU HİKAYEYE BAŞLARKEN UMUTLARIM VARDI, ANCAK ÇOK DAHA ÜSTÜNE ÇIKTI OLANLAR. 173 BİN OKUMA SAYISINA ULAŞTIK VE BENİ MUTLU ETTİ. BENİ EN MUTLU EDEN ŞEY İSE, ARTI VEYA EKSİ YORUMLARINIZ OLDU.YENİ BÖLÜM SİZLERLE İYİ OKUMALAR DİLERİM...
Hemen önüme dönmüştüm, ancak saklanacak da bir yerim yoktu. İçimden sadece dua ediyordum ''Nolur tanımasın, tanımasın!'' diye. Aradan uzun yıllar geçmişti, tek dileğim bu yüzden tanıyamaması yönündeydi.
Engin ile sıkı dost olduklarını biliyordum. Ancak Nihat'ta samimi bir bakış atarak el sallamıştı. Ben içimden duaları ardarda sıralarken, Kapıcılık yaptığımız binada oturan Engin'in arkadaşı Sertaç ve yanında bir bayan masamıza geldiler. Güleryüzlü ve sımsıcak bir adım atmışlardı.
- Ooo, sizde mi buradasınız arkadaşlar ya?
- Buradayız tabi oğlum! Engin bile geldi bak!
- Gördüm Nihatcım, o sevmez halbuki böyle kalabalığı.
- Nişanlandı değişti abisi. Yenge doğru yola soktu herifi.
Aralarında samimi bir konuşma ve gülüşme yaşandı. Sevda abla, ipek ve Mehmet abi herşeyden habersiz bu samimi sohbete, tebessüm ile bakıyorlardı. Engin ile ben oldukça tedirgin bir haldeydik. Nihat ise gayet samimi şekilde kalkıp sarıldı arkadaşına.
Sıra olmamasını dilediğim tanışma faslına gelmişti.
- Bu eşim, Aslı. Zaten tanıyorsunuz düğünden.
- Nasılsın Aslı?
- İyiyim Nihat sağol, tatil yapıyoruz bakalım ayda yılda bir işte.
- Bakın buda benim nişanlım Nurgül. Nişana davet ettik ama, yurtdışındaymışsınız.
- Memnun oldum ben Sertaç. Yengede tanıdık geldi sanki, önce biraraya geldikmi biz abi?
Hemen söze girdim:
- Yok gelmemiştik, birine benzettiniz heralde. Bu arada memnun oldum. Aslı hanım siz nasılsınız?
Sözü değiştireyim derken karnım çatlamıştı. Sertaç ikidebir bana bakıyordu. İstemsiz gözü kayıyor ve eminim beni tanıdığına inanıyordu. Benim kim olduğumu çıkarmaya çalışıyordu. Tek dileğim bunu yapmamasıydı. Çünkü Engin ile birliktelik yaşadığım ve ilişkimizin bittiği döneme kadar tanıyordu beni Sertaç. O zaman çok gençtim, belkide bu nedenle çıkaramamıştı henüz. Bu esnada Aslı ile diyalogumuz oldu.
- İyiyim Nurgül hanım, siz nasılsınız? Ah, bu arada Nihat çok şanslısın ki nişanlın çok güzel ve zarif. Tabi Engin'in nişanlısı da öyle.
- Ah, canım çok kibarsın ve sende çok güzelsin. Teşekkür ederim iltifatın için.
Konu nihayet benden geçmişti. Aslı benim dibimde bir sandalyeye otururken, Sertaç ise Engin ve Nihat'ın arasına bir sandalye çekti. Oturmadan önce diğerleriyle de el sıkıştı ve yerleşti. Neden selam verip gitmemişti ki bunlar? Ter atıyordum ama belli edemiyordum. Engin dangalağıda aynı durumdaydı, fakat çaktırmıyordu.
Sohbet uzadıkça uzadı, bu durum bana yıllar gibi gelmişti. Tam kalkıyorlardı ''Oh'' diyecekken, Sertaç bir teklifte bulundu.
- Beyler bizim evi biliyorsunuz buradaki yazlığı. Yarın akşam yemeğe davet edelim bu grubu, ne dersin Aslı?
- Valla ben çok mutlu olurum Aşkım. Onları ağırlamaktan memnuniyet duyarım.
- Oğlum, uğrarız ama boşver yahu zahmete girmeyin.
- Olurmu yahu, arkadaşlarım gelmiş ve denk gelmişiz. Hem de sevdikleriyle beraberler. Mutlaka güzel bir akşam geçirtmemiz lazım size. İtiraz tanımıyorum, yarın akşam mutlaka görüşüyoruz. Saat 8 gibi bizde olun. Hadi kalkıyoruz biz.
- Anlaştık madem, hadi iyi bakın kendinize. Yenge hayırlı günler.
Engin'in nutku tutulduğu için, karşılama ve diyalog kısmının çoğunu Nihat gerçekleştirmişti. Günün bana getirdiği mutluluğun üzerine, bir de bu endişeli saatler eklenmişti. Biraz daha oturduktan sonra, artık eve dönmeyi teklif ettim. Yemek, temizlik gibi durumları bahane etmiştim. Bir süre sonra hesabı ödediler ve eşyalarımızı toplayıp evin yolunu tuttuk.
1.5 SAAT SONRA
Eve gelmiş ve biraz dinlenmiştik. Erkekler bahçeye geçerken, biz de iş bölümünü yaptık. Hızlıca şu evi bir toparlayalım demiştik. Bahçeyi Sevda abla elden geçirecekti. İpek'te mutfak ve salona el atacaktı. Bende üstte koridor ve odaları, bir de banyoyu halledecektim. Yukarı çıktım ve girilebilecek olan odaları, toparlamaya başladım. Sonrasında ise banyoya geçip, dolabın içinden çıkardığım temizleyiciler ile, küveti, lavaboyu ve duvarları güzelce fırçaladım. Burayıda temizleyip yıkadıktan sonra, kendi odamızı toplamaya geçtim.
Giyimleri toparlıyordum ki, kapı aralandı ve sesi işittim. Arkama baktım ve gelen Engin'di.
- Ne var? Napıyorsun burada?
- Kızma kızma, birşey yok. Sertaç'ı konuşmaya geldim. Bak istersen ben konuyu konuşabilir ve açıklayabilirim. Seni hatırlarsa sorun çıkması ihtimaline karşı.
- Yo, istemem böyle birşey sağol!
- Yahu neden bana karşı, biraz daha ılımlı olamıyorsun. Tamam ben bir şerefsizim ama, iki insan olarak anlaşmanın yolunu bulmamız lazım. Bak ben de nişanlıyım artık. Sen ise benim kardeşimle nişanlısın. İster istemez yüzyüze geleceğiz böyle sık sık.
- Gelelim, benim bir çekincem yok, istemiyorum seninle anlaşmak ben. Hayatımda nefret ettiğim tek insan sensin. Uzak dur benden! Bu olaylar duyulursa Nihat nasıl tepki verir sence?
Biz bu diyalogta iken, kapıdan içeri biri girdi. Engin ve ben burun burunaydık neredeyse ve aynı anda kapıya baktık. İpek, sinirli bir bakışla içeriye adımını atmış bizden bir cevap beklercesine bakıyordu. Sanıyorum ki herşey bitmişti ve konuştuklarımızı duymuştu. Şimdi biz bu masum, suçsuz kıza ne cevap verecektik?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GENELEV GÜLÜ [Tamamlandı]
General FictionSaflığın, kirletildiği bir hikaye. Acımasızca bir anlatım ile... Okudukça, o yaşamın gerçek tarafını öğreneceksiniz. Genç bir kız, aldanışı ve kaybedişi... O artık güçlü bir kadın olabilecek mi? Hikaye ağır küfürler ve cinsellik içerebilir.